Bir de sahra tuvaleti hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Bir de sahra tuvaleti hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2003 19:35

Yine ibrik, yine “sahra tuvaleti...” Tuvaletçi Onbaşı girdi çadıra, “Gomutanım, dedi, bu Ş... Asteğmen’den şikayetçiyim!” Kızdım, “Niye, ne yapmış Asteğmenin?” Yüzünde – konunun vahametini gösteren – ciddi bir ifadeyle cevap verdi: “Bu asteğmen çok ..çıyor Gomutınım!”

Haberin Devamı

Kars’ta, 2.Mekanize Piyade Tabur’da S-1 yani Personel Subayı olarak görev yapıyorum.

1983 senesinin Eylül ayı. Allahüekber Dağları’nda ordugahtayız. (Yoksa Akbaba Dağları’nda  mıydı acaba?)

İstihkâmcılar bana nefis bir çalışma-yatma çadırı yaptılar, toprağa gömülü. Yerler küçük taş döşeli, toprak duvarlar börtü böceğe karşı kireçli... Sobam yanıyor, kuştüyü yatakta yatıyorum... Krallar gibiyim. Bir yandan da tabii, 24 saat, S-1 olarak görevimi yapıyorum, çadırın giriş odasını yazıcılara ve postaya ayırmışız.

Büyük de bir yemek çadırımız var. Asker yemeği yiyoruz. Birinci sınıf değil tabii ki, hele o dağ başında... Ama yaklaşık on bin askerle tayınımızı paylaştığımız için gıkımız çıkmıyor.

Açık havadayız, sporumuzu yapıyoruz, daha önce anlatmıştım, boş vakit bulursak okey oynuyoruz...

Tek sorun, tuvalet ihtiyacı. Sahra tuvaleti inşa edilmiş çadırların uzağına.

ALTTAN HAVADAR

Bilmeyenler için anlatayım, sahra tuvaletinin ne olduğunu. Portatif bir baraka. Üç tarafı duvar, bir de kapı. Yerden şöyle 10-15 santim yüksek, oturanın altından rüzgarlar esiyor. Toprağa bir çukur kazılmış, üzerinde tahtadan mütaharrik (mobil) bir alaturka tuvalet yapılmış, çapraz tahtaların ortasında delik. Yanında bir ibrik su. İşini gören, iki kürek toprak atıyor deliğe. Tuvalet dolunca da, toprak iyice örtülüyor ve sahra tuvaleti iki üç metre öteye taşınıyor.

Hepimiz bu tuvaletleri kullanıyoruz.

Bir ara, kapıdaki nöbetçi içeri girdi, “Komutanım Osman Onbaşı sana bir şey söylemek istiyormuş” dedi.

Osman Onbaşı tuvaletçi. Girdi içeri, esas duruşta, kasketini göğsüne bastırmış:

- Gomutanım, sana bir maruzatım vardır! (Komutan demeyi bilmez ama “maruzat” lafını hemen öğrenir.)

- Söyle bakalım!

- Bu Ş... Asteğmen’den şikayetçiyim Gomutanım!

Lahavle, dedim içimden, yine ne oldu? Bunlara ceza mı verdi, fazla nöbet mi yazdı?

Adet yerini bulsun diye bir fırça çektim önce:
 
- Sen kimsin lan komutanından şikayetçi olacak?

Ama merak da ediyorum bir taraftan:

- Söyle bakalım, ne yapmış Ş... Asteğmen?

- Ya Gomutanım ya, bu asteğmen çok  ..çıyo biliyon mu!

Güler misin ağlar mısın!

- Sana ne oğlum, adamın keyfinin kahyası mısın! Ne olmuş çok tuvalete gidiyorsa?

- E iki günde bir doluyo Gomutanım. O kuçuru kim kazıyo sanıyon?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!