İki erkek bir kadın vakası

Güncelleme Tarihi:

İki erkek bir kadın vakası
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2006 00:00

Son dönemde Türkiye'de çöküntüye uğrayan evlilik kurumunu ve kadın-erkek ilişkilerini ele alan Kanal D'nin iddialı dizisi "Binbir Gece", bu akşam 22.00'de ilk bölümüyle ekranda olacak.

Sadakat, ihanet ve aÅŸk

Haberin Devamı

Kadınlara inanmayan bir adam, onun yakın dostu olan ortağı ve hayatın sınadığı bir annenin yaşadıklarından yola çıkarak sadakat, aldatma ve aşk kavramlarını ele alan "Binbir Gece", bu akşam ilk bölümüyle ekranda. Dizide Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Tardu Flordun ve Ceyda Düvenci başrolü paylaşıyor.

Aldatmak moda oldu

Halit Ergenç, diziyi "Son dönemde sadakatsizlik, aldatma durumu Türkiye'de moda oldu. Herkes birbirini aldatıyor. Bu diziyi izleyen herkes kendi ilişkisini gözden geçirecek" sözleriyle özetliyor.

Bu diziyi izleyen herkes ilişkisini gözden geçirecek

Ünlü Binbir Gece Masalları’ndan yola çıkılarak çekilen "Binbir Gece" dizisi, bu akşam Kanal D’de başlıyor. Dizinin başrol oyuncuları; Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Tardu Flordun ve Ceyda Düvenci ile konuştuk. Halit Ergenç; "Son dönemde sadakatsizlik, aldatma durumu Türkiye’de moda oldu. Herkes birbirini aldatıyor. Bu diziyi izleyen herkes kendi ilişkisini gözden geçirecek." diyerek bir anlamda diziyi özetliyor.

Haberin Devamı

HürriyetBinbir Gece nasıl bir dizi? Masallardan alıntılar var mı?

- Halit Ergenç: Çıkış noktamız Binbir Gece Masalları...

- Tardu Flordun: Biz bunu Halit’le konuştuk geçen gün. Dizinin çekim mekánlarında da o masalsı hava var. Bizim yaşamamız gereken ruh durumuyla paralel bir kasvet var, bunu fark ettim. Bu mekánlar bizi bu anlamda doğru yönlendiriyor.

- Ceyda Düvenci: Şehrazat, ev, çocuk odası ve kullanılan aksesuvarlar gerçekten masalsı...

- H.E: Eskiden yazılmış birçok hikáye, bugün yaşanan birçok problemi hálá dile getirir cinsten. Dizideki ana öğe kadın-erkek ilişkisi ve sadakatsizlik problemi. İçimizde bunu yaşamış bir karakter var, o da Onur... Beraber büyüdükleri arkadaşı Kerem daha sıcak, sosyal, objektif bakan bir adam. Kerem, Onur’un hayatta dayandığı duvar. En inançsız olduğu anda Onur ile Kerem’in hayatına iş yerinde çalışmak üzere Şehrazat giriyor. Onur 12 yaşındayken babası, bir kadınla aşk yaşıyor. 29 yaşında da kendisi bir aldatma olayı yaşıyor. Bu iki olay Onur’da ağır izler bırakıyor. Dizi aynı zamanda insanların birbirlerine olan güvensizliklerini, birtakım değerler uğruna hayatlarını feda etmeleri gibi birçok yan temayı da işliyor.

Haberin Devamı

- Ceyda Düvenci: Ben bu şirkette çalışan Bennu’yu oynuyorum ve Şehrazat benim üniversiteden arkadaşım. Şehrazat işe ihtiyaç duyduğu için Bennu onu şirkete sokuyor. Ama aslında Şehrazat o holdinge güneş gibi doğuyor. Bir anlamda iki erkeğin hayatındaki boşlukları dolduruyor.

Hürriyet- Bergüzar Korel: Şehrazat’ın hayatı yok. Ne kadınlığı, ne aşkı, ne sevgilisi... Onun hayatındaki tek şey oğlu.

O BÄ°LDÄ°K ARABESK DAMAR YOK BU DÄ°ZÄ°DE

İnsanların ilgisini çekecek bir konu... Evlilikte sadakatsizlik en çok tartışılan konuların başında geliyor...

- H.E: Hatta bu sadakatsizlik, aldatma durumu moda gibi. Herkes birbirini aldatıyor. Herkes ilişkilerini kısa tutuyor. Bu diziyi izleyen herkes kendi ilişkisini gözden geçirecek.

Haberin Devamı

- C.D: Evet mesela, ’Sadık mısın sen? Ayy, ne banal!’ deniyor değil mi?

- T.F: Senaryoyu okuduğumda ilk dikkatimi çeken şu oldu: Sadakatsizlik, aşk, meşk durumu her dizide basit bir motif olarak kullanılabilir. Fakat o bildik arabesk damar yok bu dizide. Senaryoyu sağlam yere oturtan ve akıcılığını sağlayan da bu bence.

- C.D: Senaryoda herkesin kendi hikáyesinin olması çok güzel. Bu, iki kadın, iki adam hikáyesi değil sadece. Benim için farklı olan bu. Klişe olacak ama ufak bir çocuk da, 60 yaşındaki insan da çok şey bulacak bu dizide...

HürriyetBir karakteri üstlenirken en çok etkilendiğiniz nokta nedir? Seyirciye vereceğiniz imaj mı yoksa adam ya da kadının içinde yaşadığı durumla sizin buluşmanız mı?

