Dişli takılar

Güncelleme Tarihi:

Dişli takılar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2011 00:00

Üç yıldır hayatımızda Milka Karaağaçlı. Üç yıl önce kurduğu Kısmet adlı takı markasıyla bedenlerimize değdi, ruhlarımıza işledi. Romantik takıların tasarımcısı olarak bildiğimiz Karaağaçlı 2011-2012 sonbahar-kış koleksiyonuyla içindeki vampiri çıkardı. Bir taraftan korkutan diğer taraftan inanılmaz bir güçle kendine çeken bilinmezlerden ilham aldığı ‘Öteki’ adlı koleksiyonunun başrolünde vampirler var. Kurukafalı, yarasalı, baykuş ve yılanlı takılar takmaya hazır mısınız? Milka Karaağaçlı anlatıyor

Haberin Devamı

‘Kısmet by Milka’ üç yıllık bir marka. Şu an bir çıkışın ortasındayım gibi hissediyorum. Kısa zamanda çok yol kat ettik. Aşk-ı Memnu’da Beren Saat’in taktığı ‘Bihter Kolyeleri’ patladı. Hemen öncesinde Harvey Nichols’a girmişti. Sonrasında Paris’te önemli bir fuara davet edildim. Ve Fransa, Avustralya, Amerika, Dubai gibi sekiz ülkeye ihracata başladım. Türkiye’de de Balıkesir, İzmir ve Adana’ya yayıldım. Sonra ‘Melek Kanatları’ moda oldu. Önce Tuğba Ünsal aldı. Sonra onunla röportaj yapan Ayşe Arman. Son olarak ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinde Hazal Kaya takınca, adı Feriha Kolyesi oldu. Google’a Feriha Kolyesi diye yazdığınızda sayfalar çıkıyor. Bir sonraki koleksiyonumun merakla beklendiğini hissediyorum. Diğer taraftan ne yapsam çok taklit ediliyor. Güzel bir his. Beğenildiğimi, takdir edildiğimi hissediyorum ama taklit piyasasının hızına da inanamıyorum. Yeni bir tasarımımın, pazara düşmesi bir haftayı bulmuyor. Bu yüzden 2011-2012 koleksiyonumu sır gibi sakladım, mağazama bile koymadım, ilk size açıklıyorum. 

Haberin Devamı

İYİ TAŞIMA MESELESİ

Kulaktan kulağa yayılan, ünlü birinin takmasıyla dikkat çeken takılar benimkiler. İyi taşıyan birinde görüp “Benim de olsun” diyorlar. Çünkü kadınlar güzelleşmek için, iyi hissetmek için giyiniyor ve takı takıyor. Birinin üzerinde gördüğünüz takı sizi vitrindekinden daha çok etkiliyor. Birinden görüp gelenlerde iki şey oluyor: Ya “Bu bana yakışmadı” diyor, vazgeçiyor ki bu bilinçte olanların önünde saygıyla eğiliyorum. Ya da bambaşka bir takı satın alıyor ya da o takıyı başka bir takıyla öyle güzel kombinliyor ki tam anlamıyla kendini buluyor. Bana en sık sorulan soru bir takıyı iyi taşımak için ne yapmak gerektiği... Cevabım: Hissetmek lazım. Aynaya baktığında “oldu” diyorsan tamamdır. İyi takı takınmak, iyi giyinmekle aynı şey. Mesele stilini bulma meselesi. Bunun için insanın kendinin farkında olması gerekir, egosunu bir kenara koyması şart. Yani hep söylendiği gibi yakışanı bulmak için önce soyunmak komplekslerinden arınmak, kendinle yüzleşmek gerek. Bu yeni bir elbise için de böyle, kolye için de. Ancak o zaman takılar da elbiseler de üzerimiz de ödünç ve eğreti durmaz.
Her parmağında yüzük, kolunda onlarca bilezik, boynunda dört beş kolye modasını ben çıkardım. Çünkü içimden bu geliyor. Ben sade bir insanım. Düz renk giyinirim. Takı tasarımlarım da ince ve sadedir. Çok düzdür ama dikkat çeker. Bir tane takarsan da olur, beş tane takarsan da fazla durmaz. Tarzım müşterilerimin de hoşuna gitti. Beğenildi ve böyle bir trend oluştu. Melek Kanatları’m mesela... O kadar basit ki. Ben zaten o kadar çizebiliyorum laf aramızda. Oturdum o melek kanadını sanki bir çocuk çizmiş gibi çizdim.

