Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler!

Güncelleme Tarihi:

Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2010 00:00

Çevre ekonomisi Türkiye’de hiç bilmediğimiz bir alan. Daha doğrusu sadece iktisatçıların bildiği ama her çevresel yatırımda kopan fırtınalara bakılırsa çok da hesaba katılmayan bir şey: İstanbul’a üçüncü köprü yapılacak; “E, ne olacak, iki milyon ağacı başka yere dikeriz” mantığı gibi!

Haberin Devamı

İngiltere’de Eftec isimli şirketiyle kamu projelerine danışmanlık hizmeti veren çevre ekonomisti Ece Özdemiroğlu yatırımlar yapılmadan çevrede zarar görecek her şeyi paraya dökmeye, çevrenin değerinin sıfır olmadığını göstermeye çalışıyor

Sizin yaptığınız hesaplar hayatımızda neyi değiştiriyor?
- Biliyoruz ki insanların mutluluğu, refahı sadece paraya odaklı değil. Mutlu bir aile yapısı, bir sosyal ağ içinde olmak, iyi bir havayı solumak, sessiz bir yerde yaşamak, yeteri kadar içilebilecek suyun olması gibi birçok etken de insan refahını etkiliyor. Temiz havayı alıp satamıyoruz, bedava olduğu için de çok kullanıyoruz. Eğer hava kirletmenin maliyeti sıfırsa hiçbir şirket hava kirliliğini azaltacak bir şey yapmaz. Benim bütün çalışmalarımın altında yatan o. Biliyorum ki parasal değerlendirme bütün değerleri kapsayamayacak ama hiç olmazsa çevrenin değeri sıfır olmasın.
Size ağaçların, endemik bitkilerin değerini mi soruyorlar?
- Genellikle kamu sektörüne çalışıyoruz. Su şirketleri gibi büyük tekel olan şirketlere. Yaptığımız iş, çevresel kaynakların değerlendirilmesi... İnsanlar ev alırken ya da başka malları alırken çevre faktörü daha iyi olan mallara daha iyi fiyat veriyorlar. Mesela Birmingham’da otobanın ev fiyatlarına etkilerini hesapladım. Otobana yakın olan evler daha az fiyata satılıyor. Bu değerlendirme otobanın güzergahını belirlemeye yardımcı oluyor. Üçüncü köprüyü nereye koyalım tartışmasında faydalı olabilir. Kesilecek ormanlara yapılan keyif amaçlı gezilerinin de bir ekonomik değeri var.
Keyifin nasıl bir ekonomik değeri var?
- Keyif zamanlarında da değer yaratılıyor. İstanbul’da Belgrad Ormanları olmasa, insanlar ya hiçbir yere gidemeyecek ya da daha uzak bir yere gitmek zorunda kalacaklar. Daha uzağa gitmenin de bir maliyeti var. İnsanların Belgrad Ormanı’na gelirken harcadıkları para da, yakıt da, zaman da bir maliyet. Ormanı kestiğinizde yapacağınız maliyeti kimse göz önüne almıyor. Orman kesilince oluşabilecek sellerin maliyeti gibi.
Kaz Dağları’nda da altın çıkarmak için orman kesme, aşırı su kullanımı ve siyanür tehditleri var o da buna mı benziyor?
- Fayda maliyet hesabı yapılmalı... Genelde maliyet derken kaç kişinin işe alınacağı, kaç tane buldozer geleceği hesaplanıyor. Yatırımcı en fazla 5-10 seneyi görür. Bazı çevresel etkiler belki 20 sene sonra ortaya çıkıyor. Bu tip uzun süreli karar verme sorumluluğunu bir şirketten bekleyemeyiz, devlet 50-100 yıl sonrasına bakmalıdır.
Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarından farkınız ne?
- ÇED raporlarında “Etkimiz az olacaktır, orta olacaktır” gibi genel şeyler söylüyorlar. Örneğin onlar bize ne kadar emisyon salacaklarını söylüyor, biz de o emisyon ne kadar kişiyi etkiler, hastalık yapma olasılığı, hastalığın maliyeti gibi etkileri fiyatlandırıyoruz.
Örneğin Hasankeyf bir kültürel miras, ayrıca oradaki türleri alıp başka yerde yaşatma şansınız da yok. Bunların ekonomik karşılığı hesaplanabilir mi?
- Bunlara değer hesaplayabiliriz ama o değer hiçbir zaman tek unsur olarak ele alınmamalı. Mesela tanıtımı yapılsa kaç kişi gelir, ne kadar turizm geliri bırakır buna da bakılmalı. İktisatçı olmama rağmen, kararların sadece iktisadi değerlere bağlı olarak verilmemesi taraftarıyım.
Tarihi eser Alianoi, 50 yıllık bir sulama barajı için sular altına gömülüyor. Bunun bir değeri yok mu?
- Her şeyin sosyal ve kültürel açıları var. Bazen birinin çıkıp 5”0 yıllık bir sulama projesi için kaybedilmeyecek bir değerdedir” demesi lazım. Toplum adına karar verenlerin çok daha uzun karar ufku olmalı. 50 yıl tarihte hiçbir şey!

