Büyüklerin sigara dumanı çocukları astım yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Büyüklerin sigara dumanı çocukları astım yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2007 00:00

Çeşitli çalışmalar, Türkiye’de çocukların yüzde 75’inin pasif sigara içicisi olduğunu gösteriyor. Büyüklerin keyifle tüttürdüğü sigaranın çocuklar üzerindeki önemli etkilerinden biri astıma zemin hazırlaması.

Çoğunlukla seçme şansı bırakılmadan sigaraya maruz bırakılan "çocuk pasif içici"lerde, astım gelişme riski çok daha yüksek. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği’den Doç. Dr. Refika Hamutçu Ersu, sigaranın astım hastası çocuklarda da hastalığın şiddetini artırdığını söylüyor.

Son yıllarda çocuk sağlığıyla ilgili kaygıyla izlenen gelişmelerden biri astımdaki artış. Sıklık tüm dünyada giderek artıyor. Özellikle İngiltere, ABD ve Yeni Zelanda astım sıklığının en yüksek olduğu ülkeler. Türkiye’de çocuklardaki astım sıklığı değişik çalışmalarda yüzde 6-14 dolayında saptandı. Ege Bölgesi bu açıdan en şanslı bölge, çünkü astım oranının en düşük olduğu yer. Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri’nde ise daha yüksek.

Sanayileşme ve gelişme, Batı tipi yaşam tarzını beraberinde getirdi. İyi izole edilmiş, duvardan duvara halı kaplı, çok iyi havalanmayan ve genellikle merkezi sistemle ısıtılan evlerde yaşanıyor. Evde evcil hayvan besleyen ailelerin sayısında da büyük artışlar oluyor. Tüm bunlar astımın en büyük sorumlusu alerjenlerin evin içinde giderek artmasına zemin hazırlıyor.

Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Alerji Organizasyonu verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı alerjik. Avrupa’da her dört çocuktan biri de alerjik. Doç. Dr. Ersu, "Alerjik (atopik) hastalıklar, özellikle sanayileşmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünya için önemli bir sağlık sorunu. Astım gibi atopik hastalıklar kişisel ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi sonucunda ortaya çıkıyor. Genetik yatkınlık en önemli kişisel faktör. Çevresel faktörler arasında beslenme, ev içi ve ev dışı solunumsal alerjenler, sigara dumanı, enfeksiyonlar, hava kirliliği ve aile büyüklüğü gibi pek çok faktör var" diyor.

Alerjik egzemalı ya da alerjik rinitli, anne-babasında astım tanısı bulunan, üst solunum yolu enfeksiyonları dışında da tekrarlayan hırıltı, nefes darlığı şikayetleri yaşayan çocuklar astım gelişimi açısından daha yüksek risk taşıyor.

Doç. Dr. Ersu, "Astım tanısı konan çocuklarda öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi ’atak’ olarak nitelendirilen şikayetleri, çoğu kez bir alerjene maruz kalmak değil, viral üst solunum yolu enfeksiyonları ya da pasif sigara dumanı gibi çevresel etkenler başlatıyor" diyor.

EN BÜYÜK ALERJEN EV TOZU VE HAMAMBÖCEĞİ

Alerjiye yol açan faktörler kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Ancak dünyada ve Türkiye’de en sık rastlanan alerjen ev tozu. Bunu hamamböceği, hayvan ve küf mantarlarına karşı alerjiler izliyor.

İmmunoterapi denen aşının astım tedavisindeki yeri uluslararası rehberlerde tanımlanıyor. Doç. Dr. Ersu, "Ancak ilaç tedavisine yanıt vermeyen ve rehberlerde tanımlanmış gruplara uygulanması öneriliyor. Günümüzde astım tedavisinin temelini korunma ve ilaç tedavisi oluşturuyor" diyor. Astıma yol açan birincil etkenin alerjen olduğu laboratuvar tetkikleriyle kanıtlanırsa aşı gündeme geliyor. Ayrıca solunum fonksiyon testleri düşük hastalara aşı uygulanmıyor.

KISA KISA

Okul öncesi çocuğun astımı farklı

AŞI YAPTIRIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ

á 5 yaşından küçük hastalarda uygulanmamalı. Anafilaksi ve şoka karşı önlemlerin alındığı merkezlerde ve alerji uzmanı denetiminde yapılmalı.

á Standart solüsyonlar kullanılmalı.

á Ekstrelerin adı, konsantrasyonu ve ait olduğu hastanın adı-soyadı şişe üzerine yazılı olmalı.

á Hastaya anafilaksi riski açıklanmalı ve yazılı onayı alınmalı.

á 12 ay sonra olumlu etki saptanmazsa aşı kesilmeli.

á Gebelikte aşıya başlanmamalı. Başlanmışsa doz artırımına gidilmemeli.

Tedavide ilk seçenek ilaçlar

Alerjenlere maruziyeti azaltmak amacıyla önerilen, hastaların ve hekimlerin kullanımına sunulmuş çok sayıda yöntem var. Bu yöntemlerin bir çoğunun etkinliğini kanıtlayan bilimsel çalışmalar ise yok. Yine de çevresel alerjenleri azaltmak için geliştirilen uluslarası rehberler dikkate alınmalı. İşe yaramayan yöntemlerin kullanılması ise hem para hem de zaman kaybına yol açıyor.

Astımın tedavisi için uluslararası tedavi rehberleri bulunuyor. Astım farklı şiddetlerde olabiliyor. Genellikle hastalığın şiddetine, hastanın nefes ölçüm testlerinin sonuçlarına göre tedavi planlanıyor. Tedavide ilk seçenek ilaçlar. Bunlar direkt olarak nefes borusuna verilen, inhaler ilaçlar. İnhaler tedaviler çok uzun yıllardır kullanılıyor. Etkinlik ve güvenilirlikleri kanıtlandı.

Kortizon fobisi tedavisiz bırakmasın

Hastalığın kontrolünde kullanılan ilaçlar, düşük doz kortizon içeren ve solunum yoluyla kullanılan ilaçlarla kortizon içermeyen, ağızdan alınan çiğneme tableti veya tozlar olarak iki ana gruptan oluşuyor. Belirtiler kontrol altına aldığında, hayat kalitesi artıyor, akciğer fonksiyonları düzeliyor, ataklar önleniyor, ölümler azalıyor. Doç. Dr. Ersu, "Ailelerin kortizondan ürkmeleri yersiz. Kortizonlu inhale ilaçlar son derece düşük doz kortizon içeriyor. Sisteme az bir kısmı karışıyor. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Kullanıldığı sürece etkinlik gösteriyor." diyor.

Teknoloji her şeyi çözemedi

Alerjenlerle başetmek için teknoloji de çeşitli yöntemler geliştiriyor ve sunuyor. Ancak bunların tümü etkili değil. İşte birkaçı:

á Çekim gücü yüksek özel elektrik süpürgelerinin kullanılmasının halılarda ev tozu miktarını azalttığı doğru. Ancak hastaların klinik durumlarında önemli bir değişikliğe yol açmadığı düşünülüyor.

á Bu özel elektrik süpürgeleri gelişmiş filtrasyon sistemlerine rağmen havadaki alerjen miktarını artırabiliyor. Bu nedenle süpürme sonrasında ortam havalandırılsa iyi olur.

á Akarasidlerin ve anti-mite şampuanların ev tozu akarı alerjenlerinin azaltılmasında diğer yöntemlere ek olarak kullanılmasının önemli bir fayda sağlamadığı düşünülüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!