Evet Lö! yanlış okumadınız...

Güncelleme Tarihi:

Evet Lö yanlış okumadınız...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2002 18:17

İşim düştü – artık işimizin düşmesi gerekiyor – Cağaloğlu’na gittim pazartesi sabahı. Ankara Caddesi üzerinde, eski Hürriyet’i geçtikten sonra solda bir kafeterya açılmış. (Kim bilir ne kadar zaman oldu, ben yeni gördüm.) Temiz, lezzetli, taze şeyler satıyor. Kocaman bir yer.

Haberin Devamı

Adı Hilâl.

Ama sadece Hilâl değil. Hilâl Pattiserie & Cafe.

İllâ gavurca bir kelime yazacaksanız, ona “pattiserie” değil “pâtisserie” derler bu bir, o aradaki “&” ne oluyor iki, “Cafe” lafını ben nasıl telafuz edeceğim üç? Cafe yazıp kafe mi okuyacağım, yoksa c ile yani cafe mi diyeceğim?

Yapmayın, Allah aşkına yapmayın.

Pastanenin suyu mu çıktı? Türkçe’ye yıllar var girmiş, kafeterya deyin.

Berberler oldu berber salonu, sonra Kuaför, bitmedi Coiffeur, derken Hair Stylist & Hair Designer.

Kim bu? Bizim Kırıktarak Hasan...

Bakkal gitti, yerine gıda pazarı, sonra market, derken süper market, olmadı acuç içi kadar yere hipermarket...

Yu bu kim? Bizim Laz Bakkal...

Kasaplar et pazarı, mezeciler şarküteri /charcuterie, alışveriş merkezleri shopping...

“Ve” lafı gitti yerine “&” geldi.

Çay salonu gitti “Cafe” geldi...

Anadiline karşı bu kadar sadakatsiz olan, bin yıllık yoldaşını gördüğü ilk gayur kelimeyle ihanet eden bir toplum var mıdır acaba?

Bu bir soysuzluk işareti midir acaba?

*

İstanbul’da bir emlâkçı açılmıştı bir zamanlar. Affedersiniz, Real Estate Agency diyecektim... Adı “La Mirage”...

(1) Fransızca’da Mirage “serap” demektir, ya da “aldatmaca” yani bir emlâkçı için garip bir isim ama o müşterilerin bileceği iş.

(2) Niye Fransızca bir isim?

(3) Fransızca’da mirage ismi dişil değil eril’dir. Yani La mirage değil Le (lö okunur) mirage... Peki emlâkçının adı niye Fransızca dilbilgisi kurallarına bile aykırı?

*

İşyeri, hemen karşı binada olan, Fransa’da okumuş bir arkadaşım bu La Mirage – Le (lö) Mirage meselesine kafaya takmıştı.

- Ne zaman pencereden baksam, taleba gözüme gözüme giriyor, sinirlerim bozuluyor. Açtım telefonu, yetkililere söyledim, sallamadılar...
- Sana ne canım, bakma o tarafa!
- Kolaydı... Bir kere taktım, aklım hep o La’da Lö’de...
- Ne yapabilirsin ki?
- Vallahi rahatlamanın yolunu buldum. Sabahları işe gelince, ilk iş bu emlâkçıya telefon ediyorum...
- Eee?
- Santraldaki kız "La Mirage buyrun!" deyince, kulağına "Lö!" diye bağırıp kapıyorum telefonu. Benim gazım geçiyor, artık onlar sinir olsunlar akşama kadar, La mıymış, Lö müymüş...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!