Bakireler cumhuriyetinde kapalı devre

Güncelleme Tarihi:

Bakireler cumhuriyetinde kapalı devre
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2011 00:00

Bodrum’un yeni gözdesi Haremtan Koyu’ndaki Virgin Hotel ve mütemmim cüzleri. Gündüz Bianca Beach Club, akşam Levendiz Meyhanesi’nde yemek, gece Arena’da konser, sabaha karşı My Pavyon’da canlı müzik, sabah ya Piyasa’da ya da Ceramic diskoda dans... Hepsi kapalı devre bir arada. 7x24 birinden çıkıp diğerine geçiyorsunuz. İşte 5 N 1 K’lı kısa bir Virgin Hotel-Bakireler cumhuriyeti rehberi

NE?: Cenk Eren’i bu kadar popüler yapan...

Cenk Eren’i nasıl bilirsiniz? Bodrum’a gidince anladım ki, meğer ben hiç bilmezmişim. Sokakta neredeyse yürüyemiyor, akşamları sahne aldığı My Pavyon tıklım tıklım. Çoğunluk kadın kadına masalar. Programa daha ağır şarkılarla başlıyor, sonra hızlılara geçiyor. Repertuvarının vazgeçilmezi Kayahan’ın ‘Sabahlar Uzak’ şarkısı. Söylerken garsonlar servisi kesiyor, salondan çıt çıkmıyor. Canlı şarkılarda dans-göbek de mevcut tabii ama kalabalığın sosyetikliğinden pek öyle masa üstüne çıkan olmuyor. Masaüstü eller havaya sevenler saat 01.30’da başlayan programın 03.00’te bitmesini beklemek zorunda. Çünkü nasıl bir sevgiyse insanlar hala Cenk Eren’e doymamış oluyor, hep beraber eğlenceye devam etmek için Piyasa’ya geçiyorlar. Yabancı müzik tercih edenlerin alternatifiyse yine otel bünyesindeki Ceramic disko. (252) 316 60 93.

NEREDE?: Bodrum’un en güzel manzarası...

Virgin Otel, Bodrum Kalesi’ni cepheden gören bir tepenin üzerine kurulmuş. Otelin damı diyebileceğimiz teraslardan birine de İstanbul’un meşhur meyhanesi Levendiz kondurulmuş. Kendinizi bıraksanız Hezarfen gibi süzülüp karşıdaki kaleye konacağınız hissini veriyor manzarası. Şarkıcı Rita ve arkadaşlarının söylediği müzikler gibi mezeler ve yemekler de Ege’nin iki yakasından ortaya karışık. Ama erken gidip erken kalmak lazım, bakireler cumhuriyetinde geceler çok uzun. (252) 316 60 93.

NASIL?: Emre Ergani para kazanıyor...

Bu yaz hem Çeşme’deki 7800 isimli beach club’ı hem de Bodrum’daki Bianca Beach’i işleten Emre Ergani doğal olarak ikisinin arasında mekik dokuyor. 7800’ü bilemem ama Bianca’da işler pek iyi gitmiyor. Boş mu? Haşa! Ünlüsü bol mu? Ziyadesiyle! Ama servis yüzüyor... Beach Club’ta havlu bulunamıyor mesela. Bir limonata siparişi bir saat, içine votka kattırmak iki saat sürüyor. Allah aşkına siz söyleyin: Bir tabağa iki domates, iki salatalık, iki çeşit reçelle peynir koymak ne kadar alır? Kahvaltı tabağı masanıza geldiğinde gün batmaya başlamış oluyor. Bütün bunların üstüne, derdinizi anlattığınız garson sizi ikinci tekilden azarlıyor... Önder Bekensir işlerin başında. Ama Demet Akalın orada olduğu sürece sanırım dikkati dağılıyor ve işler bu hale geliyor. (252) 316 61 05.

KİM?: Sezen Aksu’yu protesto etti...

Antik tiyatro artık kullanılmadığı için beldenin en popüler konser mekanı yine Virgin Hotel içindeki 4 bin 500 kişilik Bodrum Arena. Arena’da geçen hafta Sezan Aksu konseri vardı.
Gittik tabii...
Konser başladı, Sezen Aksu sahneye geldi, haremindeki padişah rahatlığıyla şarkılarını terennüme girişti. Ahali her zamanki gibi eski şarkılarına eşlik edip, yenilerine gönül indirmedi.
Buraya kadar onlarcasına gittiğim klasik bir Sezen Aksu konseri...
Fakat şöyle ilginç bir durum var: Kadın sahneden “Nasıl yeni parçaları beğendiniz mi” gibi laflar ettikçe, derinlerden “yetmez ama eveeeeet” diye kinayeli bir ses geliyor.
Belli ki ‘eski Türkiye’nin Minik Serçe’sinin iflah olmaz bir romantiği, ‘yeni Türkiye’nin yeni Sezen’ini’ kendi dilince protesto ediyor. Acılı bir aşığın sitemi gibi: İçten ama yersiz, haklı ama nafile...
Gerçi bunu da Sezen’den daha iyi kim anlayabilir ki? Ben sana küsüm aslında haberin yok durumunu yani...
Aksu protestoyu duydu mu bilinmez fakat o ses, sanki benim de kalbimden geçiyor, içimde birikiyor, duramıyor, sahneye doğru püskürüyor.
Sonra yanımdaki arkadaşlarımın müdahalesiyle kendime geliyorum ve fark ediyorum ki başka kimseden değil, o ses benden geliyor!
Allahım sen aklımıza mukayyet ol, n’olacak bu deli gönüllerimizin Sezen’le aşk nefret ilişkisi?

