Andropoz diye birşey yok

Güncelleme Tarihi:

Andropoz diye birşey yok
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2006 16:09

İzmir'deki bir toplantıda konuşan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, andropoz diye birşeyin olmadığını söyledi. Andropoz kavramının, ortaya atıldığında çok sevildiğini belirten Şimşek, “Kadınlara sempatik geldi, ‘yaşasın erkeklerde de böyle bir şey varmış, menopozun karşılığı imiş’ diye. Nereden çıktı bilmiyorum. Yanlış anlamalara yol açtı. Andropoz üretilmiş ama doğru olmayan bir şey. Andropoz yok ki kelime karşılığı olsun” dedi.

Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği'nin (CETAD), avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Sağlık Bakanlığı Türkiye üreme Sağlığı Programı tarafından desteklenen proje kapsamında hazırlanan ‘Cinsel sağlık/ üreme sağlığı açısından erkekte sağlıklı yaşlanma’ dosyası, İzmir Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıda basın mensuplarına açıklandı. CETAD'ın ‘Cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında ulusal ve yerel medya yoluyla savunuculuk’ konulu projesi kapsamındaki dosyayı hazırlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türkiye Geropsikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Engin Eker ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek de toplantıya katıldı. Toplantının açılışında konuşan CETAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Proje Direktörü Psikiyatrist Doç. Dr. Cem İncesu, yaşlılığın, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sorun haline geldiğini söyledi. Yaşlı erkeklerle ilgili çalışmaların, ağırlıklı olarak ‘Cinsel birleşme sıklığı’nda yoğunlaştığını belirten Prof. Dr. incesu, “Ancak, cinselliğin duygusal yakınlığı koruma, yaşlının kendini genç hissetmesi gibi pekçok yanı var. Ve, ne yazık ki yaşlıların cinsel davranışlarıyla ilgili çalışmalar bugüne kadar ihmal edilmiş durumda” dedi.

EN BÜYÜK SORUN SERTLEŞME KAYBI

Prof. Dr. Ferruh şimşek, 45 yaşını geçen erkeklerin çoğunda cinsel işlevsel bozukluk olduğunu söyledi. 2025'te dünyada 322 milyon erkekte sertleşme kaybının olacağının öngürüldüğünü kaydeden Şimşek, sigara içiciliğinin bu sorunun oluşmasında en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti. Şu an ilaç, eksiklik varsa hormon takviyesi ve protez yöntemleriyle sertleşme kayıplarının tedavi edildiğini ifade eden Prof. Dr. Şimşek, gelecekte gen tedavisiyle hastalığa çare aranacağını söyledi. Sertleşme sorununa karşı ilaçların kullanımında kaygılar ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Şimşek, “Bu haplar doktor önerisi olmadan asla kullanılmamalı. Ağır yemek sornası kullanılmamalı. Günde bir kez kullanılmalı. Asla afrodizyak olarak alınmamalı. Oysa her çapkının gömlek cebinde bu haplardan var. yan etkileri sınırlı. Birden fazla tansiyon ilaçlarıyla kullanırken dikkat edilmeli” diye konuştu.

“ANDROPOZ DİYE BİRŞEY YOK”

Yaşlı erkeklerin sorunlarından birinin de prostat olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, “50 yaşına gelen her erkek, ailesinde prostat kanseri olan 40 yaşını aşmış her erkek yılda bir kez prostat muayenesi yaptırmalı. Ancak erkeklerin, prostat muayenesinde erkekliklerini kaybetmek gibi bilinçaltı saplantıları var” dedi. Andropoz diye bir şeyin olmadığını da belirten Şimşek şunları söyledi:

“Andropoz lafı ortaya atıldığı zaman çok sevildi. ‘Yaşasın erkeklerde de böyle bir şey varmış, menapozun karşılığı imiş’ diye. Ama böyle bir şey yok. Çünkü kadınlarda menapoz süreci birden olur. Yani birden hormonal değişiklikler olur. Üreme fonksiyonlarıyla ilgilidir, kadınlar doğurganlıklarını artık menapoz döneminde yitirirler. Ve biter bu, ani değişikliktir. Oysa bunun karşılığı erkekte yok, çünkü erkekte doğurganlık diye birşey yok. Sperm salgılama yaşam boyu ölene kadar devam ediyor. Yani azalmasına rağmen ileri yaşlarda hiçbir zaman bitmeyen bir şey. Ve hormonal değişiklikler kadınlarda östorejen kayıpları birden bire olmasına rağmen, erkekte böyle bir şey yok. Erkekte çok ağır yavaş yavaş ilerleyen bir şeydir testosteron kaybı. Dolayısıyle erkeklerde andropoz diye bir şey yok. Belki kadınlara sempatik gelmiş olabilir, tıpta da kullanıldı. Hala kullanmaya devam ediliyor ama doğru değil bu. Yaşlılıkta hormon eksikliği kavramı elