Bu filmi izlerken boksörden dayak yemiş gibi olacaksınız

Güncelleme Tarihi:

Bu filmi izlerken boksörden dayak yemiş gibi olacaksınız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2008 00:00

"Osmanlı Cumhuriyet" filminde yaşanan "Sezen Aksu krizi"ni Kelebek'e anlattı.

Haberin Devamı

FİLMDEN FOTOĞRAFLAR

Gani Müjde, senarist ve yönetmen olarak imza attığı "Osmanlı Cumhuriyet" filminde yaşanan "Sezen Aksu krizi"ni Kelebek'e anlattı. Müjde, "evet" deyip sonra vazgeçtiği rol için Aksu'yu tek bir cümlesiyle yumuşatmayı başardığını söyledi.
Albüm yüzünden "hayır" dedi
Filmde ünlü olamamış bir fasıl şarkıcısı var. Buraya Türkiye'nin en ünlüsünü koymak istedim. Sezen aklıma geldi. Aradım, anlattım, hikayeyi çok beğendi ve oynayacağını söyledi. Sonra ortadan kayboldu. Uzun süre aradım, sonunda buldum. Ve müsait zamanı olmadığını, yeni albüme gireceğini, gelemeyeceğini söyledi.
Kör kuyuda merdivensiz bıraktın
Kendi kendime küstüm. Ve o sahneyi sanatçısız çekmeye karar verdim. Sonra kendisiyle NTV'de karşılaştık. Sarıldık ve "Ah be Sezen, kör kuyularda merdivensiz bıraktın beni" dedim, ayrıldık. Ertesi gün beni aradı ve filmde

Haberin Devamı

Bu filmi izlerken boksörden dayak yemiş gibi olacaksınız

oynayacağını söyledi. O kadar mutlu oldum ki...
Oku evladım oku
Filmde 7. Osman'ı canlandıran Ata Demirer, Sezen Aksu'lu sahnenin çekimlerine dair şunları söyledi: "Ben padişahım ve karşımda Sezen Aksu şarkı söylüyor. Ne yalan söyleyeyim, rolümü anormal taciz ettim, tadını çıkardım. 'Oku evladım, oku, bunu da oku, adın ne senin' diyerek viskimi içip, olayın tadını çıkardım."

"Osmanlı Cumhuriyeti", sezonun merakla beklenen filmlerinden biri... Gani Müjde'nin senarist ve yönetmen olarak imzasını attığı, başrolleri Ata Demirer, Vildan Atasever, Sümer Tilmaç ve Ruhsar Öcal'ın paylaştığı film, 21 Kasım'da seyirciyle buluşacak. Müjde ve Demirer, hikayesi nedeniyle pek çok eleştiri alan bu filmin ayrıntılarını ilk kez Kelebek'le paylaştı.

- "Osmanlı Cumhuriyeti", "Atatürk lider olmasaydı, cumhuriyet kurulmasaydı, Ankara başkent olmasaydı bugün neler olurdu?" sorularından yola çıkılarak oluşturulmuş bir film... Hangi koşullar bunları sorgulamanıza yol açtı?

Gani Müjde: Ben denildiği gibi çok Atatürkçü değilim, ama yokluk içinde, çok büyük çabalarla Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insana, son 10 yıldır yeterince saygı gösterilmediğini düşünüyorum. Belki de buna bir tepki olarak bu filmi yaptım. Ben ona yapılan vefasızlığı doğru bulmuyorum. Atatürk, Türkiye'nin rotasını batıya çevirmişti. Ama son 10 yılda bu trenin rotasını değiştirmeye çalışıyorlar. Batıya doğru giden trenin doğuya doğru gitmek isteyen yolcuları var. O tren ileri gidecek, gitmek zorunda... Ben doğuya doğru giden trende olmak istemiyorum. Batıya doğru giden trende, onurunu koruyan bir yolcu olmak istiyorum. İşte bu filmde bunları eğlenerek anlatıyorum.

