Çizgi roman kendisiyle dalga geçiyor

Güncelleme Tarihi:

Çizgi roman kendisiyle dalga geçiyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2011 23:58

İstanbul Fransız Kültür Merkezi, tüm yaz mevsimi boyunca, çizgi roman severleri fazlasıyla tatmin edecek bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Haberin Devamı

Bu kış Fransa’daki ünlü Angoulême Çizgi Roman Festivali çerçevesinde yer almış olan ‘Parodiler: Çizgi Roman Kendini Hicvediyor’ başlıklı sergi 16 Haziran’da Fransız Kültür Merkezi’nde başladı ve 10 Eylül 2011 tarihine kadar devam edecek. Ziyaretçilerini çizgi roman tarihi ve yarattığı efsanevi karakterleriyle buluşturacak sergide; çizgi roman ustaları; edebiyat, peri masalları, resim, sinema, televizyon ve sinemanın yanında kendisini de hicvediyor. Birkaç büyük alanı kapsayan sergide ayrıca Tarzan, Robin Hood, Sherlock Holmes, Conan ve Harry Potter gibi efsanevi kahramanları hicveden eğlenceli çalışmalar da yer alıyor. Serginin Türkiye ayağında önemli ilaveler de var. Türk çizerlerin de sıklıkla işlediği temalardan; Süperman, Batman ve Garfield’ı ele alan Ersin Karabulut, Faruk Bayraktar, Bülent Üstün, M.K. Perker ve Umut Sarıkaya’nın da çizimleri yer alıyor.

Haberin Devamı

Çizgi roman severlerin ve profesyonellerinin en önemli randevularından birisidir Angoulême festivali. Angoulême 2011’de izleyiciyle buluşan ve çizgi romanın kendisinin yarattığı klişeler de dahil tüm klişelerle oynayarak eğlenceli bir parkur çizen ‘Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor’ sergisinden yapılan bu seçki şimdi İstanbul’da sergileniyor. Çizgi roman tarihçisi ve uzmanı ve aynı zamanda Fransa’nın en önemli çizgi roman sitesi www.actuabd.com’un editörü Didier Pasamonik, Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Merkezi yetkisiyle ve Thierry Groensteen küratörlüğünde hazırlanan bu sergiyi İstanbul’da İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle hayata geçiren isimlerin başında geliyor.
Bu fikrin nasıl doğduğunu; “Çizgi roman, hangi dilde olursa olsun, her şeyden önce kültürel bir hiciv aracıdır. Bu anlamda çizgi romanı kurulu düzen ile alay eden bir karşı-kültür olarak adlandırabiliriz. Bu nedenle parodinin, yani hicvin, temel hedefi kurumsal ikonlardır. Bu hedefler ressamlar, yazarlar, politikacılar veya efsaneleşmiş gerçek ya da sanal, günümüzden veya geçmişten simgesel kişiler olabilir. Hiciv (parodi) mizahın ve karikatürün ana unsurudur. Eski Yunanlılar bile Herkül gibi tanrılarını alaya alıyorlardı. Bu nedenle hiciv demokrasinin temelini oluşturur. Yani güç ile, güçlü olan ile alay edebilmek yetisi de diyebiliriz. Bu sergi işte bu büyük geleneği sürdüren çizgi ustalarına bir saygı olarak düzenlendi,” sözleriyle anlatıyor.
Fransa’daki Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Merkezi’ne bağlı olan Çizgi Roman Müzesi’nin arşivinde bugün 8 bin orijinal çizim, 40 bin çizgi roman yapıtı ve 120 bin adet de çizgi roman dergisi bulunuyor. Çizgi roman alanında dünyanın en geniş koleksiyon ve arşivlerinden birine sahip olan müzede yer alan arşivlerden yola çıkarak her yıl, Angouleme Çizgi Roman Festivali çerçevesinde Uluslararası Çizgi Roman Merkezi bir sergi düzenliyor ve bu senenin teması olan ‘parodi’ sergisinde yer alan orijinal çizimler de bu eşsiz koleksiyondan parçaları içeriyor.

