Durumu kabullendim

Güncelleme Tarihi:

Durumu kabullendim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2014 10:57

Ahu Yağtu, yeni bir televizyon programına başlıyor. Ünlü manken, yarından itibaren artık her pazar “Olmazsa Olmaz”la NTV ekranında... Güzellik, sanat, estetik ve alışverişin olmazsa olmazlarının mercek altına alınacağı program öncesinde Yağtu ile buluştuk, kamera önü heyecanından oğlu Kemal’e, “vintage” sevdasından özel hayatına her şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

* “Sunuculuk ve oyunculuk teklifleri geliyor” diyordunuz. “Olmazsa Olmaz” da onlardan biri miydi?

- Yok, bu çok daha önceden gelişen bir projeydi ama araya farklı şeylerin girmesi yüzünden bugünlere kaldı.

* Sizden moda ağırlıklı bir program bekliyordum, “Olmazsa Olmaz” ise tasarımın her alanına hitap ediyor.

- Amacımız fark yaratmak... O yüzden bu programda kişiye özel her türlü tasarımı izleyiciyle buluşturmak istiyoruz. İnsanlar artık daha özellikli, stilize edilmiş ve kendi tarzlarına yakın ürünler aradıklarından ana tema olarak “tasarım”ı seçtik. Tekstil, mimari gibi dallar, o ana tema içinde dallanıp budaklanıyor.

* Kamera karşısında kendinizi nasıl hissediyorsunuz?


- Valla çok rahatım. Hep şen şakrak gidiyorum sete... Zaten hep istediğim, hayalini kurduğum bir işti. O yüzden mutluyum. Ekiple de kaynaştık. Müthiş bir sinerji oluştu.

* Altyapınız var tabii ama buna rağmen “Bilgi anlamında yeterli olur muyum?” diye endişelendiğiniz oldu mu?


- Evet, hem bu işlerin içindeyim hem eğitimim bu yönde. Kaldı ki aklınızın bir köşesinde bilgi konusunda yeterli olmadığınız düşüncesinin kırıntısı bile varsa o işe girmezsiniz. Girerseniz de sorunlar çıkar. Bir konuda eksik hissetsem bile hemen o arayı kapatmaya çalışıyorum.

* Yaşam enerjiniz de öyle. “Yaparım, ederim, dert değil” der gibi... Güleryüzlü olmanın bir avantajı oldu mu?

- Bilmem (gülüyor). Şu hayatta istediğin işi yapıyor olmak çok önemli. Keşke herkesin imkanı olsa da bu lüksü yaşayabilse. Ben de bu şansın enerjisini taşıyorum işte.

ÖNCELİĞİM OĞLUM KEMAL

* Second Chance isimli bir dükkanınız vardı, sonra internette AU Vintage’ı açtınız. Bu işlere yeterince zaman ayırabiliyor musunuz?


- Önceliğim tabii ki oğlum Kemal. Vaktimin çoğunu onunla geçiriyorum. Bütün planımızı ve programımızı da ona göre yaptık. Şu anda işin başında olduğumuz için yoğun çalışıyoruz. Ama bu rutine oturacaktır.

* Bir gününüz nasıl geçiyor?

- Sabahları en az iki saatimi Kemal’le geçiriyorum. Sonra öğle uykusu saati geliyor, o arada işime gücüme bakıyorum. Akşamüstü en geç 16.00-17.00 gibi evde olmaya çalışıyorum. İstiyorum ki onunla oynayayım, parktaysa yanına gidip onunla zaman geçireyim. Yemeğiydi, duşuydu, her zaman yanında olmaya çalışıyorum.

VINTAGE KAVRAMI BENİMLE ANILIYOR

* İnsan “Çocuk da yaparım kariyer de sözü gerçekmiş” diyor mu peki?


- İnsan ikisini de yapılabiliyormuş ama programlı olmanız gerekiyor.

* Gün sonunda kendinizi süper kadın gibi hissediyor musunuz?

- Yok, öyle hissetmiyorsun tabii...

* Hırs var mı peki?

- Hayır. Yapmayı sevdiğim şeyleri yapıyorum, ama bunlar illa olsun diye de kendimi paralamıyorum. Birazcık doğalında gelişsin, öylesi tercihimdir. Bir şeyi çok tırmaladın mı olmuyor, zorlama kalıyor, ki benim hayatımda her şey öyle gelişti. AU Vintage da öyle oldu, bu program da. 2009’da demolar çekildi, kanallara gidildi, ama olmadı. Olmadı mı olmuyor. Zorlamak anlamsız. Demek ki doğru zaman bu zamanmış. Bir de bir şeyi gönülden istemek gerekiyor. Benim tutkum vintage, hayat boyu bununla ilgili bir şey yapmak istemiştim. Şimdi bir vintage kavramı var ve bu kavram Türkiye’de benim ismimle anılıyor. Bu çok önemli bir şey.

* AU Vintage’da kaç kişi yardımcı oluyor size?


- Orada sadece üç kişiyiz. Staja başvuranlar ya da çalışmak isteyenler geldiklerinde şaşırıyor, “Kocaman şirketi nasıl üç kişi yönetiyorsunuz?” diyorlar. Zaman zaman dışarıdan destek alıyoruz.

MODELLİĞİ HİÇ BIRAKMADIM Kİ

* Modelliğe döneceğinize dair haberler okudum..

.
- Modelliği bıraktığımı hiçbir zaman söylemedim ki... Teklif gelirse değerlendiririm.

* Oyunculuk peki?

- Gelen projeler var, ama içime sindirdiğim bir iş çıkmadı.

* Ne tip işler geliyor?

- Dramalar... Rahat hissettiğim bir yer. Ama kendimi sınamayı seviyorum. O yüzden komedi olursa da sevinirim.

* Son dönemde özel hayatınızla ilgili pek çok soruya maruz kalıyorsunuz. Tüm bu sorular karşısında ne düşünüyorsunuz?

- Soranlar da bir şekilde işlerini yapıyorlar. Geçen gün de dedim “Ben sokakta röportaj yapmıyorum, özel hayatımla ilgili konuşmuyorum” diye. Karşımdaki de çok samimi bir şekilde “Ne yapayım sormak zorundayım” dedi. Herkes birbirine bir şekilde içini döktü aslında. Elbette sıkıntı verici bir durum. Ben çocuğumu gezdirirken ya da muz yedirirken niye görüntülenmek isteyeyim!

* Bu sorular biter mi sizce?


- Bana biter gibi gelmiyor. İnsanlar, başkalarının hayatlarının içinde olmayı çok seviyor. Tanınmış bir kişiyseniz, öyle yaşamayı sevmeseniz de mecburen hayatınızın bir parçası haline geliyor bu durum... Bunu kabullenmek ya da kabullenmemek kişinin kendisine kalmış.
* Bu duruma sinirleriniz nasıl dayanıyor?

- Durumu kabullendim artık. “Yeter artık be!” diyeceğim bir nokta yok yani... Çok acayip bir şey yapılmadığı sürece tabii... 21 yıllık modelim. Her zaman geri planda durdum, sadece işini yapan, kendi halinde yaşayan bir insandım. Ama ister istemez son dönemde işler değişti.

Haberin Devamı

CEM'LE İLGİLİ KONUŞMUYORUZ

* Eski eşiniz Cem Yılmaz’ın son dönemde çıkan haberlerini nasıl karşılıyorsunuz?


- Onlarla ilgili konuşmuyorum.

* Bu konular her gündeme geldiğinde siz de anılıyorsunuz.

- Olabilir. Konuştuğumuz gibi herkesin özel hayatı kimliğinden dolayı ortada... Özel hayatımla ilgili herhangi bir yorum yapmam. Hiçbir zaman da konuşmadım.

Haberin Devamı

YAKALAYABİLİRSENİZ YANAĞINI SIKIN

* Kemal için nasıl bir hayat düşlüyorsunuz?

- Valla hiçbir şey planlamıyorum. Nasıl istiyorsa öyle yaşasın.

* Neye ilgisi var şu anda?

- Müziğe... Çok hareketli bir çocuk. Siz de görüyorsunuzdur (gülüyor).

* Babası Cem Yılmaz, “Kemal bebek” denmesiyle çok dalga geçmiş, bu sözü stand-up şovuna bile taşımıştı. Peki siz ne düşünüyorsunuz o konuda?


- Çok komik tabii... Allah’tan büyüdü de kimse demiyor artık.

* Yanağını sıkmak için söz alsak sizden?

- Yakalayabilirseniz, neden olmasın (gülüyor).

WORKSHOP’LAR DÜZENLEYECEĞİZ

* “Vintage” kavramı yeterince anlaşıldı mı sizce? Toplum olarak başkasının eskisini giymek bize ters gelir ya...

- Yavaş yavaş yerleşti bu kavram. En azından şu anda “vintage” ile “ikinci el” arasındaki farkı bilen insanlar var. Yakında İstanbul Moda Akademisi’nde de workshop’lar düzenleyip “vintage” nedir diye anlatmaya başlayacağız.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!