BURASI DİYARBAKIR...

Güncelleme Tarihi:

BURASI DİYARBAKIR...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2010 00:00

Diyarbakır gençliğinin buluşma noktası Ofis.

Haberin Devamı

BURASI DİYARBAKIR...       

MODERN KIRAATHANELER VE KÜRTÇE RAP   

* Diyarbakır gençliğinin buluşma noktası Ofis.

“Bizim ıstiklal Caddemiz de burası” diyorlar Ofis semti için.       

Ofis civarında sağlı-sollu bir sürü kafe var.

Hepsinin ortak noktası aynı: Nargile, tavla, okey, büyük plazma ekranlarda izlenen maçlar ve ekseni politika olan koyu sohbetler...

Bu modern kıraathanelerden biri de Tigris.

Tigris, Ermenice “kaplan” manasına geliyormuş. 

İki katlı Tigris’in ilk katında tavla oynayanlar yoğunlukta.

ıkinci katı ise bir okey cenneti. Okey taşlarının “şak şak” seslerini duymayalı epey olmuştu, neredeyse oturup okey oynayacaktım. Tuhaf bir duyguydu...

* Yine Ofis civarında Best diye bir restoran var. şehrin doktoru, avukatı, rektörü; yani Diyarbakır’a çalışmak için gelen kesimi buraya geliyormuş yeme-içme için.

Çok özellikli bir yer değil. Ama pazar kahvaltılarında (“brunch” diyorlar aslında) burada toplanmak hayli modaymış...

* Suriçi’ne doğru yürürken Gazi Caddesi’ndeki kasetçilerden bol bol rap müzik sesleri yükseliyor; Kürtçe rap.

Eğer trend arıyorsak, Diyarbakırlı’nın son trend dalgası esas bu.

Kürtçe rap hızlı bir yükselişte sokaklarda...

Haberin Devamı

“SOSYAL HAYAT İÇİN AÇILIM ŞART!”

* Zeynaz, Diyarbakır’ın türkü barlarının dışında kalan modern barlardan biri.

ıki yıldır açıkmış. Türkü barların ağır havası yok Zeynaz’da. Küçük bir pub gibi. Tek farkla: Barın önüne konuşlanmış iki gitarist ve bir şarkıcı var.

Pop baladlar da söylüyorlar, Kürtçe türkü de...

Mekana iş çıkışı demlenmeye gelmiş olanlar çoğunlukta.

Zeynaz’ın sahibi iki kardeş; Yusuf ve Hüseyin Akgün.

ıki kardeşin anlattıkları dikkat çekici:

“Zeynaz gibi barlar Diyarbakırlı için yeni bir alışkanlık. Aslında bu tür yerler çoğalmalı, çünkü ihtiyaç var. Ama mekanlara giden kadın sayısı hâlâ az.

O yüzden kavga çok çabuk çıkıyor.

Bir yandan da açılımın bir an önce yapılması, yani açılması lazım!

Diyarbakırlı’nın rahatlaması ancak bu şekilde olacak.

Yoksa böyle devam eder buradaki sosyal hayat, hiçbir zaman gelişmez.”

Haberin Devamı

ASMİN’DE SABAHA KADAR DANS...

* Akgün kardeşlerin sahibi olduğu bir diğer mekan ise Asmin adlı kulüp.

Kürtçe “gökyüzü” anlamına geliyor.

Konakladığım Dedeman Otel’in hemen karşısındaydı Asmin.

Bir katı restoran, alt katı ise kulüp.

Sabah beşe kadar açıkmış Asmin. Buraya “güneydoğu’nun sabaha kadar açık tek kulübü” diyorlar. Yedi yıldır açıkmış.

Ben Asmin’e girdiğimde içerde göz gözü görmüyordu.

Hani çok çok eskiden diskolarda sis makinesi çalıştırırlardı ve göz gözü görmezdi ya sisten. ışte Asmin’in ortamı da aynen öyleydi.
Önce yoğun sisten hiçbir şey göremedim, sonra gözlerim insanları seçmeye başladı: Dj’in çaldığı yabancı pop müzik eşliğinde dans eden Diyarbakır’ın “artık çılgın olmak isteyen” gençlerini gördüm.

Haberin Devamı

PARK DİCLE’DEKİ ZÜMRÜT’ÜN ÖĞRETMENLİK HAYALİ

BURASI DİYARBAKIR...


* Ve Park Dicle... Dicle Nehri kenarındaki Park Dicle birçok Anadolu kentinde benzeri olan şarkıcılı bir restoran.
Müşterilerinin çoğunluğu erkeklerden oluşuyor.

Sahibi Selahattin Yıldırım bir yandan tesbihini hızlı hızlı çekerken bir yandan da anlatıyor: “Multimilyoneri de gelir buraya, avukatı, doktoru da...

Ama sanayisi gelişmemiş, hayat kadını olmayan yerlerde eğlence hayatı kötüdür, Diyarbakır’da da öyle.

