Hipertansiyonunuz varsa masanızdan tuzu kaldırın

Güncelleme Tarihi:

Hipertansiyonunuz varsa masanızdan tuzu kaldırın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2003 00:00

Tuz kısıtlaması hipertansiyon tedavisinde kullanılan en eski ve başarılı yöntemlerden birisidir. Özellikle tuza hassas olan bazı hipertansiyonlu hastalarda sadece tuz kısıtlaması kan basıncının kontrolü için yeterli olabilir. Hipertansiyonunuz varsa, ilk işiniz yemek mönünüzden tuzu kaldırmak olsun.HİPERTANSİYONLA mücadelede tuz-sodyum kısıtlaması önemli bir aşamadır. Kan basıncınızı kolay ve güvenli bir şekilde normalleştirmek ve tansiyon düşürücü ilaçları daha az miktarlarda kullanmak istiyorsanız, tuz tüketiminizi sınırlandırmalısınız.Aslında besinler doğal olarak tüketildiklerinde pek fazla tuz alınmaz. Besinlerdeki sodyumun büyük bir kısmı, besinlerin işlenmesi sırasında oluşmaktadır. Daha az tuz, bir başka deyişle, daha az sodyum tüketmek için yapabileceğiniz çok şey var. İşte ‘‘az tuzlu’’ öneriler:Tuz yerine baharat tüketin. Yemeklere lezzet vermek için tuz ve tuzlu soslar (salata sosları, ketçap) yerine limon ve sirke kullanabilirsiniz.Bazı besinleri bir süre suda bekletin. Suda bekletilmiş besinler (peynir, zeytin) tuz sodyum muhtevalarının önemli bir kısmını kaybederler.Daha az sodyum ihtiva eden besinlere öncelik verin. Kahvaltılarda sodyum miktarı düşük tahıl karışımlarını ve kurutulmuş meyveleri tüketebilir, yemek tercihlerinizde pizza gibi dondurulmuş ve saklanmış besinleri, konserveleri, hazır çorbaları, etsuyu ve salata soslarını kullanmayabilirsiniz.Tuz muhtevası yüksek olduğu bilinen besinlerden uzak durun: Pastırma, sucuk, turşu, salamuralar, zeytinler, diğer mandıra ürünleri, hardal, ketçap, barbekü sosları gibi.Kümes hayvanları, balık ve et tüketirken konserve, füme, tütsülenmiş ve dondurulmuş olanların yerine taze olanları kullanın.Sebze ve meyvelerin konserve veya dondurulmuş olanlarını değil, taze olanlarını tüketin. Meyve suyu konsantrelerinde ve kolalı içeceklerde sodyum ihtiva eden kimyasallar ilave ediliyor.Sofradan tuzluğu kaldırın.Tuzlu kuruyemişler ve çerezler yerine taze veya kurutulmuş meyveleri deneyin.ETİKETLERİ OKUYUNDaha az tuz tüketmek için besinlerinizin ihtiva ettiği tuz miktarına dikkat etmek zorundasınız. Bunun için özellikle paketlenmiş ürünlerde ürün etiketlerini iyice okuyun, ürünleri tuz, kalori ve yağ muhtevası yönünden de kıyaslayın.Tuzsuz ve sodyumsuz besinler: Porsiyon başına 5 mg'dan daha az sodyumÇok düşük sodyumlu besinler: Porsiyon başına 35 mg veya daha az sodyumDüşük sodyumlu besinler: Porsiyon başına 140 mg veya daha az sodyumDüşük sodyumlu herhangi bir yemek: 100 g'mında 140 mg veya daha az sodyumAzaltılmış sodyumlu ürün: Normalinden en az yüzde 25 daha az sodyumHafif sodyumlu ürün: Normalinden en az yüzde 50 daha az sodyumTussuz veya tuz eklenmemiş ürün: Üretim esnasında tuz ve sodyum eklenmemiş ürün.SON SÖZ: Tuzu az bir hayatı, tadı az bir hayat gibi düşünmeyin.BİR ÖNERİKaraciğerinize iyi bakınKaraciğer yağlanması, çok sık karşılaşılan bir sorundur. Çoğu kez herhangi bir belirti vermez ve fark edilmeden sinsice ve sessizce ilerler. Yağlı karaciğer, daha çok şişmanlık ve uzun süreli alkol kullanımı sonucu gelişmektedir. Normal bir karaciğer 3-4 hafta gibi çok kısa bir sürede yağlanabilir. Yağlanmaya yol açan sebebin ortadan kalkması ile de aynı süratle normale döner. Bazı ilaçlar ve şeker hastalığı gibi sebeplerle de karaciğer yağlanabilir. Karaciğer yağlanmasına yol açan ilaçların başında kortizon ve bir antibiyotik olan tetrasiklin gelmektedir. Karaciğer yağlanması, karaciğer zorlanmasının ilk aşamasıdır. Özellikle karaciğer yetmezliğine işaret eden testlerde (SGOT, SGPT, GGT) değişmelerin de eşlik ettiği karaciğer yağlanmasının dikkatle izlenmesi yararlıdır.NE YAPABİLİRSİNİZKaraciğer yağlanması sorununuzun bir gastroenterolog veya iç hastalıkları uzmanı tarafından dikkatlice değerlendirilmesi ve izlenmesi gerekmektedir. Tedaviden önce korunmalısınız. Karaciğerinizi yağlanmaktan korumak istiyorsanız, daha az alkol tüketmeli, asla gereksiz ilaç kullanmamalı, fazla kilolarınızdan en kısa sürede kurtulmalısınız. Koruyucu amaçla bazı bileşiklerden (Milk Thistle, Silymarine) ve besin desteklerinden (Liporofik faktörler: kolin ve inositol) yararlanmanız mümkündür.İYİ HABERLesitin hafızaya destekLesitin, bellek, düşünme yeteneği ve kas kontrolünde yararları olan, kolestrolün damar çeperlerinde birikimini engelleyen antioksidan etkili bir besin desteğidir. Özellikle soya lesitinden kolestrol düşürücü olarak yararlanılabileceği belirtilmektedir. Düzenli olarak kullanılan soya lesitini kolestrolde yüzde 10-20 düşme sağlar. Lesitin ayrıca bellek desteği olarak da yararlı gibi görünmektedir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!