NE ZAMAN?: Bakireler cumhuriyetini terk etmeli...

* Meyhaneden konsere, diskodan plaja ring yaparken aynı bakışlarla birkaç kez karşılaşmış ve her seferinde bakışma süreleri uzamaya başlamışsa
* Bir kadeh orada, bir kadeh burada derken bünye alkole doymuş ve içinizde sürekli bir masaj yapma/yaptırma isteği uyanıyorsa
* Kendinizi en serbest, en başına buyruk hissettiğiniz anda, meraklı gözler MOBESE tadı vermeye başlamışsa
* Rüzgar kaslarınızı, güneş kemiklerinizi ve müzik ruhunuzu esir almış, kontrolünüz dışında şeyler söyletip yaptırıyorsa
* Ve İstanbul’a dönüşte hala bir ilişkiniz olsun istiyorsanız artık Virgin dünyasını terk etme zamanı gelmiş, bekaretiniz cidden tehlikede demektir. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsa tabii...

ÇEŞME’DE BU YAZ

Alaçatı’nın Küçük Tayyip’i
Çeşme’nin gündemi Alaçatı’ya yapılan yeni Venedik Evleri. Sokakta, kafede, hatta forumlarda bile bu proje tartışılıyor. Rüzgarı keseceğini söyleyen de var, teknelerden sörfçülere yer kalmayacağını iddia eden de. Proje için son olarak devasa bir yol yapımına başlamışlar. Ben de gördüm, hakikaten havaalanı olarak da kullanılabilir. Venedik Evleri’nin içinden kanal falan da geçeceği için Çeşme’nin bitirimleri bu çılgın projesinden dolayı belediye başkanı Faik Tütüncü’ye ‘Küçük Tayyip’ lakabı takmışlar.

Monk’ta Della rüzgarı
Çeşme Marina’daki Monk, biraz da yeni marinanın rüzgarıyla tabii, geçen yazın en popüler restoranı olmuştu. Monk, merkezi konumu, şahane manzarası ve yemekleriyle bu yıl da iddialı ama en büyük kozu Della. Della, Teksaslı bir cazcı. Ama sesi popa da rock’a da gidiyor ve sahnede tam bir büyücü. Gözünüzü üzerinden alamıyorsunuz; ışığı, mimikleri, ellerini ve bedenini kullanması ve seksiliğine kilitlenip kalıyorsunuz. Monk’ta bu akşam Jozi Levi Brazil Project var, Della 24’ünden itibaren tekrar sahnede. Yok eğer bu yaz yolunuz Çeşme’ye düşmezse, Della Miles’ın kadife sesini geçen hafta çıkan Monk By Babylon albümünden de dinleyebilirsiniz. Albüm, Monk’ta çıkan sanatçıların şarkılarından oluşuyor. (232) 712 93 31.

İSTANBUL’DA BU YAZ

Nişantaşı achtung!

Akaretler’deki Der Die Das’ın yerine Nişantaşı ahalisinin Türkçe müzikte dans edebileceği bir yer açıldı: Kaf. Böyle Türkçe yazılacak bir de Reasürans’ın içindeki Koridor var biliyorsunuz, ama Kaf Koridor’u döver. Birçok üstünlüğü var: Mesela Koridor pasaj içinde ve basık ama Kaf’ın püfür püfür eser bir bahçesi var. Koridor, Türkçe-yabancı karışık yapıyor. Kaf sırf Türkçe. Daha akşam üzerinden itibaren sadece Sezen Aksular, Ajdalar, Tarkanlar çalıyorlar. Murat Patavi, Der Die Das falan diye niye kasmış ki? Mis gibi olmuş Türkçe mekan. Yalnız dikkat, Achtung adında bir kokteyl yapıyorlar. Soda gibi lıkır lıkır içiliyor ama öyle olduğuna bakmayın. Bir Sezen bir Achtung derken, yemek saatine kadar içli köfte gibi oluyorsunuz. Yeni açılmasına rağmen şimdiden tıklım tıklım. Burası Eylül-Ekim gibi ahali tatilden dönünce iyice patlayacak, haberiniz olsun. Ama bana sorarsanız Kaf’ın asıl tadı kalabalıkta değil, görece sakin olduğu pazartesi-salı akşamları ve akşam üzerleri çıkıyor. Bira 15 lira. (212) 227 97 01.

DÜNYADA BU YAZ

Kız ne kadar güzelse o kadar hızlı uzaklaş

Harika bir otomat: Rusların özlü sözü ‘çirkin kadın yoktur, az votka vardır’ felsefesinden yola çıkarak hazırlanmış. Güney Amerika’nın en büyük bira şirketi Ambev; bar, disko ve kulüplere bu otomatlardan yerleştiriyor. Gidip üzerindeki alkolmetreye üflüyorsunuz. Alkol seviyenize göre otomatın üstündeki kız/erkeğin fotoğrafı değişiyor, güzelleşiyor. Fotoğraf ne kadar güzelleşirse, bilin ki kafanız o kadar iyi. Bu durumda otomat sizi yüzde 25 indirimli taksilerden kullanmaya teşvik ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!