Armut halden su gölden yaşıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Armut halden su gölden yaşıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2004 00:13

Civara bir ayı barınağı yapılacağını öğrenen köylüler ‘Kaçıp hayvanlarımıza, çocuklarımıza saldırır’ diyerek önce itiraz ettiler. Şimdi Karacabey-Boğaz halkı tarlalarında fazla mahsul kaldığında, bir hayvanları mundar olduğunda barınak yetkililerini arayıp ‘Ayılara yem var gelin alın’ diye haber veriyorlar.

Fırınlar ekmek, kesimhaneler sakatat sağlıyor. Ama çok şükür onların ihtiyaçları yok. Çünkü arkalarında kapı gibi Almanlar var.

Yıllarca birçoğu ağır koşullar altında oynatıldıktan sonra Türkiye’nin çeşitli yerlerinden toplatılan 52 dansçı ayı Bursa’da kurulan barınakta tam bir sefahat hayatı yaşıyor. Çünkü Dünya Hayvanları Koruma Örgütü’nün (WSPA) projesi ile sahiplerinden toplatılan ayılar vahşi yaşama alışmaları mümkün olmadığı için kurulan bir barınakta kısırlaştırılarak koruma altına alındılar.

Projenin adı: Libearty (Ayılara Özgürlük) Maliyeti 170 milyar. Ama bu sadece kuruluş için gerekli paraydı. Bir de sürekli devam eden aylık masraflar var. Barınağın 9 milyar tutarındaki aylık masrafını Almanlar karşılıyor. 5 yıldızlı korunaktaki 52 ayı çektikleri bütün ıstıraplardan sonra armut halden, su gölden bir hayat yaşıyor.

5 hektarlık bir arazi üzerine kurulu olan tesisin işletmesi Bursa Çevre İl Müdürlüğü’ne ait. Ayı Barınağı’nın sorumlusu Orman Mühendisi Sedat Acar bir kere evcilleşen bu hayvanların bir daha doğaya salınamadıklarını söylüyor: ‘Bunları en ücra yerlere bile bıraksanız karnı acıkınca en yakın yerleşim birimine, insanlardan yemek istemeye gidecektir. Doğaya salınan evcil ayıların ancak yüzde 11’i hayatta kalabiliyor. Sayıları artmasın diye hepsi kısırlaştırıldı. Ölene kadar burada mutlu yaşayacaklar.’

Bir ayı 30 yıl yaşayabiliyor. Ama ayı barınağının sakinleri yalnız eski dansçılar değil. Doğada annesi ölmüş ya da vurulmuş sahipsiz yavrular da buraya getiriliyor. Her yıl bu tür bir-iki yeni yavru geliyor.

Yani barınak daha uzun süre açık kalacak. Ama ziyaret etmek için en güzel dönemi bu civcivli zamanı. Üstelik ziyaretler ücretsiz. Mutluluktan ne yapacağını şaşıran ayılar parktaki çocuklar gibi: Kimi havuzdan çıkmıyor, kimi ağaçta meyve topluyor, kimi kovalamaca oynuyor, kimi eşiniyor.

DUDU: BAKICISININ GÖZDESİ

Dudu, Esra Ceyhan’ın programına çıkarttığı medyatik ayı. Hayvancağız stüdyo ortamında öyle bir strese girmiş ki, barınağa geldikten sonra on gün karpuz bile yememiş. Karpuza bayılıyor. Elinde büyüdüğü bakıcısına nazı geçtiği için onu görünce karpuz için ağlıyor. Henüz iki yaşında bir erkek. Adam olmasına daha altı yıl var. O yüzden Atılgan sık sık onun karpuzlarını çalıyor, üstüne bir de tartaklıyor.

HERKES ONDAN KORKUYOR

Adı Zülfüş, dişi. İzmir Fuar’dan geldi. Bir ayağı sakat. Ama çok kavgacı. Bölümdeki bütün ayılar ondan çekiniyor. Kimsenin giremediği kocaman bir çemberin içinde tek başına besleniyor.

