Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş! İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk

Güncelleme Tarihi:

Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2022 07:00

30 yıl aradan sonra 90 konserlik bir program için bir araya gelen İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk. İlk konser önümüzdeki cuma Kuruçeşme Açıkhava’da. Hayranlarının olduğu gibi onların da heyecanı dorukta. Sormadan edemedik tabii ki: Peki, her şey iyi giderken neden ayrıldınız ki? Ercan Saatçi özetledi: “Çocukluk yaptık diyelim.” Çelik Erişçi destek verdi: “Şimdiki aklım olsa önünde durulmaz bir güç olacaktık.” İzel Çeliköz ekledi: “P.pomuz kalktı bence!”

Haberin Devamı

Ömür Gedik: Tekrar bir araya gelmenizle ilgili herkesten bir cümle alalım mı?

- İzel: Üzerimde bir sersemlik var. Çünkü aslında biz bir araya geliyoruz yıllardır, yemek yiyoruz, konuşuyoruz ama şimdi sahnede, ışıkların altında, sağıma bakıp Çelik’i göreceğim, soluma bakıp Ercan’ı göreceğim, “Anneciğiiim” diyorum. Hem bir korku yaşayacağımdan eminim, hem bir şok yaşayacağımdan eminim. Çünkü İzel-Çelik-Ercan’dan sonra beni tek başıma sahneye zor çıkardılar, iterek falan...

Çok kötü hissetmiştim kendimi. Meğer ne kadar dayanıyormuşum onlara, ne rahatmışım. Onu hissetmiştim. Şimdi de başka bir sersemlik yaşıyorum. Çok mutluyum ya...

- Çelik: Geçen gün provamız vardı. Giriş şarkımız “Özledim”.  “Özledim” başladığında gözüm yaşardı benim. Bu kurgulanabilir bir şey değil. Şarkı girdiğinde 1991’se çıkışımız, ta oraya gittim. Bütün hepsi hayal gibi gözümün önünden geçti. Konserler, tanınma, albüm, ödüller... Çok güzel bir duygu. Bir de istediğin kadar zaman geçsin, üstüne istediğin kadar sahne yap hâlâ heyecan var. Bir arada olmanın getirdiği bir elektrik var, bizi aşan bir şey o.

Haberin Devamı

- Ercan: Bir 90’lar özlemi var ya, biz o iklimin tam da göbeğindeki çocuklarız. Biz de özlemişiz. Sadece müzikten bahsetmiyorum, bütün konjonktür. Çelik’in söylediği gibi. “Geleceğe Dönüş” filminde geçmişe falan gidiyorlar ya, kendimi bayağı 90’larda hissettim. Aynı sound’u çaldık bir de. Zaman zaman bu projeyi yapalım mı diye buluştuk ama her seferinde bir nedenle olmamıştı. İtiraf etmek gerekirse artık üçümüzün de “hayır” diyemeyeceği bir noktaya gelmiş hikâye.

Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk


Orkun Ün: En son ne zaman birlikte sahne almıştınız?

- İzel: 1992’de. Ama birçok prodüktörün hayalidir, İzel-Çelik-Ercan’ın tekrar bir araya gelmesi. Çok da teklif geldi...

Savaş Özbey: Neden olmadı peki?

- İzel: Ben biraz arıza çıkarıyordum! (Gülüyor)

- Çelik: Belirli bir sebep yok. Benim albümüm çıkacaktır, onun dinlenme dönemidir, öbürümüzün başka bir şeyi. Mevsimsel şeyler yani... (Gülüyorlar)

Haberin Devamı

- İzel: Bende gereksiz bir endişe vardı. “Acaba büyüsünü bozar mıyız?” endişesi. Sonra biletlerin tükendiğini görünce geçti tabii o endişe. Biz ayrıldıktan sonra hepimiz ayrı ayrı işler yaptık ama bütün o süreçte İzel-Çelik-Ercan’ı yine yukarıda tutmuşuz. Ayrılıp da hiçbir şey yapmamış olsaydık belki bu kadar güzel olmazdı.

- Ercan: Aslında ne yaparsak yapalım her birimiz birer İzel-Çelik-Ercan’mış.

- Çelik: Hepimizin yaşı 50’lere gelmiş, ben 23 tane albüm çıkardım. Kiminle röportaj yaparsan yap bir İzel-Çelik-Ercan sorusu mutlaka geldi o yıllar boyunca.

- İzel: Ben de 13 albüm yaptım, sokakta görüyorlar hâlâ “Aa İzel-Çelik-Ercan!” diyorlar.

Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk


Haberin Devamı

BİR REPERTUVAR ÇIKARDIK, 54 ŞARKI!

Orkun Ün: Biz İzel’in şarkılarında da, Çelik’in şarkılarında da, Ercan’ın şarkılarında da ayrı ayrı ağladık...

- Ercan: Sen de ne ağlak çıktın arkadaş! (Kahkahalar)

Orkun Ün: Konserlerde de birinizin “Sayenizde”si, diğerinizin “Kızımız Olacaktı”sı, öbürünüzün “Bu Şehirde”si olacak mı?

- Çelik: Olmaz mı? Tek solist olarak da değil, bir arada ama her şarkının ayrı karakteristiği var tabii. “Kızımız Olacaktı” için İzel’in girişi önemli. Orayı o söylüyor mesela. 

- Ercan: Biz bir repertuvar çıkardık, güya kısaltılmış, 54 şarkı! Biri diyor ki “Bitmesin Bu Rüya’yı söylemeyecek misiniz?” Oldu 55...

- Çelik: Benim demin güç dediğim şey tam da buydu.

Haberin Devamı

  Savaş Özbey: Peki bu tekrar bir araya geliş sadece konserlerle mi sınırlı kalacak, bir albüme falan dönüşecek mi? 

- İzel: Hiç konusu geçmedi. Öncelikle konserlerin tadını çıkarmak istiyoruz.

Ömür Gedik: Kaç konser olacak?

- Ercan: İlk etapta 30 konser. Ama Türkiye ve Avrupa turnesi var, geniş anlamda 90 konser. Albüm diye yola çıkmadık. Bir de albüm mü kaldı artık? Belki bir şarkı yapar, ona güzel bir klip çekeriz ama konserlerden vakit kalır mı, bilmiyorum. Ben İzel-Çelik Ercan’ın bütün haklarını satın aldım zamanında. Öncelikle onun plağını çıkaracağız.

Değişmeyen ne var ki?

  Orkun Ün: Peki sizce değişti mi pop ortamı?

- Çelik: Değişmeyen ne var ki? Ama temelde aynı bizimki gibi. Biz başladığımızda nasıl bugünkü aklımızda değildiysek ve kendimizi bulma yolunda ilerliyorduysak, şimdiki durum da o bence.

Haberin Devamı

Eşyanın tabiatı böyle. Ben içinde bulunduğumuz sektördeki her değişimi, her gelişmeyi çok doğal buluyorum.

- İzel: Benim pop müzik için küçük bir olumsuz düşüncem var. Hepsine saygı duyuyorum, çok büyük bir emekle çıkıyorlar, çok güzel de işler çıkıyor arada ama aşk eksikliği hissediyorum.

İnsanlar eskisi gibi aşk yaşamadıkları için ya da daha doğrusu daha hızlı yaşadıkları için bir eksiklik var.

- Ercan: Ben şöyle yorumlayabilirim bunu; gençlerin aşka bakışları farklı.

Biz nasıl anamızın babamızın baktığı gibi bakmıyorduk, şimdikiler de öyle.

Bunun yansımaları da müzikte, sinemada ya da sosyal hayatta farklı oluyor. Onlar başka bir şekilde dışarı vuruyorlar, biz bunu anlamıyoruz. Ama onlar da bir gün birilerini anlamayacak, bu böyle gidecek. 

- Çelik: Bizim zamanımızda bize yaşam anlamında “çok hızlı” diyorlardı. “Böyle şey mi olur?” diye bizi beğenmiyorlardı. Büyük ihtimal onlar da öyle diyecekler.

BAŞIMIZDA KİMSE YOKTU Kİ ARKADAŞ!

Savaş Özbey: 1991’de tek bir albüm yapıyorsunuz, 1 milyon satıyor.

- Ercan: Daha fazla aslında. Kayıtlara öyle yansımadı.

Savaş Özbey: Ortada böyle bir başarı var. Problem neydi peki, niçin dağıldınız?

- Ercan: “Çocuktuk yaptık” diyelim ve bunu kapatalım.

- İzel: P.pomuz kalktı bence! (Gülüyor)

- Ercan: 20’li yaşlar... Birimizin annesi diyor ki “Sen daha az gözüküyorsun”... Öbürümüzün ablası diyor ki “Sen tek başına olsan daha güzel”... Çocukça şeyler. Şimdiki aklımız olsa... Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş!

- Çelik: Benim şimdiki aklım olsa...

- Ercan: “Ercan’ın lafını dinlerdim” diyeceksin...

- Çelik: (Gülüyor) Şimdiki aklım olsa şöyle düşünürdüm: Bir sonraki albümümüzde Ercan’ın bir hit’i olacaktı, İzel’in bir hit’i, benim bir hit’im olacaktı.

Albümü düşünsene: “Hasretim”, “Kara Kışlar”, “Hercai”... Önünde durulmaz bir güç olacaktık. Biz o zaman bunu göremedik işte.

İZEL’İN RAKİPLERİ AJDA, SEZEN, NİLÜFER’Dİ

Ömür Gedik: Sizce aranızdan kim, hangi alanda daha iyiydi?

