En iyisini istiyorsan kendin yapKARL LAGERFELD’İN SIRLARI NEYDİ

Güncelleme Tarihi:

En iyisini istiyorsan kendin yapKARL LAGERFELD’İN SIRLARI NEYDİ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2010 01:55

Her parmağına ikişer üçer taktığı yüzükleri, parmaksız eldivenleri, üçgen vücudu, dik yaka gömlekleri, dar deri pantolonları, arka cebinden sarkan zincirleri, beyaz saçları, asla bozulmayan muazzam at kuyruğu ve gözlükleriyle moda dünyasının en önemli fenomenlerinden biri. Tam 72 yaşında.

Chanel’i 1980’lerin bir fenomeni haline getirip yüzyılın en önemli markası yaptı. Düz beyaz atletlerin, motosiklet botlarının üzerine çift C’li logoyu basıp gençleri tavladı. Daha önce Balmain, Patou, Chloe ve Krizia gibi pek çok markada çalıştı. İroni ustası, kumaş gurusu, müzefobik Karl Lagerfeld’in efsanevi bir karizmaya sahip olduğunu herkes kabul ediliyor. Bu yüzden ona ‘Kral Karl’ ya da ‘Sezgili Diktatör’ deniyor. Saplantılı bir kontrol manyağı olduğu da bir gerçek. Chanel, Fendi, Karl Lagerfeld ve KL olmak üzere dört marka için tasarım yapan Lagerfeld çok ama çok büyük bir oyun alanına sahip. Peki ama sırrı ne? Karl Lagerfeld’in sırrı belki de ilk kez Türkiye’de 7 Mart 2008’de gösterime giren Lagerfeld Confidential (Lagerfeld Sırları) filmiyle açığa çıktı. * Kıyafetleri çizmeyi seviyor. Üretim aşamasında saatler geçirmekten çok sıkılıyor. “Atölyede zaman geçirirken çok sabırsızım. Sadece bir göz atıp çıkıyorum” diyor. * Hava 40 derece de olsa karnının üstüne bir şey örtmeden uyuyamıyor. Klima alerjisi var. Bu ona babasından miras.* Moda tasarımını hayatının bir parçası olarak görüyor. “Yüzde iki yüzlük bir alanı kapsasa da bir parçası, tamamı değil” diyor. * Altı ayda bir yeni koleksiyonlar tasarlamak yorucu gelmiyor. Çünkü bu hayatta en çok değişimi seviyor. * Aktörlerin her filmde farklı bir karaktere bürünmesi gibi her sezon farklı bir şey yapıyor. Ve “Sinema modern düşüncenin tek ifade biçimidir” diyor. * Çok sıkı bir adrenalin diyeti uyguluyor. Bunu yıllar önce Amerikan Vogue dergisine şöyle açıklamıştı: “Stres mi? Ondan bahsetmezsen sıkıntısını da çekmezsin. Profesyonel bir sanat meraklısı olduğumu söyleyebilirsiniz. İşin en sevdiğim yanı bizzat işin kendisi...”* En favori sanat malzemesi tip-ex. Gazlı kalemle yaptığı çizimlerin üzerine tip-ex’le birkaç rötuş yaptığında kendini yağlıboya tablo yapmış gibi hissediyor. * Sık sık fotoğraf çekiyor. Aynı zamanda bir moda fotoğrafçısı. Bu işi 19 yaşında öğrenmiş. Yaşlılar ve ergenler için uygun bir uğraş olduğunu düşündüğü için meslek edinmemiş. Basın bültenleri için tüm fotoğrafları o çekiyor. “En iyisini istiyorsan, kendin yap” diyor. * Koskoca (yaklaşık 1,5 saatlik) film boyunca toplasanız Karl’ı 10 saniye gözlüksüz görüyorsunuz. O sırada da kameramana fırçayı basıyor: “Bu film boyunca asla gözlüksüz görünmez istemiyorum” * Uzun yıllar hayatını paylaştığı kişinin ölümüyle yaralanmış yalnız ama yine de nostaljiye tahammül edemeyen bir adam. Yaratıcı insanların yalnız olması gerektiğini savunuyor: “24 saat ortada dolaşarak yaratıcı olunamaz. Ben bağımsız bir hayat yaşamak zorundayım.”* Her pazartesi sabahı yardımcılarına çikolata göndermeyi unutmayan bir patron. Ayrıca her defileden sonra çalışanlarına kendileri için bir çanta, ayakkabı veya ceket almalarını söylüyor.* Hayatında hiç kiliseye gitmedi. Çünkü o küçükken bir medyum annesine “Oğlunuz peder olacak” dedi. Peder olmadı ama hayatının büyük bir bölümünde peder gibi giyindi. * Ailesi gay olmasını hiç önemsemedi. Zaten üvey ablası da lezbiyendi. Bu konuyla ilgili filmde şunları söylüyor: “Homoseksüellik diye bir şey olduğunu ilk 11 yaşında duydum. Anneme ne demek olduğunu sordum. Bu bir konu değil, senin saçının rengi gibi doğal bir şeydir, dedi. Aynı yıl bir Alman çiftin tacizine uğradım. Bugün olsa pedofili, cinsel taciz davaları açılabilirdi. Yine anneme gidip her şeyi anlattım. O da bana, “Hepsi senin suçun, çok fazla kırıtıyorsun” dedi. Bu yüzden çok genç yaşta aktif oldum. 13’ümde o işi yapmaya başladım. Ailem durumu önemsemedi. Çünkü üvey kız kardeşim de lezbiyendi. Öğretmenleriyle yattığı için okuldan atılmıştı. Ailemin de çok masum olduğunu zannetmeyin. Onlar da gençliklerinde boş durmamış, homoseksüelliği denemiş. Çok cool’lardı. Benim ailemde herkes ne mal olduğunu iyi biliyordu.” Bu şok edici açıklamalardan bir süre sonra şimdiki seks hayatı hakkında konuşuyor. Karl’a bir dergiye “Şu anda seks olarak herhangi bir şey yapma isteğim yok” dediği hatırlatılıyor. Cevabı çok eğlenceli: “Evet, bu halk için iyi bir açıklama.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!