Hayatımın rüya gibi yılları kabus oldu

Güncelleme Tarihi:

Hayatımın rüya gibi yılları kabus oldu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2004 00:10

Rafet El Roman, eşi Tuğba Altıntop’la yaşadığı olaylı ayrılıkıtan sonra, iki çocuğuyla birlikte gittiği Almanya’dan ‘Sürgün’ adlı albümüyle döndü. İki yıl sonra döndüğü İstanbul’da bir otele yerleşen Rafet El Roman, ‘Tuğba toplumda iyi niyetle bakılmayan davranışlarda bulunmamalıydı’ diyor.

Ne kadar aradan sonra yeniden İstanbul’dasın?

İki yıl içinde yalnızca iki kere geldim ve toplam dört gün geçirdim. Yapılacak bazı işlerim, ödemelerim, alacak ve vereceklerim için gelmiştim.

İlk kez mutlu bir nedenle geldin o zaman?

Şimdiki ziyaretim kendi açımdan en sağlıklı ziyaret. Kendimle de daha barışık durumdayım. Özellikle ilk yılım kendime karşı çok ilgisiz ve çok acımasız geçti. Bazı şeyleri aşmam gerekiyordu. Kendimle, dünyamla olan sorunlarımı çözerek bazı şeylerle barışmam lazımdı. Bir yılın sonunda İzmir’den bir arkadaşımdan şarkı geldi ‘Yalancı Şahidim’. Onu dinlediğimde içimde müzik yapma sevdası oluştu. Onu dinleyene kadar hiçbir şey yapmayı düşünmüyordum. Hayatımı geçindirecek başka işler düşünmeye başlamıştım.

Ne yapmayı düşünüyordun?

Restoran aramaya başladım, o tarz bir iş yapabilirim diye düşünüyordum. Şarkıyla birlikte müzik yapmak istedim. O şarkı bittikten sonra buna yakışır dokuz şarkı daha bulmam gerekiyor diye düşündüm. Oturdum ‘Ateşinle Yanıyorum’, ‘Sonunda Bitti’ diye şarkılar yazdım. Bu şarkılar yaşadıklarımının büyük bölümünü anlatır. ‘Sonunda Bitti’ içinde bulunduğum durumu en iyi anlatan şarkıdır.

Sonunda bu kararı almana ne yardım etti?

Bunu yaşadıklarından, şahit olduğun olaylardan sonra anlıyorsun. Artık mücadele edecek iyi bir şey kalmıyor, sebebin kalmıyor. Hala içinde savaş durumundasın ama o savaşın iyi bir tarafı kalmıyor. Çünkü artık bir geri dönüşü yok. Karar veriyorsun artık bitti diye. Bu şarkıyı geçen sene eylül ayında yaptım. Bundan sekiz ay önce yazdım.

İnsanların ilişkileri biter ama son noktayı koydukları bir an vardır. Sende son nokta ne oldu?

Bende bu burukluğun hep süreceği gibi bir his var. Sorumluluk taşıdığım iki tane çocuk var. Bugün en çok onlar için üzülüyorum açıkçası. Hep kendimi suçluyorum başaramadım diye. Güzel, onurlu bir evlilik yaparak yuvamı koruyamadım diye suçluluk duygusu var içimde. Kendime ve çocuklarıma karşı biraz mahçup ve yenilmiş hissediyorum. Benim hayatımda ciddi bir yenilgidir bu.

Hata olarak gördüğün neydi?

Sadece kendimi suçlamıyorum, suçlu da aramıyorum onları aştım. Bir müddet kendini yedikten sonra pes ediyorsun. Çocuklarımla kendi meselemi ayrı tutuyorum. Onların huzurunu sağlamayı ve en iyi şekilde yaşamalarını istiyorum. Bunu benim daha iyi yapmam için Tuğba’nın da kadınlık annelik değerlerine, edebine, ahlakına sahip çıkması lazım. Bunu her şeyden önce kendi için yapması lazım. Böyle aptallığa, basitliğe gelemiyorum o zaman benim önümü de kesiyor. Bunları artık yaşamak istemiyorum.