- Çelik: Ercan bu işin yaratma kısmında, söz-beste kısmında müthiş. Bunu doktora yapmış bir müzisyen olarak söylüyorum. İzel’in de çok iyi yorumcu oluşu.

- Ercan: Çelik, Türkiye’deki en iyi erkek solistlerden biri. İlk üçe girer. Müthiş bir müzisyen. Biz konservatuvarda kontrbas öğrencisiydik, aynı sınıftaydık.

Ben 2 saat kontrbas çalışır, sonra kahveye gidip king oynardım. O 8 saat çalışırdı. Parmaklarından kan damladığını bilirim. Her işte öyle itinalı. Evde yemek yapacaksa bile aynı. Aramızdaki en prensipli Çelik’tir.

İzel eskiden çok iyi enstrümantistti, bıraktı.

Orkun Ün: Hangi enstrüman?

- İzel: Klasik kemençe.

- Ercan: Assolistlerin arkasında çalardı. Onun dışında çok iyi bir yorumcu. Bizim çıktığımız dönemde İzel’in rakiplerini sayayım size: Ajda, Sezen, Nilüfer. Bu kadar. Aşkın Nur Yengi, Sertab falan hep ondan sonra yani.   

- İzel: Sıra bana mı geldi? Valla ben ikisini çok ayıramıyorum aslında. Çelik çok iyi bir müzik adamı. Fazla bilgili bir müzisyen. Aranjmanlarını çok seviyorum.

İşin hem duygusu hem de yönetimi açısından beyniyse Ercan. Aklına bir fikir geliyor, ki geldi mesela bu konserler için ama şimdi sürprizi bozmayayım, 40 yıl düşünsem benim aklıma gelmez.

Ömür Gedik: Sürpriz ne? Önünüzde kontrbasla çıplak mı çıkacaksınız? (Çelik’in verdiği çıplak pozu hatırlatıyor.)

- İzel: Benimki küçük, klasik kemençeyle! (Bütün masadan kahkahalar)

Savaş Özbey: O pozlar sırasında grup olarak hâlâ birlikte olsaydınız müdahale eder miydiniz Çelik’e?

- İzel: Ben ederdim. Direkt battaniyeyle giderdim, “Sen n’apıyorsun?” diye.

- Ercan: Ben etmezdim. Çünkü neden yaptığını biliyorum. Şimdi burada anlatamayacağımız şeyler.

- Çelik: Onlar müdahale edebilirdi ama ben dinler miydim, onu bilmiyorum. 

Orkun Ün: Aradan geçen yıllarda Çelik biraz daha rock, Ercan biraz daha akustik, İzel biraz daha pop sound’lar yaptı. Sahnede hepsinden biraz olacak mı yoksa daha genel bir şey mi bekliyor bizi?

- Çelik: Sahnede hepsini harmanlayacağız. Ama en önemlisi 90’lar ruhunu da koruyacağız.

Başımızda da kimse yoktu ki arkadaş İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle buluştuk


Sahne kostümünü eleştirmek kimsenin haddi değil
◊ Ömür Gedik: Son dönemde sahne kıyafetleriyle ilgili bir tartışma var. Ona ne diyorsunuz?
- İzel: Cıbıldaklık meselesi mi? (Kahkahalar)
- Ercan: Hiç kimsenin haddine değil. Kim ne diyorsa, boş konuşuyor, kendi kompleksini kusuyor. Fırsattan istifade kendini öne çıkarmaya çalışıyor.
- İzel: Eğer estetik bir görüntü varsa karşında, ki o konu en çok Gülşen’e bağlanıyor, ben çok estetik buluyorum. Çünkü orası sahne.
◊ Orkun Ün: Bunun kararını halk verir diyorsunuz.
- Ercan: Kızın bütün konserleri full çekiyor. Çıkmış bir modacı, örf-âdet diyor. Ne alakası var? Saçma sapan. Ben çok netim. Sahne kostümünü eleştirmek kimsenin haddi değil. Siz hiç duydunuz mu Amerika’da “Shakira niye böyle giyiniyor” diye konuşan modacı?

Konser için kredi çeken var

Savaş Özbey: Tepkiler nasıl?

- Ercan: Konser için kredi çeken var. Yeniden konserlere başlayacağımızı duyan, biz yaşlarda, emekli bir hayranımız “Kredi çektim, geleceğim o konsere” diye mesaj atmış. Çektiği kredinin, biletinin fotoğrafı falan... 

  Savaş Özbey: Konser için mi kredi çekmiş?

- Ercan: Burada üniversitede çocuk okutuyormuş, belli ki durumu yok... O kadar duygulandık ki ya. Saydan Güngören diye bir adam.

- İzel: Duyunca boğazım düğümlendi, ne kadar şanslıyız. En önde oturturuz onu, değil mi Ercan?

  Ömür Gedik: Millet de diyecek ki; “Kaç para bu biletler?”

- Ercan: Arka taraflar uygun tabii ama ön taraflar 8 bin falan.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!