Burayı manzarası için aldık

Güncelleme Tarihi:

Burayı manzarası için aldık
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2013 17:35

Mustafa Toner, İstanbul’un en hızlı gelişen yerleşim bölgelerinden Şile’nin Ulupelit Köyü’nde, kendisi ve ailesi için bir cennet yarattı. Mustafa-Dilek Toner çifti, hafta sonlarını geçirdikleri bu huzur dolu evde geçtiğimiz günlerde Elle Decoration ekibini ağırladı.

Haberin Devamı

Mustafa ve Dilek Toner çiftinin evi, aslında evden çok bir yaşam günlüğü... Dolu dolu, birbirinden farklı köşeleriyle sıcacık... Dört mevsim hafta sonu evi olarak tasarlanan bu mekan hakkında Mustafa Toner ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet, kapıdan girer girmez başlıyor; Toner ev fikrinin nasıl doğduğunu anlatıyor: “Haziran 2011’de, eşim bir doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla birlikte yan arazideki Lavanda Otel’e gelmiş, etrafı dolaşırken de evi görmüş. Zaten onun hep hayaliydi böyle bir ev.

Birkaç gün sonra beni kumpasa getirip bir geceliğine Lavanda Otel’de kalmaya ikna etti ve buraya geldik. Akşam harika bir yemek ve şaraptan sonra sabah gidip evi gördük ve hemen ikna oldum.”

ÇATISINDAN ZEMİNİNE HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİK

Evin oldukça eski ve renovasyona ihtiyaç duyar halde olduğunu belirtiyor ünlü mimar... Yaklaşık 20 sene önce yapılmış ve uzun seneler kullanılmadan boş durmuş çünkü: “Evi ele alır almaz, plan yapısında değişikler yaptık. Çatısından, zeminine kadar her şeyi değiştirdik. Yalnız şömine ve girişteki merdivenleri orijinal olarak koruduk. Ana evin kullanım alanı 150 m2, iki katlı ve üç oda, üç banyodan oluşuyor. Bahçede 120 m2’lik bir müştemilat ve üç yatak odalı bir de personel evi var.

Kış bahçesi olarak kullandığımız sundurma mevcutta vardı ama çok kullanışsızdı. Bütünüyle tadilattan geçirdik. Zaten her yıl eve yeni eklemeler yapıyoruz.
Geçen yıl sundurmadaki çardak ve ocağı bitirdik, bu yıl da alt bahçeye fırını yaptık. Ayrıca geçen yıl evi bitirdikten hemen sonra havuzu ve bahçeyi tamamladık. Ağaçlar ve bitkiler ektik, bostan yaptık. Her şey çok yeni, yavaş yavaş ekliyoruz. Bu ev dört kademeden oluşuyor. En üst kademe otopark ve müştemilat. Bir alt kat baharat bahçesi.

Onun altı ana ev, sundurma ve havuz. En aşağıda ise meyve bahçesi kotu ile bostan... Meyve bahçesinde elma, armut, dut, kiraz, vişne, malta eriği, çilek ve nar var. Bunlar ilk aklıma gelenler. Bostanımız da çok güzel. Şahane verim veriyor. Olmayan sebze yok. Dışarıdan alışveriş etmiyoruz resmen. Mevsimine göre çeşitler değişiyor. Örneğin şu sıra patlıcan, biber, beş çeşit domates var. Ayrıca, salatalık ve salata çeşitleri, semizotu, ıspanak, mısır da var. Dilek çok meraklı bostana.

Zaten evi aldıktan sonra yan araziyi de alıp bostanı büyüttük. Anlayacağınız burada bostancılığa merak saldık.”

Haberin Devamı

TASARIM İDDİASI OLMAYAN BİR EV

Mustafa Toner’e evde gerçekleştirdikleri çalışmaları sorduğumuzda, yanıtı şöyle oluyor: “Biz burada tasarım bir mekan yapmaktan öte, daha çok yaşayan, keyifli, tasarım iddiası olmayan bir ev ortaya çıkarmak istedik.

Doğaya ağırlık vermeye çalıştık. Esasında burada daha çok Dilek’in emeği var çünkü burası onun evi. Ben sanat ve biraz kendi çizgimi soktum. Dilek ise kendi aksesuvarlarını, çiçeklerini, böceklerini, kedilerini, köpeklerini, civcivlerini ve kuzularını getirdi. Kısacası bu hafta sonu evimizde feminen detayları benim mimari çizgimle harmanladık.”

Toner çiftinin evini gezerken, harika bir kahvaltı yapıyoruz, ilerleyen saatlerde ise eşsiz bir öğle yemeğiyle ağırlanıyoruz.

Özel bir kırmızı şarap ve taze proscuitto ise günün lezzet noktasındaki son durak olurken, bahçeden topladığımız dut ve kirazlarla şehre doğru yola koyuluyoruz.

Elbet aklımız ardımızdaki yeşil cennette kalıyor...

Haberin Devamı


BURAYI MANZARASI İÇİN ALDIK

“Burası şehre 40 dakikalık araba mesafesinde. Hafta sonları düğün, davet ya da bir engel yoksa hemen kaçıyoruz. Evin, doğanın içinde ve yeşili seyreden bir manzaraya sahip oluşu bizi çok etkiliyor. Zaten evi, evin kendisi için almadık, evden gördüğümüz manzara için aldık.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!