Atatürk için canımızı verecek duygulara sahibiz

3 saat süren bir makyajla Atatürk olan Sinan Tuzcu, ilk kez bir filmde ağladığı için çekimi kesmek zorunda kaldıklarını söylüyor.

Veda’nın Atatürk’ün hayatını anlatan diğer filmlerden nasıl bir farkı var? Projeyle buluşmanız ne kadar zaman önceydi?
-Veda için dokümantal bir yapı içermeyen, senaryosu, dramatik aksiyonu olan bir Atatürk film diyebiliriz. Zülfü Livaneli, 3-3.5 senedir bu senaryosunun yazımıyla uğraşıyordu, teklif bana geleli de  9 ay kadar oldu. Ama ben bu role 7 yaşımdan beri hazırlanıyorum diyebilirim. Her çocuk ister Atatürk olmayı. Bir yandan da sektörün içindeki kariyerinizi düşününce iyi bir rol ve çok zor bir rol. Ben açıkçası bu yaşımda gelmesini beklemiyordum, hani biraz daha ellilerimde oynarım diye bir hayalim vardı. Kısmet bugüneymiş. Elimden gelen her şeyi yaptım.

Atatürk’e benzetilen bir oyuncu olarak bu size gelen ilk Atatürk’ü oynama teklifi miydi?
-İkinci teklif. İlkini programım uymadığı için kabul edememiştim.

Veda’yı sizden dinleyelim. Nasıl bir film, hangi zaman aralığını anlatıyor? Nasıl bir Atatürk portresi çizdiniz?
-Film, Salih Bozok’un gözünden Atatürk’ün 6 yaşından öldüğü ana kadar bütün hayatını tek bir çizgi üzerinden yürütüyor. Selanik, ilkokul yılları, Rüştiye Mektebi, askeriye, Trablusgarp, Çanakkale, Anadolu’ya geçiş, Cumhuriyet devrimleri ve en son gözümüzün önünden hiç gitmeyecek Dolmabahçe sahneleri

ELİMİZDE BİRKAÇ FİLMLİK MALZEME KALDI

Bunun için tüm bir yaşamöyküsü diyebiliriz. Film belgeselden nasıl ayrılıyor?
-Hikâye, Salih Bozok’un gözünden anlatıldığı için dramatik olarak bir özdeşlik yaratılıyor. Film Salih Bozok’un başına silah dayadığı sahneyle başlıyor. Hayatını 6 yaşından beri onunla birlikte geçirmiş bu adamla özdeşleşiyoruz. O ölürse bir gün ben de ölürüm diyen Bozok hepimiz gibi. Çünkü hepimiz Atatürk için canımızı verecek duygulara sahibiz.

Veda, tarih yapraklarının ne kadarını aralıyor?
-Siz de uygun görürsünüz ki Atatürk gibi bir lideri anlatmak, belirli noktalarda çok zor. Hele bir de süreniz en fazla 130 dakikaysa. Film bittiğinde bizim elimizde birden fazla film çıkacak kadar çok görüntü vardı. Bizimki ise resmi tarihten biraz uzak biraz yakın, tam ortada bir sinema filmi oldu.

İzleyiciyi şaşırtacak ne var bu filmde? Daha önce görmemiştik dedirtecek?
-Biz Atatürk’ün annesiyle ve babasıyla ilişkisini hiç bu kadar yakından görmemiştik. Atatürk’ün çocukluğuyla ilgili hep genel geçer resmi bir bakış açısı vardı. Bunun dışında Fikriye’yle olan ilişkisi, Latife’yle olan ilişkisi, annesinin ikinci evliliğindeki tutumu onun özel hayatında bizi şaşırtıcak seyler. Bir de şunu söyleyebilirim ki, aslında çok duygusal bir adam Atatürk. Memleketi kurtarmanın ve yurdunu terk etmenin ne demek olduğunu bu filmde görüyoruz. Düşünün, Trablusgarp’a askere gidiyorsunuz, evinizi, Selanik’i terk ediyorsunuz ve bir daha oraya hiç dönemiyorsunuz. Atatürk, ev, toprak kaybetmek ne demek bunu bilerek geliyor Anadolu’ya. Sanırım bu da bizim için yeni ve önemli bir bilgi olacak.

ÇOK DUYGUSAL BİR ROLDÜ

En çok zorlandığınız sahne hangisiydi?
- Zeybek sahnesinde çok zorlandım. Zeybek, askerlerin savaÅŸa gitmeden yaptıkları bir dans. Atatürk o çok sevdiÄŸi zeybeÄŸi düğmelerini açıp dans ederek oynuyor. Tabii orada bir kartal durumu, savaÅŸa gitme durumu var.Â

İlk defa mı zeybek oynadınız?
- Daha önce ilgilenmiştim ama hiç bu bakış açısıyla oynamamıştım. 39 gün çalıştım Zeybek için. Set sırasında da çalıştım, setten geldim, dizlerim paramparça oldu. Bir de anneyle buluşma sahnesi var. Annesini İstanbul’da bir cami avlusunda buluşu var ki gerçekten ağır bir sahneydi. Aynı şekilde Fikriye’nin intiharı da zor bir sahneydi. Bu filmde duygu yoğunluğu fazla olduğu için gözlerimiz doldu, birçok kez sahneleri kesmek zorunda kaldık.

Kaç saat sürüyordu Atatürk olmak?
-Makyajı çıkartmak 45 dakika ile 1.5 saat sürüyordu. Yapması ise 3 saati buluyordu. Sonradan vücuda eklenen maddeleri yapıştırmak ve onların doğal durması için çok uğraşıldı. Burnum benim burdum değildi mesela. Sabah dokuzda başlayacaksak savaş sahnelerine, ben gece bir de makyaja giriyordum.

Çekimler nerede gerçekleşti?
-İzmir ve çevresinde, Seferihisar’dan Alaçatı’ya kadar geniş bir alanda yapıldı çekimler.