Her doğum diş kaybettirmez

Güncelleme Tarihi:

Her doğum diş kaybettirmez
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2007 00:00

Uzun yıllar, hamilelikte diş kaybedilmesi normal gibi algılandı. Hamilelikteki kalsiyum kaybından ötürü, "her doğum bir diş kaybettirir" dendi.

Oysa dişlerinizi hamileliğe feda etmeniz gerekmez. Beslenmeye ve ağız hijyenine dikkat eder, uygun tedaviyi zamanında yaptırırsanız sorunla karşılaşmazsınız. Aslında en iyisi hamileliği planlarken öncesinde diş hekimine gitmek ve varsa sorunlardan kurtulmak.

Çene, yüz ve protez uzmanı Dr. Dt. Hüseyin Fahrioğlu, öncesinde önlem almadan hamile kalanların, ilk üç ayda dişlerine sadece temizlik yaptırabileceklerini söylüyor. İlk üç ayda bebeğin organları gelişiyor. Bu dönemde gereksiz müdahaleler düşüğe yol açabiliyor. Yine de ağrı yapan, müdahale edilmediği takdirde daha çok zarar verebilecek dişlerin çekim, kanal tedavisi gereken durumlarında, çekinmeden diş hekimine gidilmeli. Diş hekimi, bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedaviyi planlayabilir. İkinci üç aylık dönemde, hamilelik sonuna kadar ertelenmesi uygun olmayan diş çekimi, kanal tedavisi gibi pek çok tedavi yapılabilir. Üçüncü üç aylık dönemde, bebek anne karnında büyümüştür ve doğum yaklaşmıştır. Aynen ilk üç aylık dönemde olduğu gibi, acil tedaviler dışında herhangi bir müdahaleden kaçınılmalı.

ASLINDA DİŞLERDEKİ KALSİYUM EKSİLMİYOR

Gerçekten hamileliğin diş çürümesine etkisi var mıdır? Uzmanlar bu soruyu "Hayır" diye cevaplıyor. Yaygın kanı, dişlerin mineral (kalsiyum) eksikliğine bağlı çürüdüğü. Aslında hamilelikte dişlerde kalsiyum kaybı olduğunu gösteren bilimsel kanıt yok. Annenin ve bebeğin kemiklerinin sağlıklı gelişimi için günde 1200-1500 mg. kalsiyuma gereksinimleri var. Ağız sağlığına özen gösterenlerde hiçbir şekilde çürük gelişmiyor. Hamilelikteki kusmalar nedeniyle dişlerde çürük artabiliyor. Bunun nedeni de mide asidinin dişler üzerindeki etkisi. Yine de kusmadan hemen sonra iyi diş fırçalama çürük olasılığını en aza indiriyor.

HORMONAL DEĞİŞİKLİK DİŞ ETİNİ BOZUYOR

Hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişiklik, plak birikimi ve diş eti hastalıkları ile doğrudan bağlantılı. Hamilelik dönemindeki hormon artışı, ağız içinde bakteri plaklarını artırıyor, diş etlerini hassaslaştırıyor. Bu da hamilelik boyunca ağız bakımını asla ihmal etmemek gerektiği anlamına geliyor. Hamilelikte diş eti sorunları sık görülen bir sorun. Diş eti hastalıkları zaten varsa, değişen hormon düzeylerinden dolayı çok daha hızlı ilerliyor. Hamilelikte en çok diş eti kanamaları (gebelik gingivitisi), diş eti büyümeleri (bazen tüm dişin çevresini kaplayacak kadar) görülüyor. Bu sorunların ciddiye alınmasında yarar var. Araştırmalar hamilelikte diş eti hastalığı bulunan anne adaylarında erken doğum riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Yine zamanında doğum yapsalar da, bebekleri daha düşük doğum ağırlığına sahip oluyor.

Diş Dostu Derneği, dişleri günde en az iki kez dikkatlice fırçalamanın ve diş ipi kullanmanın plak birikimini büyük ölçüde engelleyeceğini anımsatıyor. Ağız gargarası veya ılık tuzlu suyla yapılan gargaralar da diş etlerinin rahatlamasını sağlıyor ve hassasiyetin azaltılmasında işe yarıyor.

İLK ÜÇ AY RÖNTGEN FİLMİ ÇEKTİRMEYİN

Hamilelikte anestezi alınıp alınmayacağı sık sorulan sorulardan. Diş tedavilerinde lokal anestezilerin herhangi bir yan etkisi bugüne kadar rapor edilmemiş.

Bu dönemde tedavi için çok gerekiyorsa ağız içinden 1-2 röntgen filmi alınabilir. Her ne kadar diş hekimliğinde çekilen röntgenlerde verilen radyasyon miktarı çok az ve karın bölgesinden uzak olsa da, gelişimi süren bebeğin ışın almasını önlemek için mutlaka anne adayının kurşun önlük kullanması öneriliyor. Yine de ilk üç ay film çekilmesinden mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor.

Çocukları 2-3 yaşında diş hekimiyle tanıştırın

Çocuklarınızın diş hekiminden korkmasının önüne geçmek istiyorsanız, ikinci doğum günü geçmeden onları diş hekimiyle tanıştırın.

Bu yaştaki çocukta bilinmeyene karşı korku henüz gelişmediğinden, diş hekimine götürmek için en ideal yaş. Çocuk Diş Hastalıkları Uzmanı Dr. Dt. Sinan Urgancıoğlu, çocukların ağız ve diş sağlığını 7 adımda korumayı şöyle özetliyor:

1. Dişleri ve diş etlerini temizlemek: İlk dişlerin çıkmasından itibaren çocuğun dişleri sabah ve akşam olmak üzere iki kere fırçalanmalı. Çocuklara özel, küçük ve yumuşak kıllı fırçalar kullanılmalı.

2. Fluor: Dişi çürümeye dayanıklı bir hale getiriyor. En iyisi içme sularında fluor bulunması. Ülkemizde içme suları fluorlu olmadığından, bu maddenin diş hekiminin tavsiyesine göre tablet şeklinde verilmesi, ayrıca altı aylık kontrollerde yüzeysel uygulanması gerekiyor.

3. Çocukta diş hekimiyle ilgili olumlu imaj yaratmak: Anne-baba kendi korku ve kaygılarını çocuğa yansıtmamalı.

4. Diş hekimiyle erken tanıştırmak.

5. Çocuğun iyi beslenmesini sağlamak: Özellikle et, süt, yoğurt gibi kalsiyum içeren besinler dişlerin gelişimi açısından çok önemli.

6. Diş fırçalamayı öğretmek: Çocuklar genellikle 2-3 yaşlarında diş fırçalamayı öğrenmeye başlıyor. Ancak en az 5-6 yaşına kadar bu işi anne babanın yardımı ve gözetimiyle yapmaları daha uygun.

7. Fissür örtücü: Daimi dişler çıktığı zaman koruma altına alınmalı.Fissür örtücüler dişin girintili, çıkıntılı alanlarına sürülüyor. Bunlar bir bariyer oluşturarak, yiyecek parçacıklarını ve bakterileri uzak tutuyorlar. Arka dişlerde çürüğün önlenmesinde yüzde yüze yakın etkili oldukları biliniyor.

Menopozda ağız içi de değişiyor

Menopoz, ağız ortamını da değiştiriyor. Ağız kuruluğu "xerostomia", ağızda hassasiyet, ağızda ağrı ya da yanma hissi, diş fırçalama sonrası ağızdayanma, tat alma duyusunda değişiklik, çene kemiğinde erime görülebiliyor. Yaşamın her evresinde olması gerektiği gibi hijyene dikkat etmek, diş hekimine düzenligitmek bu sorunlarla başetmekiçin yeterli.

Diş gelişmesi anne rahminde başlıyor

Her ne kadar dişsiz doğsalar da aslında bebeklerin diş gelişimi anne rahminde başlıyor. Bu dönemde bebeğin diş sağlığı için protein ve A vitamini içeren et, süt, yumurta, sebze ve meyvelerin, C vitamininden zengin narenciye, domates ve çileğin, D vitamini için et, süt, yumurta, balık ve kalsiyum içeren süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzelerin yeterli miktarlarda tüketilmesi gerekiyor.

Bilinçsiz ilaç kullanımından kesinlikle uzak durulmalı. Kullanılan bazı ilaçlar, bebeğin diş sağlığının yanı sıra genel vücut gelişimini de olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!