Balığın yağını ateşte öldürmeyin

Güncelleme Tarihi:

Balığın yağını ateşte öldürmeyin
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2010 00:00

Nordic Naturals, balıktaki Omega 3 yağ asitleri konusunda uzman bir şirket. Patronu Joar Opheim, “Eğer haftada üç kez balık yiyorsanız yeterli Omega 3’ü de alıyorsunuzdur ama pişirme yöntemine dikkat edin” diyor. Şirket balık yağı üretirken, avlanma kotalarından balıktan çıkan ağır metalleri yok etmeye kadar, her alanda çevreci bir yaklaşım izliyor

Joar Opheim’ın kurucusu ve CEO’su olduğu Nordic Naturals, Omega 3 yağ asitleri yani balık yağı üretiyor. Hamilelere, büyüklere ve çocuklara yönelik 150 değişik ürünleri var. Ürünleri yakında Türkiye’deki eczanelerde de satılacak. Opheim’ın balıklara yakınlığı Norveç’te doğduğu Kuzey Kutup bölgesindeki Bodo şehrinden geliyor. Fen bilimleri okumuş ve ABD’de mastır yapıp bir süre Silikon Vadisi’nde çalışmış. 1995’te Nordic Naturals’ı kuran Opheim, sadece balık yağına odaklanarak en iyisini yapmaya çalıştıklarını söylüyor. İşte Omega 3 uzmanından balık ve balıkyağıyla ilgili bazı gerçekler:

ÇOCUKLAR İÇİN TEMEL

EPA ve DHA, Omega 3 yağ asitlerinden ikisi. İleriye yönelik hastalık riskini azaltmanız için hepimizin her gün toplam 500 mg EPA ve DHA’ya ihtiyacı var. Beyin DHA’nın en yoğun bulunduğu organ. Yüzde 21’i saf DHA ile kaplı. Hamile kadınlarda bu seviye dramatik olarak aşağı iniyor. Bebeğin büyümesi, sinir sistemi, bağışıklık sistemi ve beynin oluşumu sırasında DHA’ya çok ihtiyaç var. Çocuklar Omega 3 almazsa en iyi şekilde gelişemiyor. Bu durum; Omega 3’ün neden temel yağ asidi olduğunu da açıklıyor.

BALIĞI ÇOK PİŞİRMEYİN

Eğer haftada 3-4 kez balık yiyorsanız ekstra Omega 3 almanıza gerek yok. Tabii ne tip balık yediğiniz ve pişirme şekli de önemli. Balığı çok fazla ısıya maruz bırakmamalısınız. Yoksa içindeki Omega 3’ü trans yağa çevirirsiniz. Norveç’te balığı 5 dakikada ateşten alıyoruz. Örneğin İngilizler’in meşhur ‘fish and chips’ (balık ve patates kızartması) yemeğindeki balıkta herhangi bir Omega 3 kaldığını sanmıyorum. Kaynatıp çorbasını yapmakta sorun yok ama beş dakika kaynatmak yeterli. Balık zaten dördüncü dakikadan sonra pişer. Çiğ kalmaması için, kalın balıkları ince ekmek dilimleri gibi keserseniz daha iyi pişer. Izgara veya tavada çok yüksek ateşte kızartırsanız balığı kaybedersiniz.

KÜBA’NIN TAŞI TOPRAĞI OMEGA 3

ABD’de toplumun yüzde 45’inde Omega 3 eksikliği var. Küba’daysa Omega 3 eksikliğini çok nadiren görürsünüz. Küba’da bir araştırma yaptım ve şoke oldum diyebilirim. Küba her zaman organik tarım yaptı. Suni gübre ve böcek ilaçları kullanmadı. Büyük şehirlerde bile tarım yapılıyor. Çimeni alıp test ederseniz içinde Omega 3 bulursunuz. Bunu yiyen ineğin et ve sütünde de var. Eskiden tüm dünya böyledi ama Küba’nın son örneklerden biri olduğu söyleniyor. Endüstrileşmiş ülkelerde bunu asla göremezsiniz.

KILIÇBALIĞI YERİNE HAMSİ

Sardalya ve hamsinin denizdeki miktarı fazla. Uzmanlar kılıçbalığı ve ton balığı gibi nesli tehlikeye giren büyük balıklar yerine sardalya ve hamsi yememizi tavsiye ediyor. Balık çiftiklerinden asla balık almam, ne iş ne de yemek için... Omega 6 bitkisel yağ; ayçiçek ve mısır yağı bunu içerir. Vücutta su tutar. Bu çiftliklerin çoğundaki yemlerin içinde Omega 3’ten çok Omega 6 var. Çiftlik balıklarını da analiz ederseniz, çok fazla Omega 6 içerdiklerini görürsünüz. Doğada bu balıklarda neredeyse hiç Omega 6 olmazdı.

YUNUS DOSTU BALIKÇILAR

Norveç sürdürülebilir bir balıkçılık modeli geliştirme konusunda öncü oldu. Bir avlanma kotası var. Teknelere o yıl için tahmin edilen balık miktarına göre avlayabilecekleri limitler söyleniyor. Balıkçılık Norveç için çok önemli olduğu için kontrol şart. Tek bir balık türü bile, olması gerekenden fazla avlanmıyor. Bu sistem kopyalanıp Peru ve Şili’ye gönderildi. Tekneler verildi, etkili avlanma öğretildi. Her teknede uygun teknoloji ve GPS var. Onlar da kotalara uygun avlanıyor ve balık türlerinin geleceğini tehdit etmiyor. Firmamızda şu anda Peru’dan gelen hamsiyi kullanıyoruz. Norveç’te çalıştığımız balıkçılık şirketi, dünyada üç çevre dostu sertifikaya birden sahip olan tek şirket. ‘Friend Of The Sea’ (Deniz dostu), ‘Dolphin Safe’ (Yunus Dostu) ve ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikaları var. Peru’da da Norveçli aynı şirketle çalışıyoruz ve Norveç balıkçılık düzenlenmelerini uyguluyorlar. Çevre konusunda çok dikkatliyiz. Amerika’daki yeni merkez binamızı da tamamen yeşil bina olarak yapıyoruz.

DENİZLERDE 400 TOKSİK MADDE

Üretimde üç değişik balık kullanıyoruz: Hamsi, sardalya ve Kuzey Kutbu morina balığı. Hamsi ve sardalyanın doğada ilginç bir dengesi var. Bazen 10 yıl boyunca eko sistemde hamsi daha baskın, sonraki 10 yılsa sardalya. Bu dalgalanmayı gösteren uzun süreli çalışmalar var. Ama kimse sebebini tam olarak bilemiyor. Kuzey Kutup morinasının karaciğerini kullanıyoruz. Binamız denizin hemen dibinde, böylece ciğeri tekneden taze olarak alıyoruz. Morinayı sadece ocak-nisan arasında kullanıyoruz.
Omega 3 üretiminde ürünün tamamen taze ve saf olmasına çok önem veriyoruz. Bunun için çok efor sarfediyoruz. Laboratuvarda tazelik ve saflığın yanı sıra, okyanuslarda gezinen 400’ün üzerindeki toksik maddeden ne kadar arındıklarına bakıyoruz. Bunu yapmanın tek yolu damıtmak. Bir işlemle balığın içinde olmaması gereken yabancı maddeleri dışarı alıyoruz. Sonra defalarca test ediyoruz. Geride PCB’ler (zehirli kimyasal maddeler), dioksinler ve ağır metaller kalıyor. Bunları da çok yüksek ısıda yakmak gerekiyor. Norveç’de bu işi yapan iki şirketten biriyle anlaşmalıyız, bizim için yakıyorlar. Yani tekrar çevreye salmıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!