Bu tiyatroda konuşma yok

Güncelleme Tarihi:

Bu tiyatroda konuşma yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 1998 00:00

Haberin Devamı

Gülüm Pekcan, çok genç Ankaralı bir sanatçı. 1991 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nden mezun olduktan çok kısa bir zaman sonra oldukça büyük işler başarmış. Ankara'da, Milli Eğitim'e bağlı bir bale okulunun müdürlüğünün yanı sıra Eskişehir Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nde de öğretim üyeliği yapıyor. Ama herhalde en önemli uğraşı, kendi adını taşıyan ve genel sanat yönetmenliğini üstlendiği ‘‘Gülüm Pekcan Dans Tiyatrosu’’ndaki görevi. Daha 1989'da okul yıllarında başlayan dans tiyatrosu merakı, 1992 yılından beri, tam yedi yıldır profesyonel olarak devam ediyor. Gülüm Pekcan, kendi yazdığı pekçok oyunun yanı sıra bu oyunların koreografilerini de yapmış.

Dans Tiyatrosu, Türkiye'de öyle pek de bilinen bir sanat dalı değil. Gülüm Pekcan'dan başka, kurumlaşmış bir şekilde bu işle uğraşan kişi de yok gibi. Sadece amatörce çalışmalar sürüyor. Bu nedenle de, kendi metinlerini kendisi yazıyor. Yazarken de bir seyirci gözüyle bakıp, neler yapabilirim diye düşünüyor. Önceleri, günlük hayattan konular bulan Pekcan, seyirciyle kucaklaşması tamamlandıktan sonra, klasik ve modern eserleri de kendi oluşturduğu dille yorumlamaya başlamış. Başarılı dansçı, ‘‘dans tiyatrosu’’nu kendi sözleriyle şöyle açıklıyor: ‘‘Dans tiyatrosu, bir oyunu, felsefeyi, düşünceyi ya da hayallerinizi teatral anlamda dansa dökmek, hareketlerle bir şeyleri anlatmaya çalışmaktır. Dansçı, dünyayı ve kendini sorgulamaya başlar, kendisiyle ve dünyayla hesaplaşır, dünyanın problemlerinden bir sanatçı ve bir insan olarak kendini soyutlamaz. Ben de Türkiye'de dans tiyatrosunu bir eseri, bir konuyu, oluşturduğumuz hareketler zinciriyle anlatmak olarak tanımlıyorum. Benim dans tiyatrosu sistemimde var olan bütün sanatlar -estetik ve plastik- yer alıyor. Klasik bale, modern dans, mim, haraket tiyatrosu... Bütün bunlar bir bütün içinde eriyor.’’

Dans tiyatrosu, bu tanımından da anlaşılacağı gibi, konularını genellikle gerçek hayattan alıyor. Şiddet, ölüm, aldatma... Bunların hepsi dans tiyatrosunun konusunu oluşturuyor. Zaten klasik baleden ayrılan tarafı da bu.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!