İstanbul sen bana ne yaptın

Güncelleme Tarihi:

İstanbul sen bana ne yaptın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2012 00:00

Hippi ve doktor bir ailenin Hollanda’nın küçük bir kasabasında doğan kızı Fleur Odylle. Ailedeki herkes müzikle ilgilendiği için o da piyanoya başladı genç yaşta. Sonra yolu İstanbul’a düştü. Düşüş o düşüş... İstanbul, Türkçe ve müzik aşkını da ‘İstanbul Bana Ne Yaptın’ adlı caz albümünde anlattı.

Haberin Devamı

Hikâyeniz çok ilginç. Anlatır mısınız?
- Aslında çok uzun... Özetleyeyim, Hollanda’da Groningen yakınlarındaki Midlaren kasabasında büyüdüm. Bas gitar, piyano ve akordeon çalan babamın bir blues grubu vardı. Annem de piyano çalardı. Erkek kardeşiminse bir rock grubu vardı. Ben de 10 yaşımda piyano çalmaya başladım ama bir grup kurup şarkı söylemeye çok çekiniyordum. Çünkü tarzım zordu. Hoşuma gidenler retro-caz gibi şeylerdi.
Peki yolunuz İstanbul’a nasıl düştü?
- Liseden sonra Utrecht’teki bir üniversiteye girdim. Bir değişim programıyla bir dönemlik İstanbul’a Boğaziçi Üniversitesi’ne geldim. Siyaset felsefesi okuyordum, anlayacağınız bayağı inek bir tiptim. Prof. Dr. Zeynep Gambetti’yle çalıştım. Master yapmam için beni ikna etti.
Ne kadar kaldınız burada?
- İlk geldiğimde beş ay. Sonra Hollanda’ya döndüm tez yazmak için. Amsterdam’da tatildeyken anladım ki Türkçe konuşup müzik yapmak istiyorum.
Peki, o kadar ülke gezmişsiniz. Neden Türkiye ve Türkçe?
- Alışkın olduğunuz için anlamazsınız ama Türkçe çok güzel bir dil. Dilbilgisinin zorluğu ilgimi çekti. İkinci yüksek lisansım için Hollanda’da Leiden Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümü’ne girdim. Bir dönem orada bir dönem de burada ders aldım. İkinci tezimi Sabancı Üniversitesi’nde yazdım.
Tez konunuz neydi?
- Türk milliyetçiliğinin doğuşu ve cumhuriyetin kuruluşu.
İstanbul’da bu kadar zaman geçirmenize aileniz nasıl tepki gösterdi?
- Ailem hippi. Tek istedikleri iyi bir eğitim almamdı. Bundan sonra nasıl mutluysam öyle yaşamam gerektiğini düşünüyorlardı. Sorun çıkmadı. Sadece annem biraz meraklanıyordu. Ama lansman konserimde buradaki hayatımı beğendi.

Haberin Devamı

HEM İSTANBUL’A YERLEŞİP HEM DE ELEŞTİRMEK OLMAZ

Peki eğitimden sonra müziğe geçiş nasıl oldu? Alakasız iki konu gibi tınlıyor...
- Sabancı Üniversitesi’nde istediğim derslere katılabiliyordum. Ben de görsel sanatlar bölümüne girdim. Orada yaratıcı bir ödev verildi, ben de farklı bir iş yapmak istedim. Şarkı yazıp klip çektim. ‘İstanbul Sen Bana Ne Yaptın’ şarkısı o ders için yazıldı. Çektiğim klip çok beğenilince beni okul şenliklerinde sahneye çıkarmak istediler. Bu sırada grup kurmam gerekiyordu. Tesadüf eseri Bora Bekiroğlu beğendi şarkılarımı. Sonra beraber çalışmaya başladık. Ardından da albüm...
Şarkıyı yazarken nelerden ilham almıştınız?
- İstanbul’daki hayatımdan... Yabancı olarak gece dışarı çıkmayı konu almıştım. Yabancı olmak değişik bir tecrübe.
Albüm bundan sonra hızlandı sanırım...
- Odamda bilgisayar ve piyanomla şarkılar yazdım. Üç yılda hazırladık albümü.
Peki aileniz dinledi mi müziğinizi?
- Lansman konserime gelip çok beğendiler. Özellikle lansmanda ikram ettiğimiz yaprak sarmalara ve lokumlara bayıldılar.
Türkiye’de sizi en çok etkileyen şey nedir?
- Yaprak sarma tek aşkım. Meyhane kültürüne, adabına ve rakıya bayılıyorum.
Burada canınızı sıkan hiçbir şey olmadı mı?
- Her yerde olabilecek şeyler. Yabancı olmak her zaman farklılıktır. Türkiye’ye yerleşip Hollanda’daki standartlarımı istemek biraz saçma. Burası bambaşka bir yer; eleştirmenin manası yok.
Peki bunları yaparken burada nasıl para kazandınız?
- Hollanda’daki bir yayınevine editörlük yaptım. Piyano dersleri verdim. Ama Hollanda Konsolosluğu da burs gibi bir destek veriyordu bana. Bu da işlerimi çok kolaylaştırdı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!