Film gibi hayatlar

Güncelleme Tarihi:

Film gibi hayatlar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2013 00:00

Star TV’de hafta içi her gün yayınlanacak ‘Film Gibi’ programı, ayrılan eşleri, sevgilileri, akrabaları birleştirmeyi hedefliyor. Programın sunucusu Deniz Uğur’un inişli çıkışlı yaşamı da filmleri aratmıyor

Haberin Devamı

Hayatınız film olsa türü ne olurdu?
- Hayatımdan farklı türlerde birçok film çıkabilir. Aşk, kriminal, macera… Yaşamın renkleri gibi bütün bu türler hayatımda var oldu.

Filmin ismi ne olurdu?
- Deniz.

Kendi adınız diye mi?
- Hayır aslında. Bu isim çok şey anlatıyor. Deniz, zaman zaman dalgalı, bazen durgundur. Ben de adım gibi değişken olabiliyorum.

Bu dalgalı ve durgun hayatta ilk evliliğinizi 19’unuzda yaptınız. Neden o kadar erken?
- Üniversitede bütün arkadaşlarım kendilerine ev tutuyordu. Babam benim ayrı eve çıkmama izin vermiyordu. Kendime ait bir alan istiyordum. İlk erkek arkadaşımla çocuk yaşta evlenmiştim.

İkinci eşiniz İsmail Hakkı Sunat hayatınıza nasıl girdi?
- Rahmetli eşimle aynı dizide oynarken tanışmıştık. Birbirimizi çok severek evlenmiştik ve yedi yıl süren çok güzel bir evlilik yaşadık. Bana da hatırası olarak canım, 14 yaşındaki büyük oğlum kaldı. İlk göz ağrım.

Haberin Devamı

İsmail Bey, sekiz yıl önce Bolayır’daki yazlığınızda öldü. Yaşanan bir tartışma sırasında sekiz kurşunla... O geceye dönersek. Hayatınızın en büyük
dramı mıydı?

- İnsanın sevdiğinin hayatını, öyle bir olayda kaybetmesi büyük acı. Zaten hayatta bir tek ölüme çare yok. Yoksa her türlü güçlüğün üstesinden geliniyor.

Oğlunuz nasıl yaşadı bu olayı?

/images/100/0x0/55eab8a4f018fbb8f892778a

- Çok ağır bir travma geçirdi. Bunun üstesinden gelmesi için bir anne olarak elimden geleni yaptım.

Psikolojik destek gördünüz mü?
- Psikolojik destek aldık tabii. Ben de hayatımı ona adadım ve el birliğiyle toparlanmasını sağladık.

Olayın yaşandığı yazlık evi sattınız mı?
- Hayır ama artık oraya kimse uğramıyor. O ev oğluma kaldı. Ne yapacağına büyüyünce kendisi karar versin.

Böyle bir travmayı tamamen atlatmak ne kadar mümkün?
- En büyük adaletin ilahi adalet olduğuna inanıyorum. Bir can almanın vicdan azabıyla, hiçbir ceza kıyaslanamaz. Verilen cezayı az bulsam da inancım bana hep güç verdi bu yüzden.

Yine de adalet sistemine isyan etmiyor musunuz?
- Zaman zaman kabullenemeyişlerim oldu tabii. Yalnız isyan her zaman yapıcı bir tavır değil. Öfkeyle etrafa saldırmanın faydası olmuyor. Bence her zaman bir şeylere çözüm üretmeye odaklanmalı.

Haberin Devamı

Talihsizliğe inanmıyorum

Geçen yıl meme kanserine yakalandınız. Kendinizi çok talihsiz hissettiniz mi?
- Hayatta talihsizlik diye bir şeyin olmadığına inanıyorum. Hiçkimse kendini şanssız, bahtsız, talihsiz diye etiketlememeli. Talihimizi hatalarımızdan ve yaşadığımız güçlüklerden ders çıkararak biz yönlendiriyoruz. Mesela meme kanseri benim gibi birçok kişiyi buluyor. Hiçbir zaman niye benim başıma geldi diye düşünmedim.

İnsanın aklından nasıl geçmez?
- Bunun yaygın bir rahatsızlık olduğunu zaten kendi çevremde gözlemliyordum. Oysa toplum bunu bilmiyor ve bu hastalık adeta veba gibi görülüyor.

Neden?
- Bu rahatsızlık 40 yılda bir başa gelecek sanılıyor. Oysa doktorlar, giydiğimiz kıyafetin tekstil boyasından, içtiğimiz suya kadar her şeyin kanserojen maddeler içerebileceğini söylüyor. Kendimizi çevre şartlarından tamamen soyutlayamayacağımıza göre alabileceğimiz tek önlem uyanık olup sık sık kontrole gitmek.

Haberin Devamı

Ameliyat ve tedavi süreci bir kadın olarak sizi nasıl etkiledi?
- Şanslıydım: Sevgisini her koşulda gösteren ve olgunlukla yanımda sapasağlam duran bir partnerim vardı. Orçun (Benli) sayesinde kendimi hiçbir zaman kötü hissetmedim ve hep moral verdi. Üstelik bunu çaba harcıyormuş gibi değil, büyük bir doğallıkla yaptı. Ama çevremizde bu süreçlere katlanamayıp eşlerini terk eden erkekler olduğunu gördüm. Bu konuda çok şanslıydım.

Reha Muhtar’la medeni bir düzen kurduk

Çocuklarınız kaç yaşında?
- İkizler Mina ve Poyraz 3 buçuk yaşında. Büyük oğlum Engin Deniz 14...

İkizlerin babaları Reha Muhtar’la arası nasıl?
- Birbirlerini çok seviyorlar. Reha Bey’le medeni bir düzen kurduk. Hem ben hem o eşit şekilde çocukları görüyoruz.

Haberin Devamı

Reha Bey’le görüşüyor musunuz?
- Çocukları alıp bırakırken tabii ki karşılaşıyoruz. Onların huzurlu ve mutlu oluşu tamamen bizim bencil davranmamamızla alakalı.

Nasıl yani?
- Boşanan çiftler genellikle çocuklarını karşı tarafa karşı kullanıyor. Sonrasında bu bir ego savaşına dönüşüyor. Açıkçası biz bunu yapmamaya çalıştık. Bundan da çocuklar kârlı çıktı.

Evlilik konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Medeni Kanun’u ve evliliği, kadınların haklarını koruduğu için destekliyorum. Çünkü Türkiye’de kadınların yaşam koşulları birbiriyle eşit değil. Benimse ekonomik özgürlüğüm ve belli bir donanımım var. Hayatımı daha güzel ve kolay idame etmeme ne hizmet edecekse ona göre kararlar aldım. Eğer evlilik bu tarz bir yaşama hizmet edecekse onu da yapabilirim.

Haberin Devamı

Yeniden çocuk sahibi olmak istiyor musunuz?
- Neden olmasın? Anneannemin beş çocuğu vardı.

Acılardan ders çıkaralım

İlk bölümü 1992’de Hollanda’da yayınlanan, ‘Film Gibi’ ayrılan eşleri, sevgilileri, akrabaları birleştiriyor. Her gün 14.30’da yayınlanacak Endemol Türkiye yapımlı programda, gerçek yaşam hikâyeleri izleyeceksiniz. Umut dolu mesajlar vermeye çalışıyorum. Acılardan ders çıkartıp ekrana aktarmayı hedefliyorum.

İlk işim sunuculuktu

Annem balerin olduğu için benim de hayalim balerin olmaktı. Bu yüzden ilkokuldan sonra konservatuvar sınavına girip bale bölümünü bitirdim. Yaşım ilerledikçe dramanın beni daha çok mutlu edeceğini anladım. Yüksek eğitimimi tiyatro üzerine yaptım. Ekrandaki ilk işim ‘Temiz Eller’ programında sunuculuktu. Bunu tiyatro, diziler ve sinema filmleri takip etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!