Bale kumpanyası gibi aile

Güncelleme Tarihi:

Bale kumpanyası gibi aile
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2010 00:00

Onlar öyle bir aile ki... Anne, baba, kızlar ve damat aynı işte. Bale, aile meslekleri! Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin en kalabalık ailesi sahne ve sahne dışındaki hayatlarını anlattı.

Haberin Devamı

İkisi de 65 yaşındaki Oğuz Özlem ve Özgül Özlem 1958’de girdikleri Ankara Konservatuarı’nda tanışıyor. Birlikte okula gidiyor, balet-balerin olarak mezun oluyorlar. Okuldaki arkadaşlıkları, işe başladıkları Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde aşka dönüşüyor, 1972’de evleniyorlar: “O zamanlar konservatuvara ayrılmış ailelerin çocukları girerdi. Aile kavramı kimsede yoktu. Özgül’le ben asker çocuğuyduk, bir iletişim oldu aramızda, yakınlaştık. Ancak Özgül büyük fedakarlıklarda bulundu benim için. Turnelere gittim, hep yalnız kaldı. Hiçbir zaman ‘aman gitme’ demedi, hep destekledi” diye anlatıyor Oğuz Özlem.
İki kızları oluyor Özlem çiftinin: Almula ve Bleda. “Hiç istemememize rağmen çocuklarımız kulislerde büyüdü, anne karnında baleyi öğrendiler” diyor Özgül Özlem. Şimdi 31 yaşında olan Almula sahne tozunu ilk kez dört yaşında yutuyor. Deli Dumrul’da başroldeki babasına sarılıyor. O günden sonra sahneden inmiyor. “Benim de ailem gibi balerin olmamda şaşılacak bir şey yok” diyor Almula: “Annemle babamdan dolayı çocukluğum bale salonlarında geçti. Onların temsilleri olurdu. Biz de tüm provalara giderdik; sahnelerini, performanslarını izlerdik. Kimse ‘balerin olmak ister misin?’ diye sormadı. Hayatın akışıyla baleye yöneldim; konservatuvara girdim.”

Haberin Devamı

KÜÇÜK KARDEŞ DE BALE YOLUNDA

Konservatuarı başarıyla bitiriyor Almula. Oğuz Özlem için şaşırtıcı bir gelişme değil bu: “Küçüklüğünde müzik duyunca hoplayıp zıplardı. Genler işliyor tabii, bilgisayar mühendisi olmasını beklemiyorduk.” Bu arada Almula’nın hayranları arasında yedi yaş küçük kız kardeşi Bleda da var. Başarılı bir balerin olma yolunda ilerleyen Almula’yı örnek alarak balerin olmaya karar veriyor.
Anne-baba başta hiç istemiyor küçük kızlarının da balerin olmasını: “Bale, madencilikten sonra dünyadaki en zor meslek. Terminolojik bale hareketleri dört asırda oluşmuş, sürekli prova gerekiyor. Üstelik 10-12 yıl eğitim gördükten sonra mesleği yapma süresi çok kısa: 35, en geç 40 yaşında bitiyor. Ayrıca Türkiye’de iyi bir balerin-balet olmak için gereken şartlar çok zor. Yüzlerce kişi konservatuvarlardan opera, tiyatro ve bale sanatçısı olmak için mezun oluyor. En büyük hayalleri profesyonel olup sahneye adım atmak. Bu, senelerce mümkün olmuyor çünkü kadro imkansızlığı var. Aileler çocuklarının kariyerleri için endişeleniyor. Bu endişeyi Almula’yla yaşadığımız için Bleda’nın da balerin olmasını hiç istemedik.”
Ancak Bleda itirazlara boyun eğmeden ısrar ediyor: “Yapacağım diye tutturdum ve başardım. Zorlukların farkındayım. Zaten sevilmeden yapılacak bir şey değil. Bence on sene uğraştıktan sonra bırakıp gidilecek şey değil.”

Haberin Devamı

BLEDA HAMBURGERİ BİLMEZ

Özlem çifti için balerin olmayı seçen kızlarını desteklemekten başka çare kalmıyor: “Kararlarını verdikten sonra elimizden geldiği kadar her şekilde destekledik. Bu işi bildiğimiz için beslenmelerinden, uykularına her şeye destek olduk. Balerinlerin hayatında asker disiplini olmalı. Bu hayatı öğrettik onlara. En önemli konu beslenmeleri. Harcadıkları enerjiden dolayı iyi beslenmeleri gerek; aynı zamanda kilo almamaları lazım. Eve börek, mantı hiç girmez, hep sebze-meyve ve ızgaralar olur. Çocuklarım hayatlarında hiç reçel yemedi. Reçel, yanmış şeker. Onun yerine bal ve pekmez yemelerini söyledim hep. Çocukları nasıl alıştırırsanız öyle devam eder. Bleda, hamburger nedir bilmez, hiç yemedi...” diye anlatıyor evdeki hayatı Özgül Özlem.
İşi bilen ebeveynlerle büyümenin yararlarıyla birlikte sıkıntılarını da yaşamış kızlar. Almula, en ufak bir hataya kızdığı için provalarına babasının gelmesini istemezmiş. Ancak Oğuz Özlem bunun önemli olduğunu vurguluyor: “Onlara hep en iyiyi, olması gerekeni anlatmaya çalışıyorum. Aramızda kırıcı diyaloglar geçmez, yapıcı eleştirilerde bulunuruz.”

Haberin Devamı

AİLECE SÜREKLİ OPERADA

Uzun eğitimler sonunda Almula başbalerin, Bleda solist balerin oluyor. “Sürekli operadayız” diye anlatıyor Özgül Özlem: “Sırf ben dans etsem neyse. Çok riskli bir iş aslında bale. Mesela tek ayak üstünde dönüyor. Seyirci anlamıyor ama her hareketi ben biliyorum; hangi ayak nereye gelecek, sonraki adım nasıl olacak... Hatasını gördüğümde izlerken kan ter içinde kalıyorum, düşecek diye. Önce kocamla başladım endişelenmeye. Onu kulisten seyrederken yüreğim ağzıma gelirdi. O bitti, Almula başladı. Ardından Bleda geldi. Artık her gösteriyi izlemeye dayanamıyorum.”
Almula annesine bu endişeyi yaşatırken, kendisi de aynı endişeyi yaşıyor: “Annemler beni izlerken hep heyecanlanıyor. Aynı şeyi ben de kardeşimi izlerken yaşıyorum. Sahnede solo yaparken ya da bir performans sergilerken yerimde duramıyorum. Kendi heyecanımı bir kenara bırakıp Bleda’ya bakıyorum; hangi hareketi nasıl yapıyor diye. Gösterileri gönül rahatlığıyla izleyemiyorsunuz.”

Haberin Devamı

ÜSTÜNE BALET DAMAT

Bu arada Almula aileye bir bale sanatçısı daha katıyor, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin başbaleti Volkan Ersoy ile evleniyor: “Volkan ile 5 yaşımızda Ankara’daki Çocuk Balesi’nde tanışmıştık. 15-20 yıllık tanışıklığımız vardı. Aynı yerde çalışıyorduk; Kuğu Gölü, Uyuyan Güzel ve Don Kişot gibi çok sayıda eserde birlikte rol aldık. Oyundaki aşkı seyircilere yansıtabilmek için o duygusallığı yaşamak gerekiyor. Don Kişot sırasında aramızda arkadaşlık aşka dönüştü ve evlendik.”
Anne-baba eve balet damat gelmesinden memnun olmuş: “Bizim camiada operacının operacıyla, balerinin de baletle evlenmesi çok normal. Bu sayede çok rahat bir ilişkileri olur. Düşünsenize, kızlar sabahtan geç saatlere kadar çalışıyor. Turne için şehir dışına gidiyorlar, sürekli yorgunlar. Böyle bir hayatları varken, dışarıdan biriyle anlaşmaları güç. Aynı hayatı yaşamaları gerekiyor. Üstelik sahneye çıkıyorlar, partnerleri kaldırıyor, indiriyor... Bunu anlayabilmek için sanat camiasından olması şart.”
Durum böyle olunca Özlem çifti damatlarını sonuna kadar destekliyor. Tek üzüntüleri, başbalet Volkan Ersoy’un dansı erken bırakması. Oğuz Özlem 43, eşi Özgül Özlem’se 54 yaşına kadar devam etmiş. Volkan Ersoy 35 yaşında ve Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin direktörü. Başbalerin eşi Almula, solist balerinlerden biri de baldızı Bleda.

Haberin Devamı

16 AYLIK YENİ BALET

Almula Özlem Ersoy için kariyerinin en zor dönemi baleye bir buçuk yıl uzak kaldığı hamileliği: “16 aylık oğlum Kuzey’in doğumundan sonra sahneye geri dönüşüm gerçekten zor oldu. Kiloları verip, eski performansıma kavuşmam yedi ayımı aldı. Bir yandan çocuğu emziriyordum, bir yandan provalar... Sürekli yorgundum. Ancak tabii Kuzey bir öpücük verdiği anda her şeyi unutuyorum! Şimdi işler rayına oturdu.”
Özgül Özlem kızının genç anne olmasının daha iyi olduğunu düşünüyor: “Vücudu çabuk toparladı. Üstelik Almula hamileliğinde 38 kilo almıştı! Onu çok uyarmıştım dikkat etsin diye ama ‘hayatımda ilk defa istediğimi yiyorum’ diyordu. Eski performansına kavuştu, yine başrolü oynuyor şu anda.”
Almula, Kuzey’in de balet olma yolunda ilerlediğini söylüyor: “Anne-baba bale hayatının içinde. Kızlar da balerin. Ben de bir baletle evlenerek ailemizin geleneğini devam ettirdim. Oğlum bale figürlerine başladı bile! Küçük bir kumpanya gibiyiz...”

NORMAL İNSAN GİBİ KONUŞAMIYORUZ HER KONU BALEYE BAĞLANIYOR

Ailece sahnede olmanın sıkıntıları bazen günlük hayata da yansıyor. Almula Özlem Ersoy, “Provalara eşim de girdiği için, gün sonunda provalardaki hataları ve olayları konuşuyoruz. Bale muhabbeti asla operada kalmıyor, devam ediyor. Bazen tüm aile, annem-babam birlikteyken çok sıkıcı olabiliyor; oturup da normal insan gibi konuşamıyoruz. Her konu baleye bağlanıyor Bugün sokakta şöyle birşey gördüm diyorsunuz, bir anda konu hop, tekrar baleye geliyor. ‘Bu performans şöyle olsaydı, şunun durumu da şöyle’ diye sürekli bale konuşuyoruz. Masada babam ‘Al ceviz ye, yarına prova var’ diyor, yeniden başlıyor konuşma... Uzak kalamıyoruz. Senelerdir yaşamımız bu. Bale zor bir meslek olduğu için tüm hayatınızı adapte etmeniz gerekiyor; yemeğiniz, içmeniz, uykunuz. Dışarıdaki hayatı hiç bilmiyoruz ki.” Baba Oğuz Özlem de durumu doğruluyor: “Aslında eve gelince kesilmeli bale konusu.” Ancak anne Özgül Özlem hemen araya giriyor: “Genelde sen başlatıyorsun konuşmayı!”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!