Çocuk istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Çocuk istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 1999 00:00

Haberin Devamı

Nilüfer'in dış görünüşüne aldanırsanız, buz kadar soğuk gelebilir size. Oysa yakından tanırsanız onunla konuşmaya doyamazsınız. İçinden öylesine sevimli ve muzip çocuklar çıkarır ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Tıpkı bizim gibi. İşte o Nilüfer, şarkıcılık yaşamının 27. yılını kutluyor.

Bugünün Lütfi Kırdar'ı, geçmişin Spor ve Sergi Sarayı'nda ona HEY Dergisi'nin ‘‘Yılın Sanatçısı’’ ödülünü verdiğim 27 yıl önceki cumartesiyi dün gibi hatırlıyorum. İtalyan Lisesi'ninin bu genç öğrencisi, sevgili annesi Lütfiye hanımın yanında öyle masum, öyle sessiz duruyordu. Tırnaklarıyla, alnının teriyle doruklara yükseldi Nilüfer. Ve Türk pop müziğinde gerçek bir fenomen oldu. İşte o Nilüfer cuma gecesi Lütfi Kırdar'da Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası eşliğinde muhteşem bir konser verecek, haftaya da Ankara Bilkent'te. Ve 31 Mayısta da kırk bilmem kaçıncı doğum gününü kutlayacak. Nilüfer'le önceki gün Büyükdere sırtlarındaki muhteşem villasında uzun uzun konuştuk. Göreceksiniz ki, bu hiç tanımadığınız bir Nilüfer.

UTANGAÇ VE İNATÇI

- Yener ağabeyciğim, ben sıcakkanlı biri değilimdir. Sen çok iyi bilirsin ki, eskiden hiç konuşmazdım bile. Çekingenlikten gelen bir şey, hálá da çok mahcubumdur. Sahneye çıktığımda utangaçlık oluyor, havaya girmem zaman alıyor. Bazı şeyleri yırtamadım ben, yırtık olamadım. Ama yine de çok yumuşak, çok ılımlı biri değilimdir. Ben insanların arasına çok fazla girmedim. Bu bir bakıma beni pek çok şeyden korudu. Çok inatçı, çok da azimliyimdir. Canımın istediği insanla görüştüm, canımın istediği yere gittim. İstediğim programa çıktım, bir sürü parayı reddedip aklım yatmadığı için TV dizilerinde oynamadım. Sadece para kazanmak amacıyla bir şeyler yapmak beni her zaman korkutmuştur. Ben nasılsa para kazanırım, hiç problem değil. Çok iyi şeyler yaptım, çok iyi de para kazandım, asla inkar etmem. Üstelik bakmakla yükümlü olduğum insanlar da yok. Güzel bir hayat benimki. Kesinlikle Allahın şanslı bir kuluyum. Hep başına buyruk bir hayatım oldu. Tek çocuk olduğum için zaten el bebek, gül bebektim. Başka kardeşlerim var ama, babamın daha önceki eşlerinden.

SAKLANAN ÜÇ KARDEŞ

Hoppala, bu da nerden çıktı şimdi?

- İki ağabeyim, bir ablam var benim. Baba bir olduğu için hepsi öz kardeşim sayılır. Babam, daha önce iki kez evlenmiş, annem babamın üçüncü hanımı yani. Babam hızlıymış yani Yener ağabey. Şimdi hatırlıyorum, babam hoş bir adamdı. Az konuşurdu, öz konuşurdu. 54 yaşında, çok genç öldü. İlk eşinden olan Orhan ağabeyimin Almanya'da bir fotoğraf stüdyosu var. Orhan ağabey neredeyse babam yaşında, şu anda 70 yaşında. Kızı benden bir yaş küçük. Aslında kızın halasıyım, düşünsene. İkinci eşinden olan çocuklarından Tevfik ağabeyimin İstanbul'da bankacılıkla meşgul olduğunu biliyorum, o kadar. Gülsevin ablamı ise sadece o gün gördüm, bir daha da hiç görüşmedik. Galiba Kanada'da yaşıyormuş, yüzünü bile hatırlamıyorum. Bu kopuklukta rahmetli babamın hatası var. Çünkü ben çocukken böyle kardeşlerimin olduğunu bilmiyordum. Annem beni babam öldükten birkaç gün sonra ofisine götürdü. Odada miras meseleleri filan görüşülüyordu, o zaman ben 11 yaşında bir çocuğum. Babamın başka çocukları olduğunu orada öğrendim ve çok büyük bir şok yaşadım.

EVLATLIK ALACAK

Hazır söz çocukken açılmışken...

- Çocuk sahibi olmadığım için eksiklik hissediyorum, hele yaş ilerledikten sonra daha da artıyor bu duygu. Genç yaşlarımda bunu hiç mesele yapmadım, hep erteledim. Astımım olduğu için anne olmaktan korktum. Aslında pek çok astım hastası kadın rahatlıkla doğum yapabiliyor. Ama ben o dönemde astımı çok ağır yaşıyordum. Ayrıca çok zamanımım olduğunu düşünüyordum. Tek eksiğim galiba çocuk benim. Bundan sonra doğurmayı da düşünmüyorum, zor geliyor bana. Canım çok kıymetlidir, sıkıntıya hiç katlanamam. Şimdi bir çocuğu evlat edinmeye hazırlanıyorum.

ASTIM İLLETİ

Yakından biliyorum, Nilüfer çok çekti şu astım illetinden.

- Astım için çok tedavi gördüm, aşıdan akupunktura kadar. Ama bunlarla astım hiçbir şekilde kökünden düzelmiyor. Şimdi çok güzel ilaçlar var, ben de çok iyiyim, kontrol altındayım. Hayatta en korktuğum şey nefesimin tıkanması. Bu bende fobi oldu. Uçakta, otomobilde, seyahatte hep aklıma bu gelir. Gerçekten çok kötü bir şey. Ölümden korkuyorum, ama ruh sağlığım çok yerinde. On sene önce bir psikoloğa gittiğimi de yine ilk kez sana söyleyeyim. Özel yaşantımdaki birtakım sorunlardan ötürü gitmiştim. Sadece beş seans kadar sürdü, Sadece içimi boşaltmaya ihtiyacım vardı o kadar.

Yarın: Lüksten nefret ederim

Gökberk rekorum

İki evlilik yaptım, birisi çok kısa süreli oldu. Gönül hayatımda istikrar sağlayamadım belki, ama başka nasıl olabilirdi ki. Biz müzikle uğraşanların dünyaları çok ayrı, çok değişik. Gökberk'le tanışalı 6 yıl oldu, beraberliğimizin başlaması ise 4-5 yıl falan. Bu benim hayatımın rekoru. Ona geçen gün ‘‘Sen nasıl bir adamsın, bunca yıl nasıl katlandım ben sana?’’ dedim. O da ‘‘Esas ben sana nasıl katlandım?’’ dedi. Birbirimize katlanıp gidiyoruz işte, bu yaştan sonra ne yapacağız? Gülü seven dikenine katlanır.

Türban kavgası

Siyasetten hoşlanmıyorum. Türkiye'de hálá başörtüsünün tartışılıyor olmasından çok rahatsızım. Cumhuriyetin 75'inci yılında, Atatürk Türkiyesi'nde bunların konuşulması komik ve anlamsız. Türbanla yemin olayı bana inanılmaz acı veriyor, çok da öfkeleniyorum.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!