Haberin Devamı

ÖTEKİ’NE GELİNCE

Onlarca zarif, çocuksu ve romantik takıdan sonra içimdeki canavarla karşınızdayım. Bilinmeyen bir tarafım bu. Aslında hepimizin içinde olan duyguların benzeri... Hep yenmeye çalıştığımız ama aslında kabul etmemiz gereken korkularımızdan yola çıktım. Ben senelerdir Angel ve Buffy gibi vampir dizilerine ilgi duyuyorum. Bu aslında hepimizin içinde olan bilinmeze çekim meselesiyle ilgili. Bizden olmayanı merak ediyoruz. Çok hoşumuza gidiyorlar. İçinde gücü de barındırdığı için seksi de geliyorlar. Bu sebeple Twilight hasılat rekoru kırıyor.
Koleksiyonumun adı ‘Öteki’. Çünkü hâlâ onlar öteki. Bilinmezi temsil ediyorlar. Bir yandan korktuğumuz diğer yandan oraya doğru çekildiğimiz ötekiler. Bu nasıl bir tezattır, aklım almıyor. Korkuyorum ama yolda giderken karşıma bir vampirin çıkmasını da her şeyden çok istiyorum. Son zamanlarda arkadaşlarıma sunduğum iyi dilek temennisi “İnşallah yolda seni bir vampir ısırır.” Onlar da “İnşallah, seni de” diye karşılık veriyor. Yarasaları çok estetik buluyorum, kanatlarını açtığı zaman özellikle. Boynumda taşıdığım yarasa kolyem beni müthiş heyecanlandırıyor.
Aynı şekilde kurukafa... Bu noktada Alexander Mc Queen’i anıyorum. Bu modayı o yarattı ama ben kendime göre yorumladım. Ben kurukafa takan bir kadının hayatta sağlam bir duruşu olduğunu düşünürüm. Yılan ve yarasa da aynı şekilde. ‘Ben esaslı kadınım’ etiketi gibi bir şey. Bu dizileri izlemeyen insanların bu takıları takamayacaklarını biliyorum. Romantik takılarım çok büyük kitlelere seslenirken şu anda çok daha niş bir kitleye sesleniyorum. Ama bunu yapmak istedim. Güçlü ve seksi olmak!

Haberin Devamı

BEYAZ ATLI VAMPİR

Hayatın boyunca hiç takı takmayan kadınlar var. Hatta onlardan bazıları arkadaşımdı. Takı takmaya benimle başladılar. Ne kaçırıyorlar biliyor musunuz? Takı insana enerji verir, eğlendirir. Önce eğlenmeyi kaçırıyor. Sonra büyük bir zevkle ruhlarını yansıtmayı kaçırıyorlar. Kıyafetleri değiştiriyorsun. Takılarını değiştirmeyebilirsin. Onlarla yatıp kalkabilirsin. Arkadaşlık eder o takı sana. Şimdi kişisel takıların üzerine o kişinin sevdiği bir cümle yazabiliyorum, çocuğun, sevdiğin adını yazıyorum, anlam yüklüyorum. Ve onlar kullanıcısını iyi hissettiriyor. 
En favori vampir filmim Twilight. Dördüncüsünü bir an önce izlemek için ölüyorum. O vampirlerin hızlı hareket etmeleri, gelişmiş duyuları beni çok etkiliyor. Çok iyi görüyor, duyuyor ve daha hızlı koşuyorlar... Bir vampir bir kadınla seviştiğinde ve orgazm olduğunda onu öldürmesi gerekiyor. Ama Twilight’taki vampir gerçekten âşık olduğu için bu içgüdüsüyle  mücadele ediyor. Bu nasıl bir fedakârlık? Aslında bunun altında da gerçek aşka, romantizme, centilmenliğe duyduğumuz özlem var. Günümüzde bütün aşklar fast-food, flört bile öldü. Sonra bir vampir bir kadının bir kere ısırınca o kadın ebediyen ona âşık oluyor. Bu nasıl bir bağ? O tek birine ait olma duygusu ve tekeşlilik beni büyülüyor. Yani bu vampir meselesi tamamen korku değil için de çok tutkulu bir romantizm de var. Yani benim gibi kadınların “Beyaz atlı vampir istiyoruz, bekliyoruz” durumu bu yüzden.


 

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!