KIŞIN BİLE HAVUZDA

Adı Anzak ama kimse ona niye Anzak dendiğini bilmiyor. Aslında kendini kutup ayısı sanıyor. Bütün gün havuzda bir odun parçası ile yuvarlanıyor. Kışın havuz buz tuttuğunda buzları kırıp yine havuza giriyor. Ağzı yamuk çünkü çenesi dövülerek kırılmış.

HAYATA KÜSTÜ, 150 KİLO VERDİ

Langitra 8 yaşında erişkin bir erkek. Yumoş adlı genç tacını elinden alana kadar grubun lideriydi. Liderliği, hele de adı Yumoş olan birine kaptırınca depresyona girdi, yemeden içmeden kesildi. Hayvan zayıfladı, kış için hazırlanması gereken bu dönemde bir ayda 150 kilo verdi. Bunun üzerine bölümü değiştirildi.

EN SEVDİĞİ SU ŞIRILTISI

Adı Şakir. İstanbul Sultanahmet’ten geldi. Gözleri kör ve burnu koku alamayacak kadar parçalanmış. Yetkililer oynamayı öğrenmesi için kafasına vurulurken göz sinirlerinin tahrip olduğunu düşünüyor. Hayvanın ıstırabı öyle büyük ki önüne atılan yemeği bile bulamayıp hırsından kendi kollarını ısırıyor. En sevdiği şey su şırıltısı dinleyip saatlerce olduğu yerde sağa sola sallanmak. 20 metrelik yapay derenin dibinden hiç ayrılmıyor, su sesinin bittiği yerde o da duruyor.

SÜREKLİ MASTÜRBASYON YAPIYOR

Berik bir dişi. 1999 yılında Artvin’den Eva ile birlikte barınağa getirildi. Yemek yiyip su içmediği zamanlarda bütün yaptığı sırtüstü yatarak mastürbasyon yapıp, etrafta olup biteni seyretmek. Burası onun için sahte bir cennet! Çünkü herkes kısırlaştırılmış.

ARMUTLARI HALDEN GELİYOR

Ayılarla ilgilenen bakıcılar İbrahim ve Ömer İbil kardeşler Karacabeyli. Karacabey’de kendilerine ‘ayıcı kardeşler’ deniyormuş. Hayvan sevgisi olmasa aslında yapılacak iş değil diyorlar. İşleri sabah saat 8’de çevre kontrolü ile başlıyor. Sonra ayıların kahvaltısı, temizlikler, sonra da akşam yemeği faslı. Ayıların bugünkü mönüsünde 80 kavun, 6 kasa elma, 300 koçan mısır, 100 ekmek, 100 kilo balık, 100 kilo sakatat, 6 kasa armut var. Armutlar halden satın alınıyor. Ziyaretçilerin getirdiği karpuzlar da tatlı niyetine...

Ayıların Mor Çatısı LIBEARTY PROJESİ

Bursa Karacabey’deki ayı barınağı, WSPA’nın 1992 yılında başlattığı Libearty adlı bir projenin ürünü. İlk çalışmalar dansçı ayı geleneğinin yaygın olduğu Türkiye ve Yunanistan’da başlatıldı. WSPA’nın girişimleri ile Orman Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Uludağ Üniversitesi, yerel yönetimler ve Türkiye Hayvanları Koruma Derneği (THKD) biraraya gelerek bir vahşi yaşam merkezi kurdu. Bu sırada barınağın inşaatı da hızla devam etti. 120 bin dolar (170 milyar) harcanan barınak 1995’te tamamlandı. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden getirilen ayılar 5 hektarlık bu tesiste toplandı. Park, Bursa Çevre İl Müdürlüğü’nün idaresinde. Pro-Animale adlı bir Alman hayvansever kuruluşu masrafları karşılıyor. Barınağın aylık masrafı 5 bin Euro (9 milyar). 5 hektarlık bir alanı daha barınağa katmak için çalışmalar sürüyor.

ONLARI ZİYARET EDİN

Yolunuz Bursa-İzmir Yolu’nda Karacabey’den geçerse, 25 kilometre içerde, Boğaz mevkiinde Ayı Barınağı’nı ziyaret edin. Yol iyi durumda, tabelalar kafi, ahali yardımsever. Ziyaretler ücretsiz ama eli boş gitmeyin yoldan bir karpuz alın. Barınağı yazın günde 200 kişi ziyaret ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!