Haberin Devamı

- Ata Bey, canlandırdığınız 7. Osman, ismi ve cismi pek etkili olmayan bir padişah sanırım?

/images/100/0x0/55ea26dcf018fbb8f86e639b
Ata Demirer:
Osman, iktidarsızlığın hakim olduğu bir iktidarı yönetiyor. Hani "ses var, görüntü yok" derler ya, onun gibi bir şey. İçine çok kapalı, çok yalnız. Diktatör gibi gözükse de diktatörlükten uzak gariban bir padişah.

- Peki, 7. Osman'ı yazarken padişahların hayatlarını incelediniz mi, kimlerden etkilendiniz?

G.M: Biz bu filmi çekerken padişahların saygınlığını koruduk. Bütün padişahların hikayelerini çok iyi biliyorum. Fakat benim yarattığım onlardan çok farklı bir padişah. Tabii ki bir takım ortak özelliklerini bizim padişahın üzerinde topladım. Aslında hepsi güzel adamlarmış... Tarih kitapları "vatanı satmışlar" falan dese de aslında hayır, hepsi zavallı insanlardı. Ben eminim ki kendi kendilerine kaldıklarında "acaba yapabileceğimiz bir şey var mı?" diye düşünmüşlerdir. Ne yazık ki güçleri yoktu. Her tarafı emperyalistler sarmış, ortalık ajan kaynıyordu. Bir şey yapacak halleri yoktu. İşte Atatürk'ün önemi burada ortaya çıkıyor. Bütün bunları üzerinden ölü toprağını kaldırıp atar gibi atması ve yeniden bir umut yaratması, çok önemli bir şey. Bu, padişahların hepsinin vatan haini olduğunu göstermez. Çok değerli insanlar var içlerinde. Ben filmi çekerken bunu gözardı edemedim. 7. Osman da asla vatan haini değil. Ülkesini çok seviyor. Film boyunca ne kadar çok sevdiğini de göreceksiniz zaten. Çok değerli bir adam aslında...

Haberin Devamı

- "Sadece güldürmek amaçlı çekilen komedi filmlerinden bizim önemli bir farkımız var" diyorsunuz. Nedir bu fark?

G.M: Bizim filmimizin bir hikayesi, başı, sonu, dramatolojisi var. Bu anlamda farklıyız. Bunu başka bir tarzı küçümsemek anlamında söylemiyorum. Ben bunu seviyorum. Trajikomik bir film Osmanlı Cumhuriyeti... Bunu insanlar bilsin istiyorum.

- Toktamış Ateş, Atatürkçüler'in bu filmden rahatsız olacağını söyledi. Çünkü filminde Atatürk'ün kargaları kovalarken düşüp öldüğü bir sahne var. Toktamış Ateş'in dediği gibi bu anlamda tepki göreceğinize inanıyor musunuz?

G.M: Şimdi filmde, mavi gözlü, sarışın bir çocuk ağaçtan düşüyor. Ölüyor mu, bilmiyorum... Onu anlatmıyoruz... Bunu filme gelince anlayacaksınız. Ben bu tür eleştirilere "talihsizlik" diyorum. Bu film, gerçekten eleştirenleri utandırır. Özellikle Toktamış Bey'in mutlaka izlemesi gerek. Çünkü eminim bu eleştiriyi nasıl yaptım diye çok pişman olacaktır. Bu çok Atatürkçü bir film, ama aynı zamanda Osmanlı tarihine ait çok güzel şeyler anlatan bir film...

Haberin Devamı

A.D: Adı üstünde, bu bir film... Kurmaca, fantazi, gerçek olmayan, belgeleri olmayan. Bu bir yalan sanatıdır sonuçta. James Bond gerçek mi? Dolayısıyla bu filmde bir halt yemeye çalışıyormuş gibi gözükmek istemem. Çünkü Atatürk

Bu filmi izlerken boksörden dayak yemiş gibi olacaksınız
hepimiz için çok önemlidir. Ama bu film bir Atatürk filmi değildir.

