Her göğüs ağrısı kalp sorunu değil

Güncelleme Tarihi:

Her göğüs ağrısı kalp sorunu değil
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2001 00:00


Mesude ERŞAN
Haberin Devamı

Hiç yaşamadığımız kadar stres yaşadığımız şu günlerde, kalp hastalıklarıyla ilgili birçok şeyi öğrenmemizde yarar var. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kalp krizi ölüm nedenlerinin başında geliyor. Uzmanlar, kalp ve damar sağlığını korumak için kolestrolün, şekerin ve tansiyonun kontrol altında tutulması, sigara içilmemesi, diyet uygulanması, stresten uzak durulması ve mutlaka egzersiz yapılmasını öneriyorlar. Bir de unutulmaması gereken en önemli şey, göğüs bölgesinde hissedilen her sıkıntının kaynağı kalp değil.

Değiştirilemeyecek tek risk faktörü yaş

Sigara içimi, kolestrol yüksekliği (Türkiye'de 9 milyon kişide), tansiyon yüksekliği (Türkiye'de 11 milyon kişide), şeker hastalığı (Türkiye'de 1.6 milyon kişide), şişmanlık, hareketsizlik ve stres kalp ve damar sağlığını bozan başlıca ‘değiştirilebilir’ risk faktörleri.

Ailede erken yaşta koroner kalp hastalığının bulunması, erkeklerin 35 yaşın, kadınların ise 55 yaşın üstünde olmaları ‘değiştirilemez’ risk faktörleri.

KALP KRİZİ İLE SPAZM FARKLI

Kalp spazmı, kalp damarında hiçbir darlık bulunmasa da kasılarak cidarını küçültmesi halinde meydana geliyor. Kalp spazmında da kalbe kan gitmez. Kas beslenemez. Göğüs ağrısı olur. 20 dakikadan fazla sürerse kalp krizine veya ani ölümlere yol açabilir. Bu seyrek görülen bir kalp krizi şekli.

Kalp krizinde, kalbi besleyen koroner damarlar, pıhtı nedeniyle tam olarak tıkanır. Kasa hiç kan gitmez. Kalpte, damarın beslediği bölge çürür. Eğer bu tıkanan damar, kalbin alt ucundaki (koronerlerin yan dalları) damarlarsa ölümcül değil. Ancak koroner arterlerin başlangıç kısımlarında, ana arterlerde tıkanma olursa ani ölümlere yol açar. Bu hastalar genellikle kurtarılamaz. 5-15 dakika içinde kaybedilir.

Kalp krizinin en tipik belirtileri, göğüste, boyna ve sol omza doğru yayılan sıkışma hissi ve beraberinde nefes darlığı ile soğuk terleme. Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdoğan Aygar, ‘‘Bunlar ciddi bir kalp krizinin işareti. Ama her kalp krizinde bu belirtiler görülmeyebilir’’ diyor. Dr. Aygar'a göre, hastada birden bire ilk şikayet bilinç kaybı olabiliyor. Bazen sadece nefes darlığı ya da izah edilemeyen soğuk terleme de bir gösterge olabiliyor. Dolayısıyla kalp krizinin standart belirtileri yok.

KRİZİ SAPTAMAK ZOR

Her göğüs ağrısının kalp krizi demek olmadığını, gastrit, safra kesesi, ülser gibi hastalıkların da kalp krizi belirtileri verdiğini söyleyen Dr. Aygar, ‘‘Kalp krizinde en önemli handikapımız şikayetlerin kişiden kişiye değişmesi, kalp dışı organların da kalp krizini çok taklit etmesi. Bu yüzden, ‘Her göğüs ağrısı olan acil servise gelsin' diyemiyoruz’’ diyor. Dr. Aygar’a göre hasta kalp krizi geçirdiği halde, EKG'si tamamen normal çıkabiliyor. Hekimin hastadan, hastalığı ile ilgili iyi hikaye alması, yani sorgulaması önemli. Örneğin ABD'de acil servislere yılda 4 milyondan fazla hasta göğüs ağrısı şikayetiyle geliyor. Bunların sadece yüzde 10-15'i gerçek kalp krizi. Dr. Aygar, İstanbul'da her gün 300-500 kişinin kalp krizi geçirdiğini söylüyor.

Kalp krizi teşhisinde hata payını azaltmak için hastaları 8 saat hastanede yatırdıklarını ve 2 kez EKG ve kan testi, arkasından efor testi yaptıklarını anlatan Dr. Aygar, şöyle diyor: ‘‘Bunlar normalse hata payı yüzde 1'den az. Kalbin kanla beslenememesine bağlı olarak oksijensiz kalan kalp adalesi çürüyor. Çürüyen parçalar kana karışıyor. Testle bu maddelerin saptanması da kesin tanıyı koyar. Ancak adalenin çürüyüp kana geçmesi bazen 12-14 saati buluyor. Yine de eğer 8 saat boyunca ağrı tekrarlamamışsa, EKG ve kan verileri normalse, ciddi kalp krizi geçirme olasılığı da çok düşük.’’

