Babamı özledim

Güncelleme Tarihi:

Babamı özledim
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 1999 00:00

Haberin Devamı

Deniz henüz dört yaşında. Düzce depreminde yarım saat görmese deli olduğu biricik babasını kaybetti. Her gece babasının resimlerini diziyor yere. Ağzından üç kelime dökülüyor: ‘‘Özledim be seni.’’

DÜZCE Oto galerisinde işçi olarak çalışan 28 yaşındaki Metin Şahin, 12 Kasım'daki Düzce merkezli depremde hayatını kaybetti. Şahin, bir kahvenin altında kaldığında, geride 23 yaşında bir eş ve dört yaşında bir oğul bıraktı.

Ülfet Şahin, babasız kalan yavrusuna sarılarak ‘‘Oğluma hiçbir şey hissettirmemeye çalışıyorum. Ama her şeyi anlıyor’’ diyerek ağlıyor.

Her şeyi anlıyor

Eşini depremin ertesi günü Aziziye Aile Mezarlığı'na defnettiklerini söylüyor. Bir iki gün sonra da 'Nasıl olsa anlamaz' diye düşünerek Deniz'i de alıp, mezara götürdüğünü ama oğlunun her şeyi anladığını anlatıyor. ‘‘Babasının kahvede olduğunu söyledim. Sonra da beraber mezarlığa gittik. Birden yağmurun etkisiyle çamur yığınına dönen mezarın üzerine yatmaya kalkıştı. ‘Babama sarılacağım' dedi. Yanımda duran halasına dönerek ‘Biliyor musun, benim babam burada yatıyor' diye açıklamaya çalıştı kendince.’’

Küçük adam

Deniz, dört yaşında olmasına karşın, erkek çocukların annelerinin yanında takındıkları o küçük adam tavırlarını takınmakta gecikmemiş. Babası öldüğünden beri daha sakin. Hakkı olan kaprisleri bile yapmıyor. Oyun oynarken bir koşu gelip ağlayan annesinin gözyaşlarını siliyor. Sonra yine oyununa dönüyor.

‘‘Hep böyle işte’’ diyor annesi. ‘‘Yarım saat babasını görmese deli olurdu oysa. Evin içinde pır dönen bir çocuktu. Eşim geldiğinde her yanı çığlıklar sarardı. Güreşe başlardı baba-oğul. Şimdiyse babasını sormuyor bile. Cevapları biliyor çünkü.’’ Deniz, babasının mezarına hemen her gün gitmek istiyor. Havanın dondurucu soğuğuna aldırmadan, eldivensiz parmaklarıyla mezara dokunuyor illa ki. Çadırlarına dönüşünde hep de anlatacak bir şeyler buluyor. ‘‘Dün mezardan döndüğünde, ‘Biliyor musun ben babamı çiğnedim' dedi bana’’ diyor halası, ağlasın mı gülsün mü bilemeden.

Her akşam annesinden ‘Hani babamın resimleri' diyerek babasının resimlerini istiyor. Sonra da çadırın bir köşesine gidiyor, herkese arkasını dönüp tüm resimleri yere diziyor.

Annesi Ülfet, gözyaşları hıçkırıklara dönüşmüş bir halde, ‘‘Her resmi önce eline alıp yakından bakıyor, sonra öpüp tekrar yerine koyuyor’’ diyor. Ama onu en çok yaralayan oğlunun dudaklarından dökülenler.

‘‘Babasının yere dizdiği resimlerine bakıyor uzun uzun. Sonra hepimizin duymasından korkar bir şekilde iyice eğiliyor resimlere ve ‘Özledim be seni' diyor kendi kendine.’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!