Babalar ve oğullar okulu

Güncelleme Tarihi:

Babalar ve oğullar okulu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2006 00:00

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasını görür görmez, ’Baba sen bir saatte ne kadar para kazanıyorsun’ diye sordu. Yorgun adam ’Bu senin işin değil’ diye cevap verdi. Çocuk üsteledi: ’Babacım lütfen, bilmek istiyorum.’ Adam dayanamadı, ’Madem o kadar çok merak ettin, 20 milyon’ diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk ’Peki bana 10 milyon borç verir misin’ diye sordu. Adam sinirlendi, ’Benim senin saçma oyuncaklarına ayıracak param yok. Derhal odana git’ dedi. Çocuk sessizce odasına gitti. Adam ’Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder’ diye düşündü.

Bir saat sonra adam biraz sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, ’Belki de gerçekten lazımdı...’ Yukarı çocuğunun odasına çıktı. Yatağında yatan oğluna ’Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve zor bir gün geçirdim’ dedi. Çocuk sevinçle zıpladı, ’Teşekkürler babacığım.’ Hemen yastığının altından bir tomar buruşuk para çıkardı ve saymaya başladı. Baba sinirlenerek, ’Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?’ dedi. Çocuk hiç beklemediği bir cevap verdi: ’Param vardı ama yeterince yoktu.’ Mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı: ’İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini satın alabilir miyim babacığım?’

Bu hikaye internette dolaşan maillerden biri. Az sonra okuyacaklarınız bu hikayeyle birebir ilgili. Babasını haftada bir gün görebilen oğullardan, çalışmaktan oğullarının nasıl büyüdüğüne şahit olamayan babalardan bahsedeceğiz. 1989’dan beri yaz okulları, gençlik kampları düzenleyen Geleceğin Yıldızları firması beş yıldır, yılın belli dönemlerinde "Babalar ve Oğulları Kampı" düzenliyor. Günün 24 saatini çok nadiren bir arada geçirebilen babalar ve oğullar üç gün boyunca hiç ayrılmıyor.

Anne, eş, kardeş yok. Birbirlerini keşfediyorlar. Babalar ne kadar güzel bir şeye sahip olduğunu hatırlıyor, oğullar babanın da en az anne kadar şefkatli olabileceğini anlıyorlar. Kartopu, spor, dans, şarkı, doğa gezileri, babalar takımı-oğullar takımı yarışmaları ve günün her anı unutulmaz sürprizlerle dolu kamp, baba oğul iletişiminde yeni bir dönem başlatıyor. Anneliğin içgüdüsel babalığın öğrenilen bir davranış olduğu hep söylenir. İşte bu kampta babalar babalığın ne olduğunu öğreniyor. Kampın sonuncusu 26-28 Mayıs’ta Uludağ’da yapıldı. Biz de kampa katılan babalarla konuştuk.

OSMAN GÜRER Mühendis

Oğlum artık yarım saat geç kaldığımda bile hesap soruyor

Babalar ve Oğulları kampından bir arkadaşım vasıtasıyla haberdar oldum. Haftanın altı günü, gece geç saatlere kadar çalışıyorum. Oğlumla iki tam gün geçirmek, onunla daha iyi ve daha yoğun bir ilişki kurmamı sağladı. Onun hakkında bilmediğim şeyler öğretti. Çocuklarımızın ne kadar değerli olduğunu çok iyi hatırlattı. Döndükten sonra her şey değişti desem yalan olur. Çünkü bu iş öyle filmlerdeki gibi olmuyor. Ama en azından bir adım daha attığımı, biraz daha birbirimize yaklaştığımızı hissediyorum. Oğlum da mutlu. Biliyorsunuz çocuklar sözle değil davranışla belli eder hislerini. Artık akşamları kaçta geleceksin diye daha çok soruyor, yarım saat bile geç kaldığımda bile hesap soruyor.

FERZANKIRHAN FHS Turizm’in sahibi

Birlikte uyuduk, aynı odayı dağıttık, aradıklarımızı birlikte bulamadık, kirli ellerle yemek yedik

Oğlum Kaan iki yıldır Geleceğin Yıldızları’nda yaz okuluna gidiyor. 9 yaşında. Ben turizmciyim. Ayın 15 günü seyahatteyim. Hiçbir akşam dokuzdan önce evde olamıyorum. Ben geldiğimde Kaan uyumuş oluyor, sabah uyandığımda o çoktan okula gidiyor. Oğlumun en keyifli yaşlarında yanında olamadım. Bir baktım 9 yaşına gelmiş.