İLK İŞ AMBULANS ÇAĞIRMAK

Dr. Aygar kalp krizlerinin en ‘dramatik’ olanlarının kalp ritmindeki bozukluğa bağlı gelişeni olduğunu belirtiyor. ‘‘Ana atardamardan biri tıkanmışsa kalp krizi oluşmaya başlıyor. Birden bire kalp ritmi bozuluyor ve kalp duruyor. Bu durumda hastayı kurtarmak için elektro şok gerekiyor.’’ diyor. Dr. Aygar her kalp krizinde kalp ritminin bozulmadığını hatırlatıyor: ‘‘Kalp krizlerinin yüzde 20-30'unda, kalp krizi devam ederken, kan akımının birden bire kesilmesi halinde kalp adalesinin elektrik sistemi bozuluyor. Bunları elektro şok cihazı kurtarabilir.’ Beynin kansız kalmaya 3-5 dakika dayanabildiğini söyleyen Dr. Aygar, ‘‘Kalp ve diğer organlar bir süre dayanabilir. Ancak kaybedilen ilk organ beyin oluyor’’ diyor.

Kalp krizi halinde yapılacak ilk iş tam techizatlı ambulans çağırmak. Doktorlar, hastanın bilinci açıksa aspirin (çocuk veya yetişkin) verilmesi ve ambulans beklenmesi gerektiğini söylüyorlar.

Halk arasında ‘dilaltı’ olarak bilinen kalp ilacı ise sadece kesin kalp hastası olanlar (by-pass, balon, anjiyo gibi girişimlerden geçenler) tarafından alınabiliyor. Bu konuda Dr. Aygar şöyle diyor: ‘‘Kalp krizi geçiren kişi kesin kalp hastasıysa ve doktoru yanında taşıması için vermişse, oturtularak dilaltı verilir. Dilaltı damarları genişletir. Göğüs ağrısı geçmezse 5 dakika sonra 1 tane daha verilir. Yine şikayet bitmezse, 5 dakika geçmesi kaydıyla 3'üncüsü de verilir.’’

DİLALTI HERKESE VERİLMEZ

Dilaltı ilacının gelişigüzel kullanılmasının sakıncalı olduğunu söyleyen Dr. Aygar, ‘‘Kesin kalp hastası tanısı konulmayanlara dilaltı verilmemeli. İlaç şiddetli başağrısı yapabilir. İlk alanlarda tansiyonu birden düşürebilir. Hasta düşüp bayılabilir. Kalp krizi ana damarlardan birinden kaynaklanıyorsa tansiyon sınırda olabilir,’ diyor. Dr. Aygar, ayrıca damarlarda pıhtının oturması halinde dilaltının hiçbir yararı bulunmadığını söylüyor.

Kalp krizi geçirdiğinden kuşku duyulan kişilerin akciğerlerinin ve kalplerinin durması halinde suni teneffüs ve kalp masajı da yapılacak şeyler arasında. Bunda da dikkat edilecek noktalar var: Kalp masajı yaparken önce hastanın nefes alması için dilinin öne çekilmesi ve varsa diş protezlerinin çıkarılması gerekiyor. Dr. Aygar sonraki etapları şöyle anlatıyor: ‘‘Nefes almıyorsa, burnu tıkanıp ağızdan hava üfleme gerekir. Nabız yoksa kalp de durmuş demektir. İman tahtası denilen kaburgaların arasındaki bölüme bastırılarak masaj yapılır. 3 kez nefes verilir ardından 5 kez kalp masajı uygulanır.’’

Yılda 170 bin kişi kalpten ölüyor

Türkiye'de 1.6 milyon koroner kalp hastası, 150 bin kadar romatizmal kalp hastası bulunduğu, ölümlerin yarısının kalp ve damar hastalıklarına bağlı olduğu tahmin ediliyor.

Her yıl 170 bin erişkin kalp ve damar hastalıkları nedeniyle Türkiye'de her bin erişkin nüfusta 63 kalp hastası bulunuyor. Bunların 35'i koroner, 20'si yüksek tansiyon, 5'i romatizmal kalp hastası ve 3'ü de diğer kalp rahatsızlıklarına sahip. Türk Kardiyoloji Derneği'nin yürüttüğü çalışmalara göre, kalp ve damar hastalıklarının bölgelere dağılımı şöyle:

Marmara Bölgesi: Erkeklerin yüzde 6.9, kadınların yüzde 8.9'u,

Ege Bölgesi: Erkeklerin yüzde 5.5, kadınların yüzde 6.6'sı,

İç Anadolu Bölgesi: Erkeklerde yüzde 5.3, kadınlarda yüzde 6.1,

Akdeniz Bölgesi: Erkeklerde yüzde 3.9, kadınlarda yüzde 5.7,

Karadeniz Bölgesi: Erkeklerde yüzde 8.3, kadınlarda yüzde 9,

Doğu Karadeniz Bölgesi: Erkeklerde yüzde 7.1, kadınlarda yüzde 6.9,

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Erkeklerde yüzde 5.8, kadınlarda yüzde 6.9

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!