İskandinav-Amerikan kırması caz

Güncelleme Tarihi:

İskandinav-Amerikan kırması caz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2010 00:00

Herkes sevmeyebilir cazı. Dinlemesi zordur kabul etmek lazım. Fakat Çağrı Sertel’in ilk albümü Newborn, Kuzey Avrupa caz sound’ında. Yani daha minimal, insanı zorlamayan, pürüzsüz ve dinlemesi zor olmayan bir albüm

Daha 12 yaşındayken aldı eline klavyeyi Çağrı Sertel (27). “Şebnem Ferah’ın grubunda klavye çalan kuzenim, Ozan Tügen bir ara bizimle yaşamıştı. Daha 12 yaşımdayken onun klavyesiyle oynamaya başladım. Bana birkaç şey öğretti ve o öğrendiğim azıcık şey, klavyeyi benim gözümde bir oyuncağa dönüştürdü. Zaten başından da kalkamıyordum” diyor. Klavyede sürekli müzikler yapan Sertel’in müziğe yeteneğini keşfeden ailesi onu, hemen piyano ve solfej derslerine gönderdi. Güzel Sanatlar Lisesi’nde okudu. İlk piyanosuna da yine aynı dönemde sahip oldu. O dönemde bile besteler yapıyordu fakat hiçbiri caz değildi. Daha çok New Age tarzında senfonik bestelerdi bunlar. Ta ki bir arkadaşı onu cazla tanıştırana kadar...
17 yaşından beri caz dinleyen Sertel; “Minimalist ve armonik yapı açısından çok daha zengin bir müzik olduğunu gördüm. Bu yöne kaydım. Müziğe bakışım da tamamen değişti.”

ÖNCE OKUL SONRA ALBÜM

Aslında pek çok şeyi kendi kendine öğrendiği için, Bilgi Üniversitesi’nde geçen yıl tam bursla tamamladığı piyano kompozisyon eğitimi sırasında neleri yapabileceğini gördü. Okulu bitirdikten sonra da albüm için çalışmaya başladı. “Davulcu arkadaşım Ediz Hafızoğlu ile yaklaşık yedi yıl önce tanıştık, pek çok kez birlikte çalıştık. Dört yıl önce bu projeye başlarken çalışmak istediğim ilk müzisyendi. Müzik konusunda çok açık kafalı. En önemlisi bulunduğu sound’a hizmet etmekte çok başarılı. Çok iyi bir müzisyen ve yetenekli bir kontrbasçı olan Kağan Yıldız’ı da eskiden beri biliyordum ancak ilk ciddi müzikal ortaklığı bu albüm için gerçekleştirdik. Kısa zamanda da yakın arkadaş olduk” diyen Sertel, arkadaşlıklarından doğan enerjinin müziğe yansıdığını söylüyor. Çağrı Sertel Trio, Newborn albümünün kaydını tam 12 saatte bitirdi. Her parçayı iki kere çaldılar ve beğendiklerini albüm için ayırdılar.

ALBÜMDE DOĞAÇLAMA YOK AMA KONSERDE YAPIYORUZ

Caz müzisyenliğinin çerçevesini konser performansları belirler. Çünkü albümde belli konsept ve bestelere sadık kalan cazcılar, konserlerde ısınıp doğaçlama sololar atar. Hiç şüphe yok ki, bu enstrümantal gösteriler genelde seyircilerin en sevdiği kısımlar.
Çağrı Sertel Trio’nun Newborn albümünde doğaçlamalarla karşılaşmıyorsunuz. Fakat konserleri pek de öyle olmayacak: “Bu müziğin tabanında doğaçlama olduğunu elbette biliyoruz ama albümde bestelere sadık kaldık. Bunu kayıt sırasında pek sık yapmasak da aslında yazdığım parçaları sık sık değiştiriyoruz. Çalarken ve kağıt üstünde sürekli değiştirmeye çalıştığımız parçalarda neler yapacağımıza genelde grupça karar veriyoruz. Bu benim müziğin sound’una en orijinal şekilde hizmet etmemi sağlıyor” diyor Sertel.
Albümü dinledikten sonra onu ve grubunu sahnede dinlemeyi özellikle isteyeceksiniz: “Albümümü çok kategorize edemiyorum. İskandinav ülkelerinde yapılanla Amerikan cazının karışımı gibi oldu biraz. Kuzey cazı gibi duru, nüanslı ve Amerikan cazı gibi enerjik ve sert bir müziğim olduğunu düşünüyorum.”

BORA UZER DESTEĞİ

Albümün kayıtları İTÜ’deki MİAM’da yapıldı. Burası Türkiye’nin en iyi ses mühendis ve yapımcılarının akademisyen olarak çalıştığı, önemli müzisyenler çıkaran bir platform. Çağrı Sertel’in bir arkadaşı MİAM’la bağlantı kurup albümü kaydetmesi için önayak olunca süreç başladı. Albümde Sertel’in 2004’ten beri yazdığı parçalar var. Bir buçuk yılda tamamlanan albümün miks ve mastering sürecine gitarist Sarp Maden ve saksofoncu Serdar Barçın gibi isimler katkıda bulundu. Bora Uzer de Sertel’in Pozitif Müzik’le irtibatını sağladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!