Haberin Devamı

SANSÜRDEN DOĞAN MAD

Serginin en önemli taraflarından birisi de efsanevi Mad dergisinin tarihi önemine atıfta bulunması. Buna dikkati çektiğimiz zaman, Pasamonik, birkaç hafta önce ülkemizde de yaşadığımız “Mizah dergisine yaş sınırı getirilmesi” olayını anımsatan bir hikâye anlatıyor: “1940’lı yıllardan itibaren ABD’de sansür, çocukları kötü neşriyattan koruma bahanesiyle, çizgi roman ile ilgilenmeye başlamıştı. Buna cevaben Mad dergisi sadece yetişkinlerin alabileceği bir dergi yarattı. Böylece hem bu sansür yasasının kapsamından çıkmış oldu hem de Amerikan anayasasının fikir ifade özgürlüğüne ilişkin birinci maddesinin koruması altına girmiş oldu. Çok kısa sürede Mad dergisi büyük bir toplumsal olaya dönüştü ve ayda 2 milyon okura ulaşan bir başarı yakaladı. Mad’in tarihi önemi buradan geliyor. Daha sonra da birçok dergiye ilham kaynağı oldu. Örneğin, Fransa’daki Pilote dergisi tamamen Mad’den esinlenerek yayın hayatına başlamıştır.”
Mad dergisinin tarihi önemine atıfta bulunduktan sonra sergi, edebiyat, peri masalları, resim, sinema, televizyon ve elbette Dokuzuncu Sanat’ın kendisi olan çizgi romanın hicvedildiği çalışmaları kapsıyor. Sergide yer alan Angoulême Çizgi Roman Müzesi arşivi ve özel koleksiyonlardan elliye yakın desenle tüm çizgi roman severlere eşsiz bir panorama sunacak sergi şu bölümlerden oluşuyor.

Haberin Devamı

MAD DERGİSİ’NİN ÖNEMİ

1952 yılında yayınlanmaya başlayan Mad, parodiyi sürekli ve imtiyazlı bir silah gibi kullanarak asıl “imalat markasına” dönüştüren ilk çizgi roman yayınıdır. Harvey Kurtzman ve ekibi, abartılmış nöbetler, kişilerin histerik davranışları, komik durumların sayısının artması, ikincil yazılar, ses taklitleri, çapraz çoklu referans oyununa dayanarak yeni bir komik biçimi yarattı.  Mad’in Gotlib ve Pétillon gibi Fransız çizerlerin üzerinde etkisi çok büyüktür.

PARODİ NEDİR?

Parodi, bir eseri birtakım değişiklikler getirerek taklit eden eserdir. Bu değişiklikler minimal değişiklikler ya da ilk eserden geriye muhtemelen bir konum, bir tema, bir şahsiyet kalacak şekilde, büyük boyutlu değişiklikler olabilir. Değişiklikler, mutlaka alay etmek niyetiyle yapılmasa da eğlendirmek amacıyla, oyunla ya da hicivle gerçekleştiriliyor: Çok sayıda parodi, önemi kabul edilmiş eserlere ya da ayrıcalıklı duygusal bir bağ kurduğumuz eserlere kendine has bir biçimde bir saygı gösterisidir.

Haberin Devamı

HİCVEDİLEN RESİM

Resim tarihinde sürekli olarak ele alınan küçük bir simgeleşmiş resimler çemberi mevcuttur: Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı ve Son Akşam Yemeği tablosu, Gabrielle d’Estrées’nin banyodaki portresi, Hokusaï’nin Kanagawa’nın büyük dalgaları, Munch’un Çığlık ya da Grant Wood’un çiftçi çifti resmettiği American Gothic isimli tablosu bunlardan sadece birkaç örnek. Ancak sadece çizgi roman açısından degil, sanat tarihi bütünlüğünde baktığımızda hiç kuşkusuz en çok parodisi yapılan Mona Lisa’dır. Hatta resimde gerçeküstücülüğün kurucusu olan Marcel Duschamps bile Mona Lisa’yı bıyıklı çizmemiş miydi!

HİCVEDİLEN MİTOLOJİ

Tarih ve mitoloji, tek başlarına değiştirilmeye uygun eserler değilseler de kolektif hayal dünyasında kök salmış ve parodiye ilham kaynağı olmaya uygun kişi ve hikayelerle dolup taşıyor. Haliyle hiciz çizerlerinin kılıçtan keskin kalemleri bu büyük tanrılarla da alay etmekten kendilerini alamamışlardı.