Babalar ve Oğulları Kampı’na katıldıktan sonra çocuğumun işten, paradan, kariyerden çok çok daha önemli olduğunu bir kez daha anladım. Meğer ben oğlumu doğru dürüst tanımıyormuşum. En sevdiği yemeğin tavuk olduğunu zannediyorum, sosismiş. 33 numara ayakkabı giyiyor zannediyordum, ayakları büyümüş 35 olmuş. Doğum tarihini hatırlarken zorlandım. Bütün bunlar beni çok acıttı. Oysa işimle ilgili her türlü detaya hakimim. Kamp bizi çok yakınlaştırdı. Biz yürüyüş yapacağız, basket oynayacağız diye gittik. Sonuçta oğlumun bana ne kadar ihtiyaç duyduğunu, nasıl özlediğini anladım. Birlikte ne yapmak istediğimizi sordular, herkes liste yaptı, bir kağıda yazdı. Kaan’ın listesinde onlarca şey vardı. En basit şeyleri bile benimle yapmak istiyordu. Beraber yüzmek, yemek yemek, yürümek, futbol oynamak. Yaptık da...

Birlikte uyuduk, aynı odayı dağıttık, aradıklarımızı birlikte bulamadık, kirli ellerle yemek yedik. Kamptan sonra ne değişti? Otobüsle gittik. Giderken babalar bir yerde çocuklar topluca bir yerde oturuyordu. Babalar iş, politika, Türkiye’nin halleri, doların durumunu konuşurken çocuklar arka koltuklarda oyun oynuyordu. Dönüşte her-baba oğul yan yana oturuyordu. Herkes sarılıyordu. Ben artık çocuğuma daha çok zaman ayırıyorum. O uyumadan önce evime gitmeye çalışıyorum. Bundan da çok büyük keyif alıyorum. Artık oğlumu daha çok öpüyorum, daha çok sarılıyorum. Her baba bu kampa gidemez. Ben gidemeyenlere de oğullarının elinden daha sık tutmalarını öneririm. Nasıl büyüdüklerini kaçırmamak gerekiyor. İnanın işleri bir şekilde gidiyor.

Dr. CAN HİSARLI

Eczacıbaşı Holding’de yönetici, Baxter Genel Müdürü

Sevgimizi kullanmayı hatırlattılar

Bu kampın çocuğumla bana çok şey kattığını düşünüyorum. Oğlumla aramızda olduğunu hep bildiğim, hissettiğim ama çoğu zaman hayata geçiremediğim sevgimizi kullanmayı hatırlattılar.

BABUR ARSLAN Travelium Turizm’in sahibi

Eşimin yaş günü hediyesiydi

Babalar ve Oğulları kampı eşimin bana yaş günü hediyesiydi. Çok yoğun çalıştığım için oğlumla sağlıklı bir ilişki kuramıyordum. İtiraf etmeliyim ki ilk başta oflaya puflaya gittim. Ama yaşadığım en enteresan tecrübelerden biriydi. Senenin en güzel iki günüydü. Benim bir de kızım var. Kızımla ilişkilerim oğluma nazaran daha iyi. Çünkü kızım bir şekilde kendini sevdiriyor. Yarım saat kucağımda oturuyor ve hiç kalkmıyor. Oğlum öyle sıkıntılara gelemez. Onun oynamak zorunda olduğu arkadaşları ve bilgisayar oyunları var. Kamp süresince dolu dolu vakit geçirdik. Oğluma daha çok vakit ayırmaya karar verdim ama uygulayamıyorum maalesef. Hani bir yakınınızın cenaze törenine gidersiniz ve "Hayat boş, daha az çalışmalı, daha çok eğlenmeli" dersiniz ve yarım saat sonra unutursunuz ya öyle bir şey. İstanbul’a gelince bir haftada eskisi gibi olduk: Okul, iş, koşuşturma...

ACAR CANKUR

Kimya mühendisi, Kuveyt’te çalışıyor

Tadı damağımda kaldı

Yoğun iş hayatından dolayı yeteri kadar yakınlaşma ve ilgilenme imkanı bulamadığım oğlumla, bir baba olarak birlikte olmaya ne kadar ihtiyacım olduğunu bu kampta gördüm. Bu kampın tadı damağımda kaldı diyebilirim.

BORA KOÇAK Akar Rulman’ın yöneticisi

Hayatımın en güzel tesadüfü

Bozuk bir şekilde akıp giden yaşam serüvenlerimiz içine kısa süreli ama çok değerli bir hatıra ekledik. Kampa tamamen tesadüfen katıldım. Ama diyebilirim ki hayatımın en güzel tesadüflerinden birisi olarak ömür boyu içimde yaşayacak. Türkiye’de halá iyi şeylerin varolduğunu, işini yüreği ile yapan güzel insanların olduğunu sevinerek görmüş oldum.

NEDEN BABALAR VE KIZLAR DEĞİL

Niye Babalar ve Oğulları Kampı da Babalar ve Kızları değil? İşin başındaki adam, kampın direktörü Murat Gözet şöyle açıklıyor: "Çünkü biz kız çocuklarının babalarıyla daha iyi iletişim kurduklarını düşünüyoruz. Kızlar sevgilerini paylaşacak zamanlar yaratmakta daha becerikliler. Oysa erkek çocukları babalarıyla sevgilerini paylaşamıyorlar. Sarılamıyorlar, birlikte şarkı söyleyemiyorlar."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!