- C.D: Hepsi aslında. Asıl rolü üstlendikten ve karakterin işinin bitmesinden sonrası beni ilgilendiriyor. Uzun soluklu dizilerde üzerimde kalanları çıkarmak benim için problem oluyor. Mesela en kötü karakteri oynasam bile benim için iyidir o karakter ve bu kötülüğü yapmasının bir sebebi vardır muhakkak. Dramaturg çalışması gibi karakter analizleri geldi bize. Ayla Algan ile çalışıyoruz. Karakter olarak ne renk giyeceğimize, ne takacağımıza kadar her şey en ince ayrıntısına kadar ayarlandı.

- B.K: Canlandırdığımız karakterin, gerçek hayatta ne kadar karşılığı var? Okuduğumuzda ve sadece bu sayfalarda kalan mı, insanların görmek istediği mi, yoksa yaşanılır bir şey mi? Mesela ben çalışırken, sete gidiyorum, oynuyorum, eve geldiğimde de Şehrazat’ı oynamaya devam ediyorum. Bunu hissetmek çok önemli. İlk Şehrazat karakterine başladığımda elimi kolumu koyacak yer bulamadım. Ben büyük adım atarım mesela. Şehrazat’a baktığımda böyle yürümez, konuşmaz, davranmaz diyerek üzerinde çalıştım.

Haberin Devamı

HürriyetGARDİYAN, TARDU FLORDUN’U BEKLİYOR!

- T.F: Ben senaryo elime geldiğinde sağlama yapmak için hayatımdaki ilişkilere ve duygulara bakıyorum. Herkes hayatının orijinindeki çapını genişletiyor. İnsan beyni ve bedeni çok kompleks. Çok enteresan, beyin çalışmaya, üretmeye devam ederken bunu ifade etmek konusunda problemler yaşıyoruz. Senaryoda benim derdim su gibi akıp kelimelendirilmişse, Ceyda’nın dediği gibi kötü de olsa karakteri kabulleniyorsunuz.

- H.E: Sonuçta senin ikna olman lazım gerçek bir hikáye olduğuna. İçinizde "Yaa nasıl oluyor ki!" dediğinizde olmuyor. İlla bilmemiz, yaşamamız gerekmiyor duyguyu. Yani bir katili canlandırırken katil olmamız gerekmiyor. Sen karar veriyorsun oynamaya, eğer seni etkiliyorsa o hikáyenin içinde yer alıyorsun. Bizim en büyük lüksümüz de şu anda beş bölüm sonrasını bilmemiz.

Haberin Devamı

                  ÂHürriyet

Kaç yıl oldu oyunculuk kariyerleriniz?

- T.F: 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Oyunculuk Bölümü’nden mezun oldum. 11 yıldır oyunculuk yapıyorum.

- C.D: 1995 yılında ilk dizimi çektim. İktisat mezunuyum ama ben de oyunculuk bölümünde yüksek lisans yapıyorum, yetişeceğim hepinize. (gülüyor) Sahnede çalışmak çok önemli benim için. İçimdeki boşluktu bu. Şu yaşta çalışmak, bilinçli hocalar eşliğinde Shakespeare, Macbeth okumak benim için çok önemli. 11 yıl oldu ama bundan sonra başlıyorum diyorum ben.

Hürriyet- H.E: O zaman ben herkesten gerideyim. Ben tiyatro okumadım.

- C.D: Olsun Haldun Dormen büyük bir okul bence. Ayrıca profesyonel dans edip, şarkı söyleyip, dans etmek gibi özelliklerin var. Dansta hocasın. Ben AKM’de seyrettim ’Kral ve Ben’de seni. Daha ötesi var mı? Ucundan azıcık dans ediyorum, şarkı söylüyorum değil seninki. Yemezler yani bu laflarını!

- B.K: Oyunculuğa konservatuvardan önce 1998 yılında babamla (Tanju Korel) başladım. 2004 yılında da Zeytin Dalı’yla televizyona başladım. Ben daha çok tazeyim, emekliyorum. Çok da tedirginim oyunculuk konusunda.

- H.E: O tedirginlik bitmiyor hiç. Emeklemek şansın yok şu anda senin. Sen koşmalısın. 1992 yılıydı benim başlamam. Dans ediyordum, parayı ondan kazanıyordum. Sonra diziler başladı işte.

Hürriyet - T.F: Bu böyle bir şey. Emekliyorsan koşuyorsun, koşuyorsan uçuyorsun sonra da işte...

- H.E: O uçabiliyorsan kısmını anlamadım... Uçunca zaten tutulamıyorsun değil mi? Allah herkese uçmayı nasip etsin... (gülüyor)

Mutlu musunuz hayatınızda?

- T.F: 34 yaşındayım, beş yıl önce yaşadığım sıkıntının ardından hayata tekrar adaptasyon sağlamaya çalışıyorum. Bunun bu kadar uzamasının nedeni de medya. Onların yazdığına göre 1 buçuk yıldır hapiste olmam lazımdı. Halbuki böyle bir şey yaşamadım.

Siz sürekli içeride yatıp yatıp çıkıyorsunuz diye biliyorduk biz. Yoksa izinle mi geldiniz buraya?

- T.F: Evet (gülüyor) gardiyan bekliyor özür dilerim bitti zamanım.

- H.E: Yaaa, tamam kapatın bu konuyu. Allah göstermesin! Yok öyle bir şey... Biz şu anda yeni bir ekip olarak çok mutluyuz...

Åžehrazat her yerde

Bergüzar Korel: Çalışırken, sete gidiyorum, oynuyorum, eve geldiğimde de Şehrazat’ı oynamaya devam ediyorum. İlk  Şehrazat Hürriyetkarakterine başladığımda elimi kolumu koyacak yer bulamadım.

Halit Ergenç: Ben karakterle ne kadar eğlenirim, üretirim, yaratırken onu ne kadar köpürebilirim, bunu düşünüyorum.

Röportaj: Dilek DALLIAĞ        Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!