Bilimkurgu bekleyenler hayal kırıklığına uğrar

Güncelleme Tarihi:

Bilimkurgu bekleyenler hayal kırıklığına uğrar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2006 15:53

Haftanın yeni filmlerinden biri Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nı da çekmiş olan Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron'un imzasını taşıyan Son Umut. Hürriyet yazarı İngiltere’nin Hollywood’u sayılan, Pinewood Stüdyoları’nda filmin başrol oyuncularından Clive owen ile konuştu.

Haberin Devamı

İngiltere’nin Hollywood’u sayılan, Pinewood Stüdyoları’nda, Son Umut filminin setindeyim.Kamera arkasındaki isim en gizemli ve de benim en sevdiğim Harry Potter filmi olan Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nı çekmiş olan Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron. Onun eşliğinde bir set gezisi yapıyorum.

Filmde Theo’nun arkadaşı Jasper’ın evi ve onu içine alan orman aslında Pinewood’daki stüdyolardan birinin içinde bulunuyor. Tamamen suni bir ağaçlar topluğu var evin etrafında. Ve derken bu aslında yapay ama filmde son derece gerçek görünen ormanın ucunda filmin başrol oyuncusu Clive Owen görünüyor.

Son Umut, insanoğlunun üreyemediği, terörizm, hava kirliği ve ayaklanmaların arttığı yakın gelecekte geçiyor.

Owen filmde yıllar sonra hamile kalmayı başarabilmiş tek kadını güvenli ellere teslim etmek için çaba harcayan eski bir eylemci rolünde.

Zaten kendisi de filmin depresif ve karanlık havasına son derece uygun bir şekilde giyinmiş. Üzerinde neredeyse film boyunca çıkarmadığı kahverengi ceket pantolon ve koyu renk gömlek var.

Sakallar hafif uzamış. Rol gereği saç baş da dağınık halde.

Setin başlamasına az süre kalmışken, kısa bir röportaj yapmak üzere, çekimler arasında dinlenmek, banyo yapmak, uyumak ve giyinip, soyunmak için kullandığı karavanına gidiyoruz. O etkileyici sesiyle, “Güzel kahve yaparım, ister misin?” diyor. Ne demek. Karşımdaki Clive Owen, elinden ne olsa içilir. Ve biz kahveleri yudumlarken, röportaj başlıyor.

Haberin Devamı

Children of Men’e (Son Umut) geçmeden önce, yeni Bond siz olun diye çok dua ettiğimi söylemek istiyorum. Adınız Bond adayları arasındayken rolün Daniel Craig’e gitmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Gerçek şu ki yeni James Bond olmam için bana resmi bir teklif gelmedi. Çeşitli yerlerde adımın geçtiği doğru ama ben yapımcıların ağzından böyle bir şey duymadım. Zaten Bond filmi ile aynı zamanlara denk gelen üç ayrı projede yer alacağımı bildirdiğimde doğal olarak kendimi dışarıda bırakmış oldum. Bu tercihimden dolayı da son derece mutluyum. Ayrıca şunu da açık yüreklilikle söyleyebilirim ki Daniel Craig çok yetenekli bir aktör. Kendisinin James Bond için doğru tercih olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bond olmak için yanıp tutuşmadığınız belli.Peki oynamak için can attığınız bir karakter yok mu sizin?
-Benim için önemli olan doğru yönetmenle çalışmak. Senaryo ve rolüm sonradan geliyor. Ve film seçerken hep içgüdülerime güveniyorum. İnanırsam, ağzımdan evet çıkması uzun sürmez. İkilemleri olan, ne yapacağı önceden kestirilemeyen karakterleri canlandırmaktan hoşlanıyorum. Hiçbirimiz sadece iyi, kötü ya da siyah, beyaz değiliz çünkü.

Son Umut bizleri karanlık ve acı dolu bir geleceğe götürüyor. Filmde ne bulacak izleyiciler?
-Film günümüzde de var olan kısırlık, göç, terörizm, çevre kirliliği gibi sorunları geleceğe taşıyor. Üstelik tüm bu sorunlar daha da vahim boyutlara gelmiş. Son Umut gelecekte geçmesine rağmen günümüze ait, hepimizi ilgilendiren konuları işliyor aslında.

Haberin Devamı

20 YIL SONRASININ DÜNYASI ŞİMDİKİNDEN DAHA KÖTÜ

Bilimkurgu bekleyenler hayal kırıklığına uğrar

Sonuçta karşımızda bir roman uyarlaması var. Senaryo, P.D. James ’in romanından ne kadar farklı?
-Ana tema aynı olsa da film kitaptan çok farklı. 18 yıldır kimsenin çocuğu olmamış ve filmin kahramanı hamile kalmayı başarmış olan kadına kol kanat germek zorunda. Ama Alfonso Cuaron şu anda yaşadığımız dünyanın tüm sorunlarını çok iyi değerlendirerek olayların nereye gideceğini iyi hesapladığı bir film koyuyor önümüze. İnsanlar Son Umut’un bilimkurgu olduğunu düşünürlerse hayal kırıklığına uğrarlar. Tam tersi bir filmle karşılaşacaklar çünkü. 20 yıl sonrasının dünyası şu andakinden çok daha kötü olarak resmediliyor bu filmde.

Alfonso Cuaron gördüğüm kadarıyla her detayla ilgilenen, titiz bir yönetmen. Onu bir de sizden dinlesek?
- Alfonso sizin de söylediğiniz gibi her seti titizlikle hazırlayan, her detayla birebir ilgilenen bir yönetmen. Öyle uzun planlar çekiyor ki, kendinizi tüm olan bitenin, çatışmanın içinde dans ederken buluyorsunuz. O uzun planlarda yanlış yapmak istemiyor insan. Hem onun emeğine acıyorsunuz hem de doğrusu aynı sahnenin bir kez daha hazırlanması için saatlerce beklemek yerine bir kerede bitirmek işinize geliyor. Kimse tüm o hazırlıkları mahveden kişi konumuna düşmek istemiyor.

Onun en çok hangi özelliğini seviyorsunuz?
-Pek çok sahnede kamerayı sırtıma dayayıp, o dünyayı benim gözümden anlatması hoşuma giden özelliklerden biri. Bunun sinema açısından çok etkileyici bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Pek çok yönetmen kahramanın yüzünü gösterip, bu adam ne kadar acı çekiyor, bakın görün, derken, Alfonso benim ötemdeki dünyayı gösterip, genel bir resimden bakıyor olaylara. Theo’yu içinde bulunduğu dünya ile birlikte sunuyor izleyiciye. Bu resimler sayesinde anlatmak istediğini mükemmel anlattığını düşünüyorum.

Haberin Devamı

PARMAK ARASI TERLİKLE DOLAŞAN BİR KAHRAMAN

Canlandırdığınız karakteri nasıl tanımlarsınız?
-Theo kendi haline, içine kapanık bir karakter. Umudunu yitirmiş, yaşadığı dünyaya inancı kalmamış biri. Hikaye ilerlerken onun umutlarının da yeniden doğduğuna tanık oluyoruz.

Theo, o her ne kadar kendiyle övünmüyor olsa da, bir kahraman. Ama farklı bir kahraman, öyle değil mi?
-Hem de nasıl. Hiçbir zaman doğru dürüst ayakkabılar giymiyor mesela. Parmak arası terliklerle dolaşan bir kahraman düşünebiliyor musunuz? İşte Theo böyle bir kahraman. Aksiyon sahnelerinde terlik giyiyor. Bu bile Cuaron’un klişe bir kahramandan uzak durmak istemesinin ufak ama net bir örneği. Ben şu anda bitkin, yorgun, alkolik bir kahramanı oynuyorum.

Sizi daha fazla yormayayım o zaman. Kahve ve röportaj için teşekkürler. Umarım bir gün yolunuz düşer, iş ya da tatil için ülkemize gelirsiniz.
-Umarım. Ben teşekkür ederim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!