Basitlik ve aptallık olarak nitelendirdiğin neler?

Ne demek istediğimi herkes anlar. Detaylandırmak istemiyorum, basite iner o zaman. Kadınlık değerleri var, ne olduğunu az çok herkes bilir.

Çocukları uzak tutma nedenlerin bunlar mı?

Evet beni rahatsız eden nedenler oydu. Tuğba’nın bazen çok sevimsiz, toplumda iyi niyetle bakılmayan davranışlarıydı. O bir anne, kendince bencil davranmamalıydı. Ayrıldıktan sonra onun en iyi yapacağı şey ailesinin yanında kalıp kendi kendini dinlemesiydi. Kendini ortaya atıp, kendi imkanlarıyla ekonomik bir özgürlük sağlayabileceği dönem değildi. Ben Tuğba’yı biliyorum evliliğimizin belli döneminde çok hanım çok iyi bir kadındı. Çocuklarımız için birlikte yapabileceğimiz, onları mutlu edebileceğimiz bir şey varsa yapalım. Öbür yandan onun mutlu olmasını da istiyorum. Hayatında ne gelişme olursa olsun iyi olsun.

Neydi sizi bu durumlara getiren?

Biz birbirimizi çok seven bir çifttik. İlk yılımız bizim rüya gibi geçmiştir. Kimse herhalde o kadar uzun bir aşk yaşamamıştır. Bizimki gibi. Bugün baktığımda da evliliğimi hata olarak görmüyorum. Niye evlendim demiyorum kendime. Hayatımın o dönemini, hayatıma verilmiş hediye yılları olarak görüyorum.

Peki nasıl kabusa dönüştü?

İlk temelin sarsıntısı benim bir hatamla oldu. Oturdum ve her şeyimi anlattım, bunun bir daha olmayacağını söyledim. O günlerde beni affetti ve o güveni bana verdi. Biz yine yuvamıza dört elle sarıldık. Ama belli ki onun içinde bazı şeyler ölmüştü. Onu ben daha sonra anladım. Bizim beş yıl boyunca rüya gibi bir evliliğimiz vardı. Tuğba ile 18 yaşında tanıştık 19 yaşında anne oldu, haliyle tabii belli bir yaştan sonra o da kendisi bir şeyler yapmak istedi. Belki evlilik hayatından sıkıldı ve arayış içine girdi. Bu durum benden gizli saklı röpörtajlarla başladı, ben de şaşırdım Tuğba’ya ne oldu diye. Tuhaf tuhaf kıyafetler giymiş.

Sizin yaşattıklarınızın hiç mi etkisi yok?

Onların da etkisi var. Bu da bir patlamaya neden oldu. O konuda onu değil, kendimi de suçladığım yerler var. Aramızdaki o soğukluk hala devam ediyor. Öyle bir noktadayız ki, o da ben de birbirimizi aramaya çekiniyoruz. Belki yanlış uygunsuz durumdadır diye. Onun da benim de hayatımda biri olabilir. Birbirimizi aramıyoruz ama çocuklarını arıyor. İki kere Almanya’ya geldi.

İstanbul’da hiçbir şeyiniz kalmadı mı da bir otelde kalıyorsunuz?

Otelde kalıyorum, ben de onu düşünüyorum. Odamın camından bakıyorum, iki sene önce otelin yakınında evim vardı. Havaalanından indiğimde defalarca geçip, evime gittiğim aynı yoldan otele geldim. Aynı yoldan ayrı bir yere geldim, onun burukluğunu içimde yaşadım.

Albümünüzle hayatla yeniden mi barıştınız?

Ben yeniden başladım ve yeniden barıştım. Hem kendimle barışığım hem de Tuğba’ya kırgın bakmıyorum. Ben de hayatım boyunca böyle yaşayacak değilim. Tekrar sevmek istiyorum. Hatta hayatımı paylaşmak istediğim bir insana da ihtiyacım var. Ne kadar güvenim sarsılsa da. O yüzden şimdilik bu hayat arkadaşı meselesi konusunda cesaretsizim. Ben bir kere hataya düşerim ikinci kez kendimde böyle bir şeyi asla görmem.

