Eti’nin ‘reklam panosu’ uygarlığı

Güncelleme Tarihi:

Eti’nin ‘reklam panosu’ uygarlığı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2005 00:00

ETİ bir süredir ‘Lezzet Uygarlığı’ sloganını kullanmaya başladı. Kuşkusuz bu slogan bir durup dururken ortaya çıkmadı. ‘Lezzet Uygarlığı’ bir stratejinin ürünü. Eti, tüm ürünlerinin, yıllardır kullandığı amblemine uygun olarak ‘Lezzet Uygarlığı’ sloganı altında ‘Eti ailesinin bir ürünü olarak algılanmasını istiyor. Neden? ’Çünkü Ülker ürünleri market raflarında daha fazla ‘Ülker ailesinin bir bireyi’ olarak algılanıyor, bu nedenle de anlık satın almayı tetikliyor. Eti’nin de yapmak istediği bu...Eti amacına ulaşmak için önce bir Tv reklamı yayına soktu. Tüm ürün reklamlarının arkasına da ‘Lezzet Uygarlığı’ cıngılını yerleştirildi. Ancak Eti ‘Lezzet Uygarlığı’ sloganı üzerine biraz fazla bastığı için ürün reklamlarının mesajları güme gitmeye başladı..Tam bu esnada Eti’nin değerlerine ve marka özüne uygun İstanbul Modern’deki Fikret Mualla Retrospektif sergisi sponsorluğu devreye girdi. Eti Tutku’ların üzerine Fikret Mualla’nın yapıtları kondu. Peşinden Rumeli ve Anadoluhisarı Müzeleri Aydınlatma Projeleri başlatıldı. Eti’nin ‘Çok zeki bir şekilde ‘Lezzet Uygarlığı’ konseptinin içini doldurmaya başladığını’ düşünmeye başladım. Ancak iki hafta önce FSM köprüsünün Asya ayağından geçerken ne göreyim. Eti’nin ‘Aydınlatma sponsorluğunu’ duyuran, sarı fon üzerine basılmış tam üç dev afiş Rumelihisarı’nın duvarlarında oldukça abartılı bir şekilde sallanıyor. Tarihi bir mekanı süsleyen çiğ sarı rengin hakim olduğu üç dev afiş ruhlarda ciddi kirlilik etkisi yaratıyor. Eti’nin iyi niyetli olduğu kesin. Ancak abartı ‘tarihe saygısızlık’ duygusu uyandırıp iyi niyeti gölgede bırakıyor...Tarihi mekanlara ‘markalama yapılırken ‘her yeri reklam panosuna çevirmişler’ duygusundan kaçınılmalı..Ters teper. Emeklere yazık olur.Eti ‘Lezzet Uygarlığı’ konseptini anlamlı sponsorluklarla mutlaka devam etmeli. Bu sayede Eti ürünlerinden öte bir kurum olarak algılanmaya başlar, rekabette de avantaj yakalar. Bir de diyorum ki Eti’nin cart sarı fon rengi, kırmızı logosu ‘Lezzet Uygarlığı’ ile birleşince zıt izlenim mi veriyor. Rahatsızlığı yaratan bu mu? Acaba Eti amblem ve logosuyla sadece bu etkinliklere yönelik olarak gözden geçirilebilir mi? Elalemin ağzı... Kocaman yüreğimPO’nun ‘Yurtsever Benzin’ reklamını Opet’in Cem Yılmazlı GiTT reklamına stratejik açıdan tercih etmiştim. Onur Sönmez isimli okurumdan aşağıdaki mesajı aldım: ‘Sayın Bir, bio benzinin çevreci olmasının yanında aracımın motoruna ne derece faydalı bir yakıt olduğu konusunda bir araştırma yaptınız mı? S iz gerçekten bio benzin kullanıyor musunuz yoksa mensubu olduğunuz basın organının bir başka kurumu için yalakalık mı yapıyorsunuz? Bu yazı için ne prim aldınız? Ya da almayı umuyorsunuz? Ben benzinimi PO’nun ucuz benzin yazan istasyonundan alırım. Siz de alın motor için bio benzinden daha faydalıdır.’Kenan Gürpınar isimli okurum ise olaya daha kafadan girmiş: ‘Aydın Doğan’ın yalakası. İş Bankası’nın hamisi..Ne o lan Hürriyet’te yazıyorum diye Petrol Ofisi’ni mi kolluyorsun. Yurtsever Benzin’miş. Seni Cem Yılmazlar şapsın emi.’ Gördüğünüz gibi eğer Cem Yılmaz’lı OPET reklamı ‘doğru’ deseydim benden iyisi olmayacaktı. PO’nun stratejisi doğru deyince ‘yalaka, hami’ olup şaapıldım. Geçenlerde de sektörde çıkarıldığını duyduğum bir dedikodu karşısında az daha oturduğum yerden düşüyordum.Avea’nın Genel Müdür’ü Cahit Paksoy’u aramış ve reklam konkurunun bir ajansa verilmesi için ısrarcı olmuşum. Pes! Cahit Paksoy’la ilk kez geçen akşam Galatasaray’ın 100’üncü yıl Balo’sunda tanıştım. Daha önce bir kez ayaküstü görmüştüm ama kim olduğunu gittikten sonra söylemişlerdi. Paksoy’la baloda ayaküstü iki dakika lafladık. ‘Böyle diyorlar’ dedim. ‘Başka Cahit Paksoy olmasın ..’ diye takıldı..Bir de başka dedikodu var. Atıf Hoca ‘reklam ajansı, medya ajansı’ kurmaya hazırlanıyor. Evet, Türkiye’nin en iyi reklam ajansını, en iyi halkla ilişkiler şirketini, en iyi medya planlama şirketini kurabilirim. Her yıl en az iki üç yabancı şirket bu tür teklifle gelir. Ben de o donanım var. Ama böyle bir niyet, böyle bir hayat amacı yok. Ben öğrenci yetiştirmek, yazarlık yapmak, güzel yazılar yazmak ve bildiklerimi paylaşmak istiyorum. Bildiklerimi öğretmek istiyorum. Benim vizyonunda bu misyonum da bu... Hep de böyle kalacak. Eğer ‘çok para kazanmak’ gibi bir amacım olsa bugüne kadar bana yapılan tekliflere ‘evet’ der, Avea konkuruna da kendim girerdimÖHürriyet’te yazmak kocaman yürek istiyor. Ne denirse densin doğru bildiğinden şaşırtmayacak kocaman bir yürek. Ben de o yürekten var. Merak etmeyin...ÇEKİRGELİKTürkiye’ye yabancı sermaye bulma konusunda üzülmeyelim. En azından İran, Suriye,Cezayir ve birkaç Afrika ülkesinden ilerdeyiz. Emrah Gürkan
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!