- Canlandırdığınız padişah, eleştirilere açık bir padişah... Yani aşırı milliyetçiler her an tepki gösterebilir.

A.D: Hayır, asla... Yine söylüyorum, bu bir masal. Fakat şu da bir gerçek ki, çok milliyetçi bir film çıktı ortaya. Bu padişan da ahir zaman padişahı. Yok ki böyle biri. Olmayan bir şey nasıl eleştirilebilir? Sadece göndermeler gerçeğe dönüşebilir. Şimdi Atatürk olmasaydı, başkent Ankara olmasaydı, cumhuriyet kurulmasaydı gibi soruların cevaplarını bu film, somut bir şekilde gösteriyor, ama şaka yoluyla gösteriyor. Yani bunu fantazi üzerinden yapıyoruz. Çok laylaylom fantazi de yapmadık, ama muhalefet olunacak bir durum yok ortada. Bu film inanın herkesi duygu çelişkisine uğratacak. Ben filmi izledim ve bunu yaşadım. Tam gülmeye başlıyorsun, bir anda boğazın düğümleniyor. Gülüyorsun, acaba burada gülmemeli miydim diye düşünüyorsun.Şunu söyleyeyim; iki kolunu çok iyi kullanan şahane bir boksörden, iki saat boyunca dayak yiyorsunuz. Kaçarınız yok.

Haberin Devamı

- Bu padişah bir de kuşlara meraklı sanırım...

A.D: Evet... Bu fikri de Gani Abi'ye ben verdim. Çünkü benim çocukluğum çok yalnız geçmiştir ve hep kuşlara merakım olmuştur. Osmanlı döneminde de padişahların hep bir merakı varmış. Ben de kendimden yola çıkarak bu padişahın kuşlara merakı olsun dedim, Gani Abi sağolsun, kırmadı beni...

- Kadınlara meraklı mı bu padişah?

A.D: Yok, gariban ya... Sahibine çekmiş. (Gülüyor)

- Yani haremi yok bu padişahın?

A.D: Dağıttırmış...

G.M: Bugüne gelen bir padişahı kurgularken harem olmazdı diye düşündüm. Çünkü bugünkü padişah daha medeni hukuk, medeni yasalara göre yaşardı. Cariyeleri falan olmazdı. Zaten Ata'ya ve diğer resimlerin bütününe baktığınızda, o resimlerin içinde hakikaten doğrusunu yaptığımızı görüyorum. Bir kadın var tabii ki.

- 7. Osman da bu kadın yüzünden dağılıyor mu?

G.M: Vildan Atasever'in oynadığı Asude, gerçekten padişahın bütün kimyasını değiştiriyor. Değişen bu kimya ile beraber film başlıyor. Bu kadın tabii ki Osmanlı Cumhuriyetini de etkiliyor. Osmanlı Cumhuriyeti'nin dönüm noktası

/images/100/0x0/55ea26dcf018fbb8f86e639f
oluyor. Nasıl etkiliyor, onu da filmi izlediğinizde göreceksiniz. Bunun bir devam filmi olur mu, olmaz mı, bilmiyorum. Ama çeksek, o kadının Osman'ın hayatında ne kadar önemli işlevi olduğunu anlarsınız.

- Filmde bol küfür var mı, yoksa efendi bir film mi?

A.D: Çok efendi, herkes tarafından izlenebilir bir film.

- Çok da iddialısınız. Bu film çok gişe yapacak diyorsunuz.

G.M: İddialı değilim. Sadece böyle bir filmin çok iyi gişe yapması gerektiğini düşünüyorum, o kadar. Çünkü bu, herkesin hislerine tercüman olan bir film. Komedi beklentisi olanı da, dram beklentisi olanı da mutsuz etmez. Dünya görüşün ne olursa olsun, bunu yakalayabilecek bir film. Benim bir beklentim var. Yapımcı koyduğu parayı çıkartır. Fakat bu filmin çığ olup büyüyebilme ihtimali de var. Olur olmaz, bu seyircinin bileceği iş. Böyle bir ihtimal var.

