"DoÄŸumda ölebilirdim"

"DoÄŸumda ölebilirdim"Â

DOÄžUMDA ÖLEBÄ°LÄ°RDÄ°MÂ

Londra’da yaÅŸayan Türk iÅŸadamı Cem Habib’le evli olan Caroline Stanbury, üç ay önce ikiz bebeklerini kucağına aldı. Rahatsızlığı nedeniyle bebeklerini 7 hafta erken dünyaya getiren eski manken,o zor dönemi kısa sürede atlattı, iÅŸlerinin başına döndü. Bir alışveriÅŸ sitesi bulunan Stanbury, Londra’daki evinde Hello!’nun sorularını yanıtladı.Â

Öncelikle tebrik ederiz, ikizleriniz dünyaya geldi. Ä°ki bebekle birden nasıl baÅŸ ediyorsunuz?Â
- Bu, cidden büyük bir değişim. Birken üç oldular. Cem ve ben çalışıyoruz ve bu yüzden de yardıma ihtiyacımız oluyor. Ama kesinlikle şikayetçi değilim, kendimi cennette gibi hissediyorum.

Dört yaşındaki kızınız Yasmine, ikizlerin gelişine nasıl tepki verdi?
- Onunla oynamaya hazır bir şekilde doğmamış olmalarının ilk şokunu attıktan sonra, onları daha da sevdi. Bana kendisinin anne olduğunu, benimse kız kardeşleri olduğumu söylüyor! Kardeşlerine banyo yaptırmayı çok seviyor ve onları sürekli öpüyor.

Eşiniz bebeklerle ilgili yardımcı mıdır?
- Cem son derece yardımcı ve ilgili bir baba. Her sabah işe gitmeden önce birlikte kucaklaşıp sarılır ve keyifli vakit geçiririz. O, çocuklarına dokunmayı ve ilgi göstermeyi iyi biliyor.

DOÄžUM SIRASINDA ÖLEBÄ°LÄ°RDÄ°M Â

Bize doğumu anlatır mısınız?
- Ne yazık ki rahatsızlandım ve bebekler beklenenden birkaç hafta önce geldi. Bu yüzden doğum sezaryenle gerçekleşti, neyse ki her şey iyi geçti. Kulağımda iPod vardı, sanırım doğdukları an Bryan Adams çalıyordu.

Pre-eklampsi (gebelik zehirlenmesi) geçirdiniz, bu sizin için büyük bir şok olmalı...
- Hastaye rutin kontrolüme gitmiştim. Orada tansiyonumun inanılmaz yüksek olduğunu fark ettiler. Beni aradıklarında hastaneden ayrılmıştım. Hemen geri dönmem ve ikizler doğana kadar da hastanede kalmam gerektiğini söylediler. Hiç kimse o kadar uzun süre hastanede kalmayı istemez ve onlar da zaten planlanan tarihten önce, bebekleri almaları gerektiğini belirttiler. Cem de şaşkındı, yanımdan bir an olsun ayrılmadı ve her gece hastanede benimle kaldı.

Åžimdi tamamen iyileÅŸtiniz mi?
- Evet. Bebekler doğar doğmaz daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz. Bu neredeyse kendi bebeklerinize karşı bir alerjiniz varmış gibi; adeta bedeniniz onları reddediyor. Şunu fark ettim ki, günümüz tıbbı, modern teknolojisi ve tedavileri olmasa, ben de bebeklerini doğururken ölen o eski zaman kadınlarından biri olabilirdim.

İKİZLERE ‘MİNİK FASULYELERİM’ DİYORUM

İkiz olduklarını duyduğunuzda şaşırdınız mı?
- Evet! Benim için büyük bir şok oldu. Şimdi buradalar ve bunu dünyaya değişmem. İkizlerin davranışlarını izlemek de bir mucize gibi. Birbirlerine yakın uyuyorlar ve kesinlikle kendi aralarında farklı bir dilleri olduğuna inanıyorum. Onlara ‘minik fasulyelerim’ diyorum.

DoÄŸumdan sonra iÅŸe biraz ara verebildiniz mi?
- Kendi işini yürüten herkes bilir, ne olursa olsun başıboş bırakamazsınız. Gift-Library.com’da daha yolun başındayız. Bu yüzden çok daha ilgiliyim ve Blackberry’m avucuma yapışık yaşıyorum.

Gift-Library’i büyütme planlarınız var mı?
- Agresif bir telaşım yok. Ortaklarım da yavaş ilerlemekten yana. Yavaş yavaş büyüme ve yükselme kararındayız.

HALA PRENSLE ANILMAM ÇOK SAÇMA

Gazetelerin adınızı hâlâ Prens Andrew ile anması sizi güldürüyor mu?
- Evet, gerçekten de çok saçma. İşin komik yanı da aslında kendisiyle hiç flört etmemiş olmam. Sadece aile dostumuzdu, o kadar!