Haberin Devamı

Çiftçiye para öde, suyu ucuza arıt
İNGİLTERE’DEN BİR ÖRNEK

Haberin Devamı

İngiltere’nin kuzey batısındaki göller bölgesinde United Utilities su şirketi daha az gübre ve ilaç kullanmaları, toprak erozyonunu azaltacak şekilde dikim/ekim yapmaları için su havzalarındaki çiftçilere para veriyor. Anlaşmanın faydası, tarım kökenli su kirliliğinin azalınca suyu musluk suyuna dönüştürmek için harcanan arıtım masraflarından tasarruf sağlanması. Fayda-maliyet hesabına göre çiftçilere ayrılan bütçenin faydası maliyetinin üç katı.

Çevre projesi üretin
Bİ’ŞEY YAPMALI

Gençleri çevre üzere düşünmeye davet eden ‘Volvo Adventure Çevre Projesi Yarışması’na başvurular başladı. 13-17 yaş arasındaki öğrencilerin, projeleriyle www.volvoadventure.org sitesi üzerinden katılabileceği yarışmanın son başvuru tarihi 31 Ocak 2011. Kazanan proje, haziran ayında İsveç Göteborg’da düzenlenecek finalde Türkiye’yi temsil edecek.

Haberin Devamı

Mehmet Ali Alabalora (oyuncu)
O DA BİR YEŞİL

Çevrecilik bugün pazarlanan bir şey hale geldi, petrol şirketleri bile kendini çevreci olarak tanımlayabiliyor. Ben kendi adıma tüketim alışkanlıklarımı gözden geçirmeye çalışıyorum. Örneğin 1600 motordan yüksek araba kullanmamaya özen gösteriyorum. Yollar ve hız limitlere belliyken niye 2000 motordan büyük araba var onu algılayamıyorum. Şu anda İstanbul’da uygulanan birçok projede doğa ve kültür birincil değer değil. Bunların taşınabilir şeyler olduğu düşünülüyor. İstanbul’un nefes alan son ormanlarında iki milyon ağacın kesilmesi sadece bu ağaçların kaybetmemiz anlamına gelmiyor. İkinci köprüden sonra etrafı inşaat alanı haline getirildi. Üçüncü köprüden sonra da aynı şey olacak.

Haberin Devamı

Kazdağları’nın temiz suları
HAFTANIN GÜZELİ

Kaz Dağları yıllardır siyanürle altın arama faaliyetlerinin tehdidi altında. Burada bulunan Hasan Boğuldu’nun, siyanüre bulanmamış suları doğrudan içilebiliyor. Yaşanan efsane bir aşk hikayesiyle Hasan Boğuldu ismi verilen doğal gölet, aşağıdaki köye hiçbir arıtma olmadan temiz su sağlıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!