- Gani Bey, siz Osman karakterini canlandırması için ilk olarak Jean Reno'yu mu düşündünüz?

G.M: Yazarken aklımda vardı. Ben aslında kalıplı, güzel bakan bir adam arıyordum. Ata, çok güzel bakıyor.

A.D: Hiç farkında değilim. Acaba bu yüzden mi bana "Leon" filmindeki kızı oynatmak istediler. (Gülüyor)

G.M: Ben filmi hangi kadına seyrettirdiysem, Ata'ya hayran oldu. Muhteşem bir karizması var. Bu adam, bu filmden sonra başıma zampara kesilirse hiç şaşırmam. (Gülüyor) Çok etkileyici. Kadın, erkek kim seyrederse Ata'dan etkileniyor.

A.D: Sen böyle konuşuyorsun da millet bir şey zannedecek abi. Başından beri tuhaf cümleler kuruyorsun. Yok çok tatmin etti beni, yok çok etkileyici diyorsun. Böyle yönetmen-oyuncu ilişkisi mi olur ya!

G.M: Allah'tan çoluk çocuğa karıştım da yırttım yani. Sonuçta Ata, kafamdaki padişahı yüzde yüz yansıttı. O yüzden çok mutluyum...

Bu filmi izlerken boksörden dayak yemiş gibi olacaksınız
- Belki de Jean Reno bile bu kadar yansıtamazdı, ne dersiniz?

G.M: Bilmiyorum. Jean Reno'da oynasaydı, bu kadar olurdu. Ama Jean Reno, Osmanlı'yı bu kadar bilemeyeceği için, bu dokuyu bu kadar tutturamazdı. Filmi izledikten sonra anladım.

Sezen Aksu bizi kör kuyularda merdivensiz bıraktı

- Sezen Aksu'nun filmde kısa bir rolü var. Ünlü olamamış bir fasıl şarkıcısı... İkna etmeniz zor oldu mu?

G.M: Evet, filmde ünlü olamamış bir fasıl şarkıcısı var. Buraya Türkiye'nin en ünlüsünü koymak istedim. Sezen aklıma geldi. Aradım, anlattım, hikayeyi çok beğendi ve oynayacağını söyledi. Sonra ortadan kayboldu. Uzun süre aradım,sonunda buldum. Ve müsait zamanı olmadığını, yeni albüme gireceğini, gelemeyeceğini söyledi. Kendi kendime küstüm. Ve o sahneyi sanatçısız çekmeye karar verdim. Sonra kendisiyle NTV'de karşılaştık. Sarıldık ve "Ah be Sezen, kör kuyularda merdivensiz bıraktın beni" dedim, ayrıldık. Ertesi gün beni aradı ve filmde oynayacağını söyledi. O kadar mutlu oldum ki...

/images/100/0x0/55ea26dcf018fbb8f86e63a3
A.D
: Sezen Hanım sete geldi. Sadece bir günü var. O günde nasıl yağmur yağıyor. Yağmur durmazsa çekim yapılamayacak. Neyse kendisi karavanda hazırlanmaya başladı ve "Merak etmeyin, birazdan yağmur kesilir" dedi. Hakikaten çekim başlayacağı zaman yağmur kesildi, çekim bittiğinde de yeniden başladı. Şaka gibiydi. Sonuçta o gece çok eğlendik. Sahnesi bitti, gitmedi. Ben padişahım ve karşımda Sezen Aksu şarkı söylüyor. Ne yalan söyleyeyim, rolümü anormal taciz ettim, tadını çıkardım. "Oku evladım, oku, bunu da oku, adın ne senin" diyerek viskimi içip, olayın tadını çıkardım. Bugüne kadar kimse Sezen Aksu'dan bu şekilde faydalanamamıştır. Para yok, pul yok, bir de emirler veriyorum. Şaka gibiydi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!