Efsane doğru mu? Rus kadınları gerçekten iyi mi?

Güncelleme Tarihi:

Efsane doğru mu Rus kadınları gerçekten iyi mi
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2003 00:00

İlk kez bir Rus kadınla sevişecek olan Türkler, her alanda tutuklar.Çünkü birileri onlara ‘‘Bu kadın süper, seni yatakta uçuracak’’ demiş, bunun hayalini kuruyor ve olayı kafasında olduğundan daha fazla abartıyorlar.‘Ben standart sekslerin adamıyım bu kadınla başa çıkamam’’ diye düşünüyorlar. Bu psikolojiyi bildiğimden onların rahatlamaları ve gevşemeleri için elimden geleni yapıyorum.Bir taraftan çok istiyorum.Yani ölüyorum.Ama diğer taraftan yanlış anlaşılmaktan korkuyorum.Yani büzüyorum.Gazeteci (artı kadın) yanımın doğurduğu merak ile ‘‘Ya ahlakçılar üzerime çullanırsa’’ ürkekliği arasında gidip-gidip geliyorum.Niyetim, İstanbul'da mesleki ustalığını, hatta üstünlüğünü ilan etmiş bir Rus fahişeyle röportaj yapmak.İşte bunun hayalini kuruyorum.Mümkünse, bedeni gibi kafası da iyi çalışan biri olsun istiyorum.Merakım korkularımı bastırıyor.‘‘Günahı boynuma’’ deyip işe girişiyorum...*Siz öyle zannediyorsunuz!İşin içinden çıkamıyorum.E kolay değil.İlk elde ettiğim numaradan cırt diye ulaşabileceğim bir şey değil.Çünkü bir defom var:Ben erkek değilim!Bana anlatılanlara göre erkekler çok kolay başarabiliyorlarmış.Yarım saat sonra, kız istediğin yerde.Bende nerdeee?Tanıdığım bütün erkeklere yalvarıyorum.Tepki şöyle:‘‘Benimle ne alakası var! Niye benden istiyorsun! Yardımcı olamayacağım sana bu konuda.’’Kaldı mı iş başıma...*Sonunda bir tane buluyorum, bir otel ismi söylüyor. ‘‘203 numaralı odaya gel. Seninle orada konuşalım’’ diyor.Sebebini bilmiyorum ama tırsıyorum. Bir başkası beni oyalıyor da oyalıyor, ‘‘Şu saatte olur. Bu saatte olur. Oraya gelirim. Buraya gelmem. Oydu. Buydu!’’ Sonunda beni lanet ettiriyor.Başka biri İngilizce bilmiyor.Bir diğeri zeytinyağı çıkıyor, beni fena azarlıyor: ‘‘Ben sana 5'te ara dedim. Niye 5'e 5 kala arıyorsun? İşim var benim, bankadayım.’’Biri, kendisi olduğu halde telefonda ‘‘Olga mı? Şimdi burada yok. Ben Katya'yım’’ yapıyor.Cumhurbaşkanlarına bile ulaşabilmiş bir gazeteci olarak ulaşamamayı kendime yediremiyorum haliyle.İçimden küfretmek istiyorum.Kadınlar kadınlara küfredince ne der?Ama diyemiyorum.Bir küfür olmayacak çünkü.Zaten aradığım tam onlar.*Sonunda mutlu sona ulaşıyorum.Çünkü bir kadın arkadaşım imdadıma yetişiyor.Ama ekliyor:‘‘Adımı gazetelere yazarsan seni öldürürüm!’’Resmen tehdit ediyor yani.Ellerimi kaldırıp teslim oluyorum.Ve en nihayetinde, Moskova'da ekonomi okuyan, İstanbul'da fahişelik yapan 23 yaşındaki genç bir kadına ulaşıyorum.Sihirli cümle şu:‘‘Bilmem kim aracılığıyla arıyorum sizi.’’Bilmem kimi tanıyorsa ne ala...Tanımıyorsa başka kapıya!Derdimi anlattığımda durumu hemen kavrıyor.Son derece zeki ve algıları açık bir kadın çünkü.Esprili de.Benim getireceğim elbiselerle anlaşılmayacak şekilde fotoğraf çektirmeyi de kabul ediyor. Fotoğraflar çekilirken de ‘‘Ya bu iş, modellik yani, bizim işten bile zormuş!’’ diyor. Yalan söylemesine zaten gerek yoktu ama bence yaşadıklarını saptırmadan anlattı. Hiç öyle kader kurbanı havalarında değildi, hesabı gayet kuvvetliydi. Bu yüzden beni inandırdı. Konuştuklarımızı aynen aktarıyorum...MOSKOVA'DA ÖĞRENCİ İSTANBUL'DA FAHİŞESınavlar için Moskova'ya gittiğinizde ne diyorsunuz kendinize: ‘‘Moskova'da öğrenciyim, İstanbul'da fahişeyim mi?- Tam da öyle diyorum. Kendi ülkemde sadece bir öğrenciyim. 23 yaşında herhangi bir üniversite öğrencisi. Kimsenin de burada ne olduğumu ve ne iş yaptığımı bilmesi gerekmiyor. Zaten söylemiyorum.Peki yaptığınız işten rahatsızlık duymuyor musunuz?- Kendimle gurur duyduğumu söyleyemem. Bir melek olmadığımı biliyorum. Ama kim melek ki? Sizin ülkenizdeki fahişelerden farkım, beni kimse bu yola düşürmedi. Ben kendim seçtim. Hayatımın bir döneminde bu işi yapmaya karar verdim. Ne utanıyorum ne de gurur duyuyorum. Zaten fahişelik de çeşit çeşit...Nasıl yani?- Bazıları benim gibi para için yapıyor bu işi; eğitim, gelecek kaygısı. Bazıları şık bir hayat yaşayabilmek için; güzel arabalar, kıyafetler. Bazıları ise farklı adamlarla sevişmekten hoşlandığı için. Kimseyi kınamıyorum ama insanlar nasıl birbirinden farklıysa fahişeler de öyle. Yani bir genelleme yapmak, bütün fahişeler kendilerinden utanırlar, utanmalılar demek mümkün değil.Peki aileniz?- Bilmiyorlar. Zaten 9 yıldır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama sık sık telefonlaşıyoruz. Ayda bir eve gittiğim müddetçe, nerede olduğumun, ne yaptığımın çok bir önemi yok onlar için. Yeter ki, sesim iyi olsun, sağlığım yerinde olsun. Ve mümkünse param olsun. Çünkü bana gönderecek paraları yok...Erkek cinsel organı sizin için artık rahatsızlık veren bir şey haline gelmiş olabilir mi?- Hayır. Çünkü seksi seviyorum. Meslek açısından soruyorsanız, büyükleri hırpalayıcı, küçükleri daha makbul. Yani hünerlerimizi gösterebilmeniz açısından.Günde kaç erkekle sevişebiliyorsunuz?- Şimdi ortalama üç. Eskiden daha fazlaydı. Artık bağımsızım, seçebiliyorum.Fiziki ve insani olarak kaç tanesi normal sayılıyor?- İki.Normal bir sevgiliniz olduğunu hayal edin, tolere edebilir miydi?- Hayır. O yüzden de yok. Sorar çünkü, nereye gidiyorsun diye. Ve ben gizleyemem. Zaten Rusya'da birine ‘‘Türkiye'ye gidiyorum, orada çalışıyorum’’ dersen ister profesör ol, ister bilgisayar mühendisi; fahişelik yaptığını düşünüyor.Paralı askerlik gibi mi bakıyorsunuz bu meseleye? ‘‘2 yıl yaparım, biter’’ mi?- Evet. En fazla bir sene daha.Mümkün mü böyle bir şey?- Mümkün ama bırakabilen az. Yine de imkansız değil. Biz şöyle diyoruz aramızda: ‘‘Türkiye'de fahişelik yapmak eroin kullanmak gibi, alışınca bırakamıyorsun!’’ Pek çok arkadaşım bırakacağını söyledi, ama işte olmuyor, ihtiyaçları olsun ya da olmasın tekrar geliyorlar. Ben onlardan olmak istemiyorum. 10 bin dolarım olunca gideceğim buradan. Önümde bir gelecek var ve bu sadece benim geçmişim. 30'dan sonra yapılmaz zaten. Yaşlanmış sayılıyorsun.Müşterilerinizin hepsi prezervatif kullanıyor mu?- Yüzde 98'i.Ya o yüzde 2?- Çoğunlukluğu haftada 3 kez gördüğüm uzun süreli müşterilerim zaten. Evliler ve sadece eşleri ve benimle birlikte oluyorlar...Yine de AİDS'ten ya da başka hastalıklardan korkmuyor musunuz?- Korkuyorum. Ama biz Ruslar ‘‘Şampanya içmek istiyorsan sarhoş olma riskini de göze alacaksın’’ deriz. Var tabii risk. Sık sık AIDS testi yaptırıyorum. Ama Rus kızlarının çoğunun AIDS olduğu, sektör çöksün diye uydurulan şeyler. Çok yakın bir arkadaşım vardı mesela, sınır dışı etmenin en kolay yolu AIDS raporu vermek ya, ona da verdiler, AİDS olduğuna o kadar üzüldü ki, gitti Moskova'da kendini bir binanın 11. kattan aşağıya attı. Sonra otopsi yapıldı meğer değilmiş...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!