Bu yüzden buranın yerlisi eğlenmek için Antep’e, Mersin’e gider.”

Biz bu ilginç sohbete devam ederken sahneye Zümrüt çıkıyor.

Zümrüt hem yırtmaç hem de göğüs dekolteli kıyafetiyle gerçekten de zümrüt gibi bir kadın... Sesi Ebru Gündeş ayarında, tok tok.
Ama öyle cool şarkı söylüyor ki, masaları dolaşırken bile müşteriyle göz göze asla gelmiyor.

Programına ara verdiğinde Zümrüt’le konuşuyorum.

Meğer öğrenciymiş, Türk dili ve edebiyatı okuyormuş.

“Edebiyat öğretmeni olacağım” diyor Zümrüt, “Sahneye devam etme niyetim yok”...

“İstanbul’a gelsen star olursun” diyorum Zümrüt’e.

“Yok” diyor, “Oralarda hiç gözüm yok, Anadolu şehirlerinden şarkı söylemek daha iyi”.

Haberin Devamı

11 GÜNLÜK SİSTEM

* Zümrüt ve benzeri şarkıcıların ilginç bir çalışma sistemi var.

Mesela bir şehre gelip bir mekanla anlaşma yapıyorlarsa, bu anlaşma en az 11 gecelik oluyor. Neden en az 11, orası belli değil.

Eğer mekan şarkıcıdan memnun kalırsa bu süreyi uzatabiliyor.

Değilse, şarkıcı başka bir şehrin başka bir mekanında alıyor soluğu...

* Özlem Kaya’yı anmadan Diyarbakır yazısını sonlandırmayayım.

Çünkü Özlem gece turu boyunca bana eşlik etti.

O da köşe yazıyormuş, “Diyarın Sesi”nde.

şen şakrak, süsüne, giyimine meraklı bir Diyarbakırlı kadın Özlem.

Sokakta rahat, alabildiğine de pervasız, dobra konuşuyor her türlü konuda.

Yakın zamanda bir kız arkadaşı kocası tarafından öldürülmüş, hem de döner bıçağıyla.

Dahası, Özlem de buna tanıklık etmiş. Olay anında oradaymış.

Bu travmaya rağmen ayakta, kendini kaybetmemiş.

En büyük hayali ise bir gün çocuğuyla beraber başka bir kentte yaşamak...

Haberin Devamı

BURASI KONYA...

ALİŞ’İN EDEPSİZ TONUNA ALIŞKINLAR  

Konya’da herkes Aliş’i konuşuyor, “Mutlaka gitmelisin” diyor.

Gece yarısı, saat 12’yi geçerken gidiyorum Aliş’in çıktığı Ella adlı kulübe.

Ella büyük bir mekan.

Eskiden sinemaymış, sonra kulübe dönüştürülmüş.

Ve Aliş sahneye çıkıyor. Hem şarkı söylüyor hem de arada şahane espriler patlatıyor. Huysuz Virjin’in daha da müstehcen versiyonu Aliş.

Bol bol müşteriye de takılıyor, yine aynı edepsiz tonda.

Mesela birdenbire “ibne” diyor bir müşteriye.

Ya da Diyarbakırlı bir müşterisine “Kürtcell hoşgeldin!”.

Göğüs ucunu azıcık gösterdikten sonra şarkı arasında, bu kez de “açılımlara” dokunduruyor: “Her şeyin açılımı yapıldı, bize hâlâ açılım yapan yok.”

Kimse kızmıyor, öfkelenmiyor Aliş’e. Herkes gülüyor.

Çünkü Aliş kendisini dinlemeye gelen çoğu müşteriyi iyi tanıyor.

Yıllardır Konya’daki mekanlarda sahne alıyor.

Peki Konya’nın muhafazakarlığı konusunda ne düşünüyor?

“Konya dışardan öyle görünür. Ama içine girdiğinizde o kadar muhafazakar değildir. Burada çok iyi bir eğlence hayatı var.”

KONYA’NIN PAVYONUNDA ÇAY İÇTİKTEN SONRA...

BURASI DİYARBAKIR...


Aliş benzeri bir şarkıcı daha varmış, Korci.

Onun da Rixos’ta sahne aldığını öğreniyorum.

Ama benim geldiğim gece programı yoktu Korci’nin, maalesef onu kaçırıyorum.

Aliş sonrası Cadde diye bir pavyona da gittim Konya’da.

şehrin göbeğinde, McDonald’s’ın hemen üstünde.

Hani Star Wars serisinin ilk filminde içerde binbir türlü canlının yiyip içip eğlendiği bir bar sahnesi vardır ya.

Hani Cadde’nin ortamı da aynen öyleydi.

Birbirinden ilginç insanlar; konsomatris kadınlar, ağır abiler, masaları dolaşarak dans eden dansöz kız...

Bir pavyon raconu olarak çayımı içip yarım saat sonra Cadde’nin fantastik ortamını son sürat terk ettim.

YARIN:
* Gaziantep’teki Garaj’da eller havaya!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!