Haberin Devamı

KLASİK EDEBİYAT

Mitolojiye, resime ve dokunulmaz sayılan birçok alana giren çizgi roman, uluslararası edebiyatın en saygı duyulan eserlerini de hiçbir rahatsızlık duymadan alaya alarak, bu eserlere kutsallıklarından arınmış, sıklıkla gülünç ve zaman zaman da müstehcen yorumlar getirmişti. Bunun en eski tarihlilerinden birisi, şüphesiz Cham’e aittir. Çizer, 1842 yılında Télémaque, fils d’Ulysse (Télémaque Ulysses’in oğlu)  ile Fénelon’un bestseller’ını alaya almıştı bile.

SİNEMA

1910’lu yıllardan itibaren bazı bant-karikatürler, sinemanın ilk yıllarına ait filmlerden, özellikle de serials olarak anılan ve aynı sinema salonunda filmden önce oynatılan dizi filmlerin tipik üsluplardan esinlenmeye başlamıştı bile. 1921 yılından itibaren Edgar S. Wheelan’ın kaleme aldığı Minute Movies çalışması, western, polisiye, komedi, melodram ve hatta çizgi film klişelerinin hiçbir tanesini atlamadan o dönemin sinematografik prodüksiyonlarının tamamını hicvediyordu.

İHLALİN SİLAHLARI

Bir eser ya da bir kişiyi hedef alan parodi sayısı o kişi ya da o eserin ününün ya da dönemin hayal gücü üzerine etkisinin güzel bir göstergesidir aslında. Mona Lisa resim dalında nasıl bir ikon ise, Süpermen ya da Blake ve Mortimer de çizgi roman alanında gerçek birer ikondurlar. Öte yandan tüm türlerin ve “korsan” uyarlamaların yozlaştırma rekoru Tenten ve Miki Fare’ye aittir.
Pasamonik bununla ilgili şunları dile getiriyor; “Sanal veya gerçek bir kişinin ünü onu parodinin hedefi haline getirir. Çünkü yapılan esprinin anlaşılabilmesi için hicvedilen kişiliğin çok geniş bir kitle tarafından tanınıyor olması gerekir. Tintin ve Mickey Mouse için de geçerli bunlar. Bu ikisi çok tanınan ve bilinen karakterler. Haliyle bu kadar alaya alınmaları da gayet normal. Üstelik arkaplanlarında bu kadar malzeme varken...”

BARBAR CONAN

Yazar Robert E. Howard, Barbar Conan isimli eseri ile kahramanlık-fantastik edebiyat türünün yaratıcısı olarak kabul edilir. Barbar Conan’ın maceraları 1935 yılına kadar Weird Tales isimli bir yayında yayınlandı. Yazarın Kimmeryalı Conan’ı Atlantis’in battığı ve Antik Çağ’da büyük medeniyetlerin ortaya çıkmaya başladığı dönem arasında efsanevi geçmişte yaşayan biridir. Kendinden büyük kılıcı ve bütün barbarlığıyla ortalıkta dolaşan meşhur Conan’ın hicivden nasibini almaması elbet düşünülemezdi.

TELEVİZYON

Mizah çizerlerinin beyaz camdaki programlar içinde ilgisini ilk çeken program, sonu olmayan yeni gelişmelerin kendine has retoriği, acındırma üslupları, durumun tersine dönmesi ve basmakalıp karakterleri ile televizyon dizileri olmuştur.

SÜPER KAHRAMANLAR

Süper kahramanlar iki tür alay biçimine maruz kalırlar. Birincisi ahlaktan yoksun olmak: Şampiyon, menfaatçidir, para düşkünüdür ya da nefret edilesi bir ideolojiyi savunur. İkinci alay biçimi ise kişinin çoğu ölümlü üzerinde üstünlük kurmaya çalışan çizgilerindeki değişimdir. Süper kahraman üstün insandır: bir fare ya da bir tavşana dönüştürülür. Üstün nitelikleri vardır: Acınacak haldedir, yetersiz oluverir. Olağanüstü görevlerde yer alır: Gülünç işlerle görevlendirilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!