Hata dediğiniz...

Benim de hatalarım oldu, temelini ben sarstım bunu kabul ediyorum ve özürümü de diledim. Herşeyi de yaptım.

Anneleri hakkında çocuklara ne dediniz?

Ne söyleyebilirsiniz ki, anneniz Türkiye’de çalışıyor bir müddet ayrı yaşıyoruz dedim. Büyük kızım 7 küçük kızım 4.5 yaşında. Annesiz olmanın ezikliğini yaşamıyorlar. Korkuyorum Tuğba’nın alıp başını çocuklarla bir erlere gitmesinden, çocukların eğitimlerinden uzak kalmalarından.

Tuğba’nın çocukları sizden kaçırmasından mı korkuyorsunuz?

Bu çok aptalca ve gereksiz bir şey olur ondan korkuyorum umarım böyle bir hata yapmaz. Çünkü o zaman gerçekten bu kavganın sonu olmaz. Her şey hukuk olarak çözülmüş böyle bir şey onu da beni de daha büyük felaketlere sürükler.

Tuğba evde kuran okurdu

Tuğba’yı televizyonda izlediğinizde yaptığı açıklamaları gördüğünüzde, bunlar sizi şaşırtıyor mu?

Benim tanıdığım Tuğba değil. Evliliğimde tanıdığım kadınla hiç alakası kalmadı. Tuğba çok farklıydı, evde kuran okuyan bir kadındı. Yasin süresini ezbere bilen bir kişidir. Evde mevlütler okuturdu. Dini inançları çok ağır bir insandı, Tuğba tüm duaları bilir. Sanki sonradan içine şeytan girdi...

Şu andaki yaşam tarzını tasvip ediyor musunuz?

Neler yaptığını neler yaşadığını bilmiyorum, sormuyorum da. Bilmekte istemiyorum. İnanın onunla ilgilenmiyorum, çocuklarımla konuşsunlar yeter.

Evliliğiniz noktalanmadan Tuğba’nın başka biriyle beraberlik yaşadığı basında yer aldı. Bu size üzdü mü?

Doğru diyorsunuz resmi olarak boşanmamız gerçekleşmemişti daha ama bunlara girmenin bir anlamı yok. Bu sadece incitmedi, anlayamıyorsunuz. Bunun ailesi yok mu, hiç mi sahip çıkan biri yok diyorsunuz.

Tek başıma saatlerce ağladım

Albümde Sürgün adlı şarkınız var öyle mi hissettiniz?

Evet benzettim... Ben kendi kararımla her şeyi göğüsledim, özlediğim şeyler vardı. Konserler vermeyi yazın İstanbul’da olmayı özledim. İki sene ayrı kaldım. Bende sürgün çağrıştırdı, istediğin yere gidemiyorsun ve bulunamıyorsun. Sürgün şarkısı bir arkadaşımdan geldi bana albümün adının bu olmasına karar verdim.

Sürgündekiler iyi şeyler üretir. Sizde de öyle mi oldu?

İnsanlar ilk dinlediğinde Tuğba’ya ithafen yapmışım gibi hissediyor. Tabii ki onunla birlikte yaşadıklarımdan etkilendiğim için bir çok şarkıma neden olmuştur. Madem bu kadar sessiz kaldım iyi bir albüm olsun istedim. Arayış içine girdim. Kendi dışımda başka müzisyenlerden de şarkılar aldım, bencilliği bıraktım bu albümde. Bu sürgün bana beni kazandırdı.

Kimin omzunda ağladınız zor günlerinizde?

Ben tek başıma ağladım hep golf oynarken tek başıma araba kullanırken ağladım. Arabama binip saatlerce giderdim ve ağlardım. Kimseyle o halimi paylaşmak istemedim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!