Bir elbise ve 180 çorapla 6 ay geçer mi

Güncelleme Tarihi:

Bir elbise ve 180 çorapla 6 ay geçer mi
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2010 00:00

Adresi http://corapdelisi.blogspot.com. Siteyi açtığınızda uzun bacaklı, sarışın, güzel bir kadının bir siyah elbise ve 180 çorapla altı ay geçirmeye inat ettiğini görüyorsunuz. Bugün 40. günü. Her gün farklı çorap, farklı aksesuvar, farklı bir ruh hali ama aynı elbise ile fotoğraf çektiriyor. İşin arkasında iki isim var. Kameranın önünde gördüğümüz Begüm Özpınar. Aslında bir fotoğrafçı. Kameranın arkasındaki çorap delisi ise www.hazalyilmaz.com adresinde şehir hayatı üstüne şahane bir blog hazırlayan Hazal Yılmaz. Son 40 gündür Begüm’ün fotoğraflarını çekiyor ve Begüm bugün nasıl bir çorap giysin diye düşünüyor.

Bir siyah elbise, 180 ayrı çorapla altı ay geçireceksiniz. Neden?
Begüm: Bir gün evde oturuyorduk. Hazal, bir elbise ile 365 gün geçirip, çocuklar için para toplamayı hedefleyen theuniformproject’in sayfasını buldu. Kıza bak muhteşem, hadi biz de buna benzer bir iş yapalım, sen giyin, ben de fotoğrafları çekip yazıları yazayım dedi. Ama farkımız olsun, biz çoraplarla bu işi kurtaralım. Zaten istesek de bu kızın kılıklarını beceremeyiz diye ekledi. O gün çekime başladık. Ben kameranın karşısında, Hazal arkasında, heyecan doruk noktasında.

Elbisenizle mi zorunuz var, çoraplarınızla mı?
Hazal-Begüm: Pantolonlarımızla! Bu yıl karar verildi, bacaklar fora!

Gerçekten çorap delisi misiniz?
Hazal: Çorap bir tür kurtarıcı. Al al, giy giy bitmiyor. Kaçınca yenisi geliyor, bir etek 100 çorapla binbir şekle giriyor. Kıyafetin en önemli aksesuvarı, hatta hayat kurtaran aksesuvarı. Blogun nedeni bunun ispatı.
Begüm: Evet çorap delisiyim, her rengini, şeklini severim. Bir kez çorabın rahatlığına alışınca insan vazgeçemiyor.

ELBİSEYİ NEMLİ NEMLİ GİYDİĞİMİ BİLİRİM

Altı ay her gün giyilen elbisenin temizliği nasıl sağlanır?
Begüm: Kuru temizleyeciye yollanır. Hadi itiraf ediyorum, arada bir aynı gün içinde üç dört poz da çekilir. Bir kaç kez, geceden yıkayıp sabaha kurumadan nemli nemli giydiğim bile oldu. Umarım farkedilmedi.

Şu an kaçıncı gündesiniz? Hangi noktada sıkılmaya başlarsınız sizce?
Hazal: Sıkılmak değil ama bazen bugün ne şekilde bir kombinasyon yapacağız paniği yaşıyorum.
Begüm: Otuz beş oldu, nerdeyse yolun dörtte biri. Sanırım biraz daha evde çekim yaparsak delireceğim ben. O yüzden sokaklara çıkıyoruz.

Bir giydiğiniz çorabı bir daha giymiyorsunuz değil mi? Çorap sponsorunuz var mı?
Hazal: Sponsorumuz oldu. Penti bizi fark etti ve yirmi ikinci günde onlardan kocaman bir paket geldi, Begüm tepe tepe giyiyor. İlkbahar-yaz koleksiyonunu da yollayacaklarmış. Pek memnunuz.

Her sabah görev gibi giyinmek için nasıl motive oluyorsunuz? İnsanın canı, bir pazar sabahı hiç giyinmemek, tüm günü pijama ile geçirmek isteyebilir...
Begüm: İstemez mi? Ama bu bir inat projesi. 6 ay boyunca aynı elbiseyi farklı çorap ve aksesuvarla giymek için yola çıktık. Ama tabii ki günün belli bir saatinden sonra eve gelip pijamalarımı giyiyorum.

Siz mecburen giyeceksiniz de, yazın çorap giyilir mi?
Begüm: Tabii giyilir. Kısa çoraplar spor ayakkabılarla, diz altı çoraplar babetlerle...

En sevdiğiniz çorap modeli ve rengi nedir?
Hazal: Pembe gri çizgili. Daltonlar gibi.
Begüm: Sarı, elektrik mavisi, turuncu. Gri de günü kurtarmak için ideal.

Peki siz kimsiniz, normalde ne yapar, günlük hayatınızda ne ile meşgul olursunuz?
Begüm: Fotoğrafçıyım. Yakın zamana kadar All dergisine çekimler yapıyordum. Daha sonra Markafoni’de işe başladım. Şimdi freelance çalışıyorum. Bir yandan da her gün ne çorap giysem diye düşünüyorum.
Hazal: hazalyilmaz.com isimli bir şehir hayatı blogu yazıyorum. Profesyonel olarak internet, e-dergi, içerik projeleri hazırlıyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!