Fantastik makineler

Güncelleme Tarihi:

Fantastik makineler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2013 00:00

Sanatı ve endüstriyel üretimi sentezleyerek ‘Fantastik Makineler’ sergisini oluşturan Renault, dünyanın en önemli müzelerinden sonra şimdi de İstanbul Modern’de!

Haberin Devamı

İstanbul Modern 18 Nisan’dan itibaren Renault Sanat Koleksiyonu’ndan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Sanayi ve endüstriyel üretim arasında kurduğu özgün bağla tanınan koleksiyondan oluşan serginin adı da bu bağı en iyi şekilde yansıtıyor: Fantastik makineler. Sanatçılarla işbirliğine 1967’de başlayan Renault Sanat Koleksiyonu’nun sanatçıları arasında Robert Doisneau, Jean Dubuffet, Frank Horvat, Jean-Luc Moulène, Robert Rauschenberg, Marc Riboud, Jean Tinguely gibi isimler var.
Renault bu alanda bir koleksiyon oluşturup buraya eser seçerken en başından beri şu yolu izledi: Koleksiyona seçilen sanatçıların endüstri alanına yakın eser verenler olmasına dikkat edildi. Ancak eserlerde sanatçılara hiçbir konu ve tema kısıtlaması yapılmadı. Tüm sanatçılar kendi sanatları için daha esin verici buldukları temayı seçtiler ve eserlerini oluşturdular. Hatta projelerin gerçekleştirilmesi ve eserlerin oluşturulması sırasında Renault fabrikaları bir atölye gibi kullanıldı. Eserler arasında fiziksel dünyanın görünmez güçleri, otomobil parçalarının tuvaldeki yansıması ve kaotik çizimlerden oluşan bir hayal dünyası gibi birbirinden farklı ve özgün imgeler yer alıyor.
Renault ile ilk çalışmasını 1996’da yaptığını söyleyen küratör Ann Hindry, ‘Fantastik Makineler’ sergisini ‘tarihi ve sanatsal değeri yüksek, nadir bir koleksiyon’ olarak değerlendiriyor...

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea579ff018fbb8f879b234

KÜRATÖR ANN HINDRY
Endüstri temalı eser veren sanatçılar için bir fırsat

Sanat ve endüstri alanları arasındaki özgün bağı kuran sanatçıları nasıl belirlediniz?
- Renault, 1960’ların ortalarında çağdaş sanatçılara teknoloji, stüdyo alanı, fabrika, tasarım ve malzemelere erişim gibi birçok farklı noktada destek sundu. Bu sanatçılar, genel olarak dünyayla ilgiliydi ve içlerinden birçoğu sanayinin büyüyen dünyasına da ilgi duyuyordu. Aynı zamanda zaten endüstri temalı alanda sanatsal üretim yapmak isteyen ve bunun için bir fırsat arayan sanatçılardı. Birçok sanatçı fabrikaları adeta bir atölye gibi kullanarak projelerini gerçekleştirdi. Bunun sonucunda ortaya çıkan eserler koleksiyona dahil edildi.

Haberin Devamı

Sergide hangi disiplinlerden eserler göreceğiz?
- Sergide eserleri yer alan tüm sanatçılar, sanatları için daha esinleyici bulduğu şeyi seçtiler. Jean Dubuffet, endüstriyel malzemeler kullanarak, endüstriyel örgütlenmenin karşıtı olan ve kaotik çizimlerden oluşan bir hayal dünyası yarattı. Takis fiziksel dünyanın görünmez güçlerini keşfetmek için endüstriyel malzemeleri kullanarak eserlerini yarattı. Arman otomobil parçalarını yığarak bütünlüklü bir tasvire dönüştürdü. Jean Tinguely çılgın ve kullanışsız nitelikleri mükemmel otomobilin antitezi olan şiirsel makineleri bir araya getirdi. Robert Rauschenberg fabrikayı tuvaldeki heterojen tasvirine dahil etti.

Haberin Devamı

Fotoğrafçılar da var değil mi sergide?
- Doğru, büyük moda ve basın fotoğrafçıları Marc Riboud, Frank Horvat ve Robert Frank yayımlanmış bir röportajı bir otomobilin üstünde kullanarak düşsel ve el değmemiş imgelere dönüştürdü. Sonuç olarak hem hayal dünyasında bir yolculuk hissi uyandıran hem de sanatın 20’nci yüzyılda nasıl da hayatı kapsadığını alışılagelmişin dışında bir yolla anlatan bir sergi oluştu.
Kısaca eserleriyle sergiye katılan sanatçılar Arman, Robert Doisneau, Jean Dubuffet, Frank Horvat, Jean-Luc Moulène, Robert Rauschenberg, Marc Riboud,

Takis, Jean Tinguely’nin ana özelliklerinden bahseder misiniz?
- 1960’ların başında ortaya çıkan Nouveaux Réalistes (Yeni Gerçekçilik) hareketinin öncülerinden biriydi. Robert Doisneau, 20’nci yüzyılın büyük hümanist fotoğrafçılarından biri kabul edilir ve kendine özgü hümanizmi çoğunlukla zor koşullarda çekilen bu fotoğraflardan yansır. Jean Dubuffet’nin 1940’larda başlayan son derece üretken çalışmaları her birinin dünyayı müze sanatının kısıtlarının dışında bir vizyonla keşfettiği çevrimlere dönüştü. Robert Rauschenberg, ‘sanatla hayat arasındaki boşlukta hareket etme’ isteğini Dada hareketinden miras aldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!