CIA acaba Diyet’i okudu mu?

Güncelleme Tarihi:

CIA acaba Diyet’i okudu mu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2005 17:29

Evet, biz Ömer Seyfettin’in hikâyeleriyle büyümüş bir milletiz.

İlkokul yaşlarında Kaşağı’dan, Pembe İncili Kaftan’dan, Forsa’dan, Başını Vermeyen Şehit’ten etkilenmiş nesilleriz. Diyet hikayesini okurken (Hacı Mehmet’in ikide bir ‘Unutma diyetini ben verdim, sen benim kölemsin!’ diye kafasına kakmasını kaldıramayan ve satırı indirdiği gibi sol kolunu kesip, Hacı’nın kafasına çalan demirci Koca Ali’nin hikayesini yani) ağlamayan var mıdır içimizde?

CIA böyle ikide bir ‘UNUTMAYIN Kİ ABDULLAH ÖCALAN’I SİZE BİZ TESLİM ETTİK’ diye kafamıza kakmasın, sonra alimallah... elimizden bir kaza çıkar! J

NOT-1: Şaka bir yana, vesile oldu madem, Ömer Seyfettin’in kızı Güner Hanım’ın yaşlılığa bağlı olarak ciddi sağlık sorunları, sıkıntıları olduğunu biliyorum. Ailece duacıyız, şifa diliyoruz...

NOT-2: Diyet hikayesini bilirsiniz, ama hatırlatayım isterseniz (tekrar yazmamak için internetten aradım ve aşağıdaki metni Zaman’dan aldım, Prof. Nuri Bilgin’in bir yazısından) :

Bu hikayenin kahramanı olan Koca Ali, kimseye gönül borcu olmayan, ‘eyvallah demeyen’, ekmeğini taştan çıkaran, alnının teriyle kazanan bir demirci ustasıdır. Bir gün, iftiraya uğrar ve hırsızlıkla suçlanır, bütün kanıtlar aleyhindedir. Sol kolunun kesilmesine karar verilir. Koca Ali’nin kolu kafasından çok değerlidir. Kolunun diyetini vererek kesilmesini engelleyebilir, ama verecek parası yoktur. Kent halkı ve sipahilerin aracılığıyla, kentin en büyük zengini ve 70 yaşını aşmış olan kasap Hacı Mehmet, bir koşulla, onun kolu için diyet vermeyi kabul eder: Ölünceye kadar, ona bedava hizmetçilik, çıraklık etmesi koşulu. Koca Ali kabul eder, kasap dükkanında çalışmaya başlar, ama Hacı Mehmet titiz, huysuz, çekilmez biridir. Her şeyi ona yaptırır. Sabahın kör karanlığından akşama kadar köle gibi çalıştırır; devamlı emirler vererek mandıradan o gün satılacak koyunları getirtme, kestirme, ona yüzdürme, parçalatma, sattırma, geceleri dükkânı baştan aşağı yıkatma, ormandan odun kestirme, suyunu taşıtma, evin bahçesindeki lağım kuyusunu temizletme. Karşılığında yalnız bulgur çorbası. Koca Ali bu kadar sıkıntıya yıllarca göğüs gerebilecektir, ama Hacı Kasap’ın ikide bir “Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın!.. demesine ve “Aklında tut, benim tutsağımsın!” der gibi verdiği diyeti hatırlatmasına dayanamaz. Bir hafta dayanır buna ve en sonunda satırla kolunu kesip atar Hacı Kasap’ın önüne ve çekip gider.

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!