Vapurda bir yolcu içli içli ağladı sonra alyansını çıkarıp verdi

Güncelleme Tarihi:

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2017 11:39

Onları kendilerine yakın görüp dertlerini anlatanlar var. Çalgısını çekiştirip yol soranlar... Atkı bere örüp getirenler... “Üşümüşsünüzdür” deyip kahve alanlar, çiçek, gazete, çikolata bırakanlar... “Kafa ütülüyorsunuz” deyip onları dinlemek istemeyen de mevcut ama. Yine de sabahın köründe işe giderken ya da işten çıkmış günün tüm yorgunluğunu omuzlarımızda hissederken dinlediğimiz şarkılar hepimize iyi gelir. Bu şarkıların sahipleri, İstanbul’un metro ve vapur müzisyenleri çalgılarını bir kenara koyup anlattı.

Haberin Devamı

İNSANLAR BEĞENİSİNİ BELLİ ETMEKTE TUTUK

(Soloda Hilal Nalbant, nam-ı diğer ‘vapurdaki kadın’)

Vapurda ne uzun, ne kısa tam kıvamında bir performans süremiz var. Üstelik vapur yolcuya özgürlük de tanıyor: İsteyen destek oluyor, istemeyen dinlemeyip geçiyor. Burada kendimi özgür hissediyorum. Beni ayakta tutan, güzel şeyler duymak. Nadir de olsa negatif durumlarla da karşılaşıyorum; fotoğraf çektirmek için gelip elini belime atanlar oluyor, “Hoop” diyorum. İnsanlar beğenilerini belli etmekte tutuk. Çok beğeniyor, belli ama alkışlamıyor. Ancak biri güçlü bir alkış yaparsa hemen arkasından alkışlar başlıyor. Ricam, bizi seviyorsanız bunu dile getirmeniz.

KİM BU MÜZİSYENLER?

- İstanbul Metrosu’nda ve Şehir Hatları vapurlarında canlı müzik yapanlar, ya konservatuvar öğrencileri ya profesyonel sanatçılar ya da alaylı, yerel müzikevi kurslarından eğitim almış kişiler...

Haberin Devamı

- Metro müzisyenleri 2005’ten beri Metro İstanbul’un, vapur müzisyenleriyse 2016’dan beri Şehir Hatları’nın sorumluluğunda. Müzisyenler, alanında uzman kişilerden oluşan jüri heyeti huzurunda yapılan elemelere katılıyor ve belirli bir seviye puanı alırlarsa işe başlıyorlar. Ama sabıka sicil kaydı bulunmamaları ve eğer yabancı uyruklularsa çalışma izni almış olmaları gerekiyor.

- Tüm bu aşamaları geçtilerse, tanıtıcı kimlikleri ve izin kâğıtlarıyla belirlenen yer ve saatlerde müziklerini icra ediyorlar.

- Şu an vapurlarda 60, metro istasyonlarında 206 müzisyeni dinliyoruz. Müzik yapacak grupların kendilerine verilen sürelere uymalarına, herhangi bir sebeple çalışma yerinde bulunamayacaklarsa mazeret bildirilmesine dikkat ediliyor.

- Genel şartlara uymadığı tespit edilenlerin ve üç çalışma günü mazeretsiz gelmeyen müzisyenlerin çalışma izinleri de iptal ediliyor.

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi

‘ŞAFAK TÜRKÜSÜ’NÜ SÖYLEDİĞİMİZ AN...

Grup Pişat (Ritmde Gülay Kaya, klasik gitarda Abdullah Gümüş)

Metro müzisyenliğinde samimiyet var. Bir yolcunun “Param yok, olsa inanın vermeyi şu an o kadar çok isterdim ki” demesi ve mahcubiyet duyması çok etkileyiciydi. Sonuçta para atmak, gönüllülüğe dayanır. “Üşümüşsünüzdür” deyip kahve alanlar, çiçek, gazete, çikolata bırakanlar, bizi kendilerine yakın görüp dertlerini anlatanlar var. Çocuklarına cesaret kazanması için bize para attıran aileleri çok seviyorum. En komik anımız bir yolcunun bizden yol parası istemesiydi. Birinde de bir köpek gelip paraların üzerine uzanıp kalkmadı. O tatlı köpeğin sayesinde çok daha fazla ilgi çekmiştik. ‘Şafak Türküsü’nü söylediğimizde genç bir anne yanımızda durdu ve çocuğuna bakarak şarkı bitene kadar ağladı. Ama “İlahi okuyun” diyerek sözlü tacize uğradığımız da oldu. Bu işe başladığımda ailem ayıpladı, “Modern dilenci mi olacaksın” dedi. Ama yaşadığım olumlu tecrübeyi gördükten sonra kabullendiler. Metroda müzik yapan bir kadın olarak diğer kadınlara cesaret kazandırdığımı gördüm.

Haberin Devamı

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi

ÜFLEMELİ BİR ÇALGI ÇALDIĞIMI GÖRSELER BİLE YOL SORAN VAR

(Saksofonda Bora Tanyeli, gitarda Mesut Demir, basgitarda Deniz Tanyeli)

Bora Tanyeli: Metroda çalmanın, hayatımızı idame ettirecek kadar iyi kazandırdığını düşünmesinler. Bu işi yaparken en çok güldüğüm şey, üflemeli bir çalgı çaldığımı gördüğü halde yol soranlar. Bir de bazen saksofonu çalarken parayı elime uzatanlar oluyor. Bir de şu var: Bu, metro veya sokak müzisyeni olmakla ilgili bir durum değil, müzisyen olmakla ilgili bir durum. Çocukluğumu bilen bir amca beni yolda gördü, işimi sordu, “Müzisyenim” dedim, “Olsun” dedi. Olsun mu? Ben bu işe ömrümü verdim.

Haberin Devamı

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi

 

 

PARASI YOK DİYE ÇANTAMA TİŞÖRT KOYDU

(Gitarda ve soloda Barış Çetin, klarnette Burak Şen)

Barış Çetin: Yeni düzenlemeyle vapur müzisyenlerinin kafası rahat, “Birisi gelip azarlayacak mı” diye korkmadan iyi bir moralle çalıyoruz. Para yerine yiyecek, su, çikolata, terlediğimi görünce peçete atanı gördüm ama bir kere birisi “Verecek bir şeyim yok” dedi ve para çantama tişört koydu. 

Burak Şen: Şehir Hatları’nın bir buçuk sene önce yaptığı ankete katılanların yüzde 80’i vapurda müzik istediğini söyledi. Bize belli saatler verildi. Artık müzisyenler aynı saate denk gelmiyor; karmaşa ortadan kalkmış oldu. Bir gün birisi “Sizden rahatsız oluyorum” dedi, insanlar da ondan rahatsız oldu. Bizden rahatsız olan o kişiyi korumak zorunda kaldık; insanlara “Yapmayın, o da rahatsız olmuş olabilir” dedik ve onunla konuşa konuşa dost olacak kıvama geldik.

Haberin Devamı

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi

SANATIN DEĞERİNİ BİLENLER PARA BIRAKIRKEN UTANIYOR

(Papyon Quartet: Gitarda Mahir Dabakoğlu, kemanda Özgür Kement, viyolonselde Ruşen Aslanargun ve kontrbasta Arda Özkan)

Mahir Dabakoğlu: Bir dönem mekânlarda çaldım ama en mutlu olduğum yer, hep metro oldu. Repertuvar tercihlerini kendimiz yapabiliyoruz, kimse de sizden bir şey beklemiyor. Yolculardan tek ricamız, enstrümanımızı çalarken dürterek yol sormamaları.

Ruşen Arslanargun: Hiç kimse bize maddi olarak katkıda bulunmak zorunda değil. Durup bizi dinleyenler de aynı şekilde bize destek olmuş oluyor. Metroda da bence en çok çocukların dikkatini çekiyoruz. Enstrümana dokunmak istiyor, “O ses bundan mı çıkıyor” diye bakıyorlar.

Haberin Devamı

Özgür Kement: En çok ‘Game of Thrones’ dizisinin müziği rağbet görüyor. Çantamıza şeker, çikolata atanlar, kitap bırakanlar, “Çok mutsuzdum, sayenizde mutlu oldum” diye not yazan oluyor. Sanatın değerini bilenler para atarken utanıyor ve gözümüze bakamıyor, onlar parayı hep eğilip yumuşak atıyor. Ama fırlatan ya da üç sayılık basket atmaya çalışanlar da olmuyor değil.

Vapurda bir yolcu içli içli ağladı  sonra alyansını çıkarıp verdi

ALYANSINI ŞAPKAMA ATTI

(Soloda ve mandolinde Ateş Aria)

10 yıldır vapur müzisyeniyim. Başlarda görevliler bizi engelliyordu ama yolcular hep arkamızdaydı; bugünlere de öyle geldik. Eminönü’nde türküler daha ilgiyle dinleniyor; Beşiktaş’ta da öyle ama orada arya da yapıyorum. Birinde vapurda şarkı söylüyorum; baktım bir adam içli içli ağlıyor. Şarkı bitti, parayı toplamak için önüne şapka uzattım, alyansını çıkarıp içine attı.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!