Ferre’nin çantalarını o tasarlıyor

Güncelleme Tarihi:

Ferre’nin çantalarını o tasarlıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2007 00:00

Banu Erkin 1995’te ITKIB Genç Moda Tasarımcıları Yarışması birinci oldu. Dokuz sene önce İtalya’ya gitti.

Dört yıl Roberto Cavalli, dört yıl da Gucci grubundaki markalar için hem çanta hem de çanta materyali tasarladı. Balenciaga, Alexander McQueen ve Stella McCartney markalarının gelişmesine büyük katkısı oldu. Bir sene önce Floransa’da kendi tasarım ofisini açtı. Şimdi Ferre için tasarım yapıyor. 2008 sonbahar kış koleksiyonu için tasarladığı 23 çanta da Ferre koleksiyonuna girdi. Geçen ay Milano Moda Haftası’nda düzenlenen defilede podyuma çıktı.

Hikayesinin başlangıcı çok klasik. Tasarım ve modayla kumaş parçaları sayesinde yakınlaştı. Çengelli iğnelerin yardımıyla artık kumaşları birbirine ekleyip bir elbise yaptı. O bir elbise zamanla on, yüz, bin elbise oldu. Çocukluğu böyle geçti. Nişantaşı’nda büyüyordu. Teşvikiye Karakolu’nun karşısındaki bakkaldan aldığı moda dergilerindeki fotoğraflara bakarak çizim yapmaya başladığında sekiz yaşındaydı.

Moda tasarımı eğitimi almaya ortaokulda karar verdi ama kendini Mimar Sinan Üniversitesi Şehir Bölge Planlama Bölümü’ne kayıt yaptırırken buldu: "O dönemde hiçbir şekilde benzerlik kuramadığım bu iki kelime beni ulaşmayı arzuladığım hedeflerime yaklaştırdı. Mimar Sinan’daki dört senelik eğitimim meslek hayatıma çok farklı ilhamlar kattı. Bugün bir şehir tasarlamakla, bir çanta yaratmak arasında hiçbir fark görmüyorum."

Üniversite bitirme tezini yazarken İTKİB genç moda tasarımcıları yarışmasına katılmaya karar verdi. Koleksiyonunun ismi "CennetBahçesi"ydi. Hiç fark etmeden doğayı nasıl yok ettiğimizi anlatıyor, fark etmeye ve dur demeye çağırıyordu. Birinci oldu. O gün hayatı boyunca modadan başka bir iş yapamayacağını anladı: "İTKİB tecrübesini yaşamak beni sektörde çalışmanın zorluk ve zevkleriyle tanıştırdı. Üstelik hiçbir eğitimim yoktu. Eğitim almaya karar verdim ve LaSalle Moda Okulu’na yazıldım."
/images/100/0x0/55eaf56ef018fbb8f8a1bbd1


LaSalle sonrası İtalya günleri başladı. Temel amacı İtalyanca öğrenmekti. Moda sektöründe kendini geliştirebilmek için farklı kültür ve eğitimden gelen tasarımcılarla çalışması gerektiğini biliyordu. İtalyanca’yı çat pat seviyesine getirdiğinde iş aramaya başladı. İlk mülakatı 1998 Kasım ayında Eva Cavalli ile yaptı. "Yarın başla" dediğinde küçük dilini yutacaktı. Üç aylık deneme süresinin sonunda triko bölümünün baş stilistinin asistanı oldu. 1999 yılında aksesuvar bölümünün direktörüydü ve aynı yıl Roberto Cavalli markası, başta İtalya olmak üzere tüm dünyada patladı.

Cavalli serüveni dört yıl sürdü. Hayatının en hızlı yıllarıydı. Bazen defileden sadece on gün önce bütün tasarımları değiştirirdi. 10 günde yüzlerce aksesuvar yaratırdı. 2002’nin Ekim ayında Gucci’ye transfer oldu. Gucci’deki işi o güne kadar üstlendiği rollerden çok daha farklı bir yaratıcılık gerektiriyordu. Görevi Balenciaga, Alexander McQueen ve Stella McCartney’nin çantaları için araştırma yapmak ve malzeme yaratmaktı. "Gucci’deki bu deneyim, meslek hayatımdaki en büyük tecrübeydi. Çantaların sırf modelleri ile kalmayıp, hayalimdeki deriyi veya kumaşı da yaratabilmek müthiş bir duygu. O yıllarda Balenciaga çantalarının geçirdiği inanılmaz gelişimi birebir yaşadım. Katkım da olduğunu düşünüyorum. Yaptığım her modele inandım. Bir sezon tutmayan bir modeli ertesi sezon rengini değiştirip tekrar koleksiyona koyduğumu bilirim. İkinci sezonda alıcı fark etmişti ve çok satmıştı."

FERRE’YLE HER

HAFTA GÖRÜŞÜYOR


Banu Erkin bir sene önce Floransa’da kendi tasarım stüdyosunu açınca kapısını ilk çalan Ferre Grup oldu. Moda dünyasının mimarı ile çalışmaya böyle başladı. Geçtiğimiz kış İtalyan Post&Co markasıyla da anlaştı. Bugüne kadar kemer koleksiyonlarıyla adını duyuran markanın ilk çanta koleksiyonunu yarattı.

Gianfranco Ferre ile tanıştığı ilk günü unutamıyor: "Ayaklarım yerden kesilmişti. İnanılmaz heyecanlanmıştım. Sonra haftalık toplantılar başladı. İlk zamanlar ağzından çıkan her cümleyi büyük bir dikkatle dinliyor, not alıyordum. Artık o durumda değilim. Çalıştığınız tasarımcının psikolojisini ve karakterini çözümleyebilmeniz çok önemli. Ancak o zaman iletişim kurabiliyorsunuz. Biz şu anda Ferre ile aynı dili konuşuyoruz."

Erkin sayesinde uzun yıllar klasiğin simgesi olan Ferre çantaları gençleşti. Bunun çok büyük bir tatmin olduğunu söylüyor. İleride kendine ait bir çanta markası yaratmanın hayalini de kurmuyor değil: "Bu bir hayal. Kendi markamı kurmayı planlıyorum diyemem. Çünkü moda sektörü ’planlama’ kelimesine karşıt ilerliyor. Kimi zaman yok olduğuna inandığınız bir marka senenin en iyi koleksiyonu ile çıkageliyor, kimi zaman da son dönemlerin en çekici markası herkesi hayal kırıklığına uğratıyor. Şu anda yaşadığım değişik deneyimlerden ve çalıştığım farklı markalardan çok mutluyum, gelecekte de aynı ritimle çanta tasarlamaya devam etmek ve bu markaların çanta koleksiyonlarının gelişimini görmek istiyorum."

BİR ÇANTAYA

10 BİN DOLAR VERMEM

Çanta tasarlamaya başlamadan önce de vermezdim, şimdi de bir çantaya on bin dolar vermem. Bence moda kendimizi şımartmamız için bir araç. Moda sayesinde her sezon hayatımıza yeni renkler ve formlar giriyor. Bunu gerçeklestirebilmek için binlerce dolarlık bir çantaya sahip olmaya gerek olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Gerçek tatmin sevdiğiniz bir ürünü doğru fiyata bulabilmektir. Bu yaz bütün vitrinlerde göreceğiz Louis Vuitton, plastik örgü pazar çantalarını diriltti. Bugüne kadar sırf renklerinin çarpıcılığından ve formunun rahatlığından dolayı çok ucuza satın alıp bu çantaları kullanan tüm madınları, plastik bir çantaya binlerce dolar ödeyenlere tercih ederim. Tarz parayla ilgili bir şey değildir. İkinci el dükkanlarından topladığım bir çanta koleksiyonum var. Bu koleksiyonu çanta denilen objenin son yüz yıllık gelişimini anlamak için yaptım. Detaylardaki farklılıkları çözebilmek tasarımlarım için çok gerekli.

RUGAN, RUGAN, RUGAN

Son dönemlerde moda trendleri tam bir karmaşadan ibaret. Biraz 60’lar biraz 80’ler, biraz etnik ama biraz da ultra teknik. 2007 yaz sezonu çantalarında en belirgin özellik, boyutları ne olursa olsun gümüş renkli ve formlarıyla 60’lı yılları çağırıyor olmaları. Ayna efektleri, erkek evrak çantalarının, kadın çantalarına dönüştüğü formlar ve rugan rugan rugan.

ÇANTANIN BOYUTU

Büyük çantalar kişiye güven veriyor diyorlar. Ben çantanın boyutu ile güven duygusu arasındaki bağa inanmıyorum. Kanımca çantanın boyutu ile kullananın karakteri, eğitimi ve alışkanlıkları arasında çok büyük bir bağ var. Ben mesela yalnız büyük çanta kullanıyorum. Bunun tek sebebi çantamda her an aradığım her şeyi bulabilme saplantısı. Kimi zaman çantayı tasarlamaktan çok daha uzun bir zamanı çantanın boyutlarını belirlemek için harcıyorum.


YA BÜYÜK YA ÇOK KÜÇÜK

2008 sonbahar kış sezonunda Ferre için tasarladığım çantalar ya devasa boyutta ya da çok küçük. İçine yalnız kağıt paraları, cep telefonunu ve ev anahtarını zar zor alabilen çantalar yaptım. Çanta kadınların tutkusudur. Bazı kadınlar çantaları sayesinde ruhlarını korur. O küçücük çantaların içine sığabilme başarısını gösteren kadın, gittiği davette elindeki mücevheri gururla taşır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!