Ege’deki yatlarla Viyana’daki sanat akımını birleştirdim

"EGE RÃœZGARI"NDAN KARELER

GeçtiÄŸimiz günlerde Fashion TV'nin En Ä°yi Modacı ödülünü alan uluslararası tasarımcımız Atıl KutoÄŸlu ile Miss Turkey 2008 Leyla Lydia TuÄŸutlu, KutoÄŸlu'nun 2008 yaz koleksiyonu çekiminde Hello için buluÅŸtu. Sekiz yıldır New York Fashion Week'te defile yapan KutoÄŸlu, yeni Türkiye güzeli TuÄŸutlu'nun çok iyi yerlere geleceÄŸini söyledi.Â

Tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz?- Sanatın çeşitli dallarına küçük yaşlardan itibaren ilgi duymaya başladım. Çok dikkatli bir çocuktum. Annemin arkadaşlarının kıyafetlerine, aksesuvarlarına çok dikkat ederdim. Alman Lisesi’nde öğrenciyken ortaokul yıllarında modaya ilgi göstermeye başladım. Sayfalarca çizim yaptım. Daha

sonra rahmetli Vitali Hakko’ya bu yaptığım çizimleri gösterdim. Çok beğendi. Yaz tatilinde Vakko’da Necla Seyhun’un yanında profesyonel olarak bu işe başlama fırsatı buldum. Daha sonra Beymen’den Cem Boyner’in daveti üzerine bir yaz staj yaptım. Bunları yaptığımda daha liseyi bitirmemiştim. Tasarıma bu şekilde yöneldim.

Kendi markanızı yaratma fikri nasıl oluştu?

- Liseyi bitirdikten sonra Viyana’da işletme okudum. İşletme okumamın sebebi, kendi markamı bir şekilde lanse etmek istememdi. Viyana’ya gittikten kısa bir süre sonra Viyana Belediye Başkanı’na tramvayda rastlayıp kendisinden destek istedim. Viyana’da bana ilk koleksiyonum ve defilem için çok destek oldu. Avusturya’nın en iyi modacısı seçildim. Almanya’da en iyi genç modacı seçildim.

Sizin için özel olan, birlikte çalışmaktan keyif aldığınız bir model var mı?

- Karolina Kurkova ile çok uzun yıllar çalıştım. Üç sene boyunca defilelerime çıktı. Koleksiyonumun yüzü oldu. Defilelerde onunla çalışmak çok keyifli. Türkiye’de ise Leyla Lydia Tuğutlu ile çalışmaya başladım. Kendisiyle ilk kez geçtiğimiz günlerde Ankara’daki  defilemde bir araya geldik. Defilenin yıldızı oldu. Benim koleksiyonumu çok iyi taşıdığını düşünüyorum. Hem Türk tarzı hem de Avrupai bir güzelliği var.

MESLEĞİMLE MEMLEKETÄ°MÄ° TANITTIMÂ

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Avusturya Büyükelçiliği Rezidansı’nda bir defile düzenlediniz. Yurtdışından birçok önemli politikacı bu defileye katıldı. Bundan da biraz bahseder misiniz?

- Türkiye’de uzun yıllardan beri ilk kez koleksiyonumu sergiledim. Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer’i uzun yıllardan beri tanırım. Daha önce Viyana’da bir yemekte görüşmüştük. O yemekte Avusturya Büyükelçiliği’nde bir

defile yapmam için öneride bulundular. Benim için çok hoÅŸ oldu. DoÄŸduÄŸum ülke olan Türkiye ile ÅŸu an yaÅŸadığım Avusturya arasında köprü görevi üstlenmek benim için çok gurur verici.Â

Uzun yıllardır yurtdışında yaşıyorsunuz buna rağmen bütün koleksiyonlarınızda Türk motiflerinden örnekler görüyoruz. Bu özellikle istediğiniz bir şey mi?

- Beni dünya modasında farklı kılan ÅŸey bu. Türkiye’nin az tanındığını düşünüyorum. Tasarımlarımla insanlara ülkemi göstermek istiyorum. MesleÄŸimle memleketimi ve kültürümüzü tanıtma imkanı buldum. Bunu tamamen içimden gelerek yapıyorum, bu zenginlikten etkilenmemek imkansız.Â

Ä°lkbahar-yaz 2008 koleksiyonunuzda neler var, bu koleksiyonu yaparken nelerden esinlendiniz?

- Bu koleksiyonda yine Türk kültüründen esintiler var. Viyana’nın sanat tarihinden, Wiener Werkstaette döneminden izler var. Anadolu esintilerini, renklerini Ege sahillerindeki yat tatiliyle Viyana’daki sanat akımını birleÅŸtirdim. Josef Hoffmann, Koloman Moser gibi Avusturyalı sanatçıların aralarındaki geometrik çalışmalarından etkilendim. Bunların hepsini sade bir lüksün yansıtması olan parçalara dönüştürdüm. Tasarımlarım bugün Viyana’da da, Miami’de de, Ä°stanbul da’ da yaÅŸayan modern kadının zevkine hitap ediyor. Renk olarak bej, pembe ve pastel tonlar var. Bunun yanı sıra lacivert, beyaz, dore ve lame de bu koleksiyonda kullandığım renkler arasında.Â

2008-2009 sonbahar-kış sezonunda neler var?

- Yöresel dokumaları andıran kumaşlar kulandım. Çok modern ve cool bir çizgi ortaya çıktı. Hafif 70’li 80’li yıllara gönderme yapan parçalar da YSL’nin ilk koleksiyonlarını çağrıştıran tasarımlar da var.