Dizi izleyip ağlıyorum

Güncelleme Tarihi:

Dizi izleyip ağlıyorum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2008 00:00

"Yumurta" filmiyle yurtdışında da tanınan Saadet Işıl Aksoy, son dönemin parlayan yıldızlarından.

Haberin Devamı

Şu sıralar Star TV'nin "Kalpsiz Adam" dizisinde Feraye rolünde izlediğimiz genç oyuncu, "Size saçma gelebilir ama diziyi izlerken bazen ağlıyorum. Sanki o sahneyi kalabalık bir ekibin içinde çekmemişiz de yaşıyormuşuz gibi hissediyorum" diyor.

"Kalpsiz Adam"ın kadrosuna nasıl dahil oldunuz?Â

- Uzun süre önce sinema için tasarlanmış ama diziye çevrilmiş bir proje bu. Hikáyeyi duymuştum, hem ilginç hem de güzel gelmişti. Senaryoyu okuyup, diğer tecrübeli oyuncuları görünce de çok düşünmeden kabul ettim.

Feraye nasıl biri?

- Kuaför salonunda çalışan, İstanbul’un gelir seviyesi düşük bir semtinde yaşayan, liseden tanıştığı Hüseyin ile evlenme planları yapan bir kız. Hırsları yok ama küçük hayalleri var. Hüseyin’in ölümüyle her şey altüst oluyor, yine

Dizi izleyip ağlıyorum
de hayata tutunuyor. Ama hayatına Oktay girince allak bullak oluyor.

Haberin Devamı

Feraye, Hüseyin öldükten sonra kalbinin ameliyatla Oktay’a nakledildiğini bilmiyor. Öğrenince neler olacak?

- Ben de bilmiyorum... Çok zor bir durum. Sevdiğin ama artık hayatta olmayan birinin bir parçasının başkasında olduğunu düşünmek çok garip.

Anlatırken bu kadar hisleniyorsanız, nasıl oynayacaksınız bu sahneleri?

- Size saçma gelebilir ama diziyi izlerken bazen ağlıyorum. Sanki o sahneyi üç hafta önce kalabalık bir ekibin içinde çekmemişiz de yaşıyormuşuz gibi hissediyorum.

Bu yıl Altın Portakal’da yoktunuz.

- Dizi çekimleri yüzünden. Çok istiyordum, çok güzel filmler de vardı. Her jürinin kararı farklı oluyor tabii ama bu seneki jüri çok güvenilirdi.

"Yusuf Üçlemesi"nin ilk filmi "Yumurta" geçen sene ödülleri topladı, ama ikinci filmi "Süt" hiç ödül almadı. Bu sizi şaşırtmadı mı?

- Filmi Venedik Film Festivali’nde izledim, beğendim. 16 film varsa, jüri zor karar vermiştir. Zaten ödüller karşısındaki o şaşkınlık her sene yaşanıyor.

Altın Portakal ödülü hayatınıza neler kazandırdı?

- Cesaretlendirdi, kendime biraz daha güvenmemi sağladı. Olmadığında hayatınızda çok bir şey değişmiyor ama olduğunda da gururlanıyorsunuz.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eae31bf018fbb8f89d0fe7
Hollywood için bir film çektiğiniz söylendi. Nedir bu işin aslı?

- İki yıl önce çekildi film ama Hollywood değil, Amerikan Bağımsız Sineması... Arjantinli yönetmen Alejandro Chomski’nin "A Beautiful Life" filminde Türk kızı Denise’i oynadım. Bir sahnelik kısa bir roldü. Orada küçük bir rolde bile yer alsanız, sendikaya üye olup sistem kayıtlarına giriyorsunuz. Bu fırsatı elimde bulundurmam iyi. Filmi izleyenlerden güzel yorumlar aldım.

BALKANLAR’A KADAR GİDEBİLDİM

Cannes’da tanıştığınız genç Bulgar yönetmenle de bir film çevirdiniz...

- Cannes’a kısa filmiyle katılan ve Saraybosna Film Festival’inde de bulunan Kamen Kalev ile tanışma fırsatı buldum. Mail’leşirken bana bir senaryosunu gönderdi ve çekmeye hazırlandığı filmle ilgili fikrimi sordu. Çok beğendim. Böylece "Eastern Plays" filminde Işıl karakterini canlandırdım.

Haberin Devamı

Bir anlamda dünyaya açıldınız...

- Balkanlar’a kadar gidebildim daha.

Üç ayınızı Fransa’da geçirdiniz. Ondan önce de sırt çantanızla birçok ülke gezmişsiniz. ’Özgür kız’ olarak gezmeye ne zaman başladınız?

- 14 yaşımdan bu yana gezmeyi hep çok sevdim. Çalışmayacaksam tüm boş vaktimi gezerek geçirmek, vizyonumu genişletmek istiyorum. Bir de uçaklardan korkmama rağmen uçuyorum. Daha önceden yoktu bu durum. Son iki senedir YouTube’dan uçak kazalarını izliyorum, daha beter oldum...

Fransa’da duvarda "Yumurta"nın afişini gördüğünüzde tepkiniz ne oldu?

- Panik olmadım. Fransa’dayken annem 10 günlüğüne beni ziyarete geldi. Hollanda’da yaşayan dayımlar da gelince benim evimde bir hafta sonu geçirdik. Bizim filmin oynadığı sinemanın önünden geçerken "Aaa Saadet" diye bir curcuna oldu. Sonra afişin önünde bir fotoğraf çektirdik. Bizim için Fransa’daki en önemli fotoğraf oydu.

Haberin Devamı

"Aşk bir rastlantıdır" demiştiniz, sonra kararınızı değiştirip "Rastlantı değildir" dediniz. Son kararınız nedir?

- Verdiğim son karar yaşadığım tutarsızlık! Tutarsız olmak çok güzel. Tabii tutarsızlıktan kastım düşüncelerimin

Dizi izleyip ağlıyorum
sürekli değişmesi. Aslında aşkın asla rastlantı olduğunu düşünmedim. Aşkın insanı ilk anda vurabilecek bir şey olduğunu söylüyordum, yanlış anlaşıldı.

Size göre aşk nasıl bir şey peki?

- Dile dökmesi zor bir şey. Bu yüzden sanat eserleri ortaya çıkıyor.

Sizin gibi oyuncu olan Rıza Kocaoğlu’yla uzun süredir birliktesiniz. Peki aşkın ömrü kısa mıymış gerçekten?

- Genelleme yapamam. Aşkın bir zaman sonra farklı duygulara dönüştüğünü görüyorsunuz. Aşk sonsuza kadar sürmüyor tabii, çok başka duygularla da besleniyor.

Haberin Devamı

Dizideki babanın yerinde olsaydım...

"Kalpsiz Adam"da Oktay’ı canlandıran Bülent İnal, "Sizden bitkisel hayattaki oğlunuzun fişini çekip organ nakliyle bir başkasına hayat vermesini isteseydiler ne yapardınız" sorusuna şu yanıtı verdi: "Oğlunuz bitkisel hayatta ve biri gelip sizden kendi oğlunun yaşamı için oğlunuzun fişini çekmenizi istiyor. Baba olmadığım için tam anlayamam ama insanın kafası iki eli arasında kalıyor. Ben çok zor evet derdim, diyemeyebilirdim de. Babanın yerinde değilseniz, mantık devreye giriyor. Adam bitkisel hayatta, yapacak bir şey yok. Ne kadar bekleyebilirsin ki? ’Bari başka birinin hayatı kurtulsun’ dersin. Ama böyle bir durumda mantıklı düşünülebileceğini zannetmiyorum. Vicdan da burada devreye giriyor. Sezen Aksu’nun son albümünde "Tanrının Gözyaşları" adlı bir şarkısı var. O şarkının "İlahi bir takiptir vicdan" sözleri, bence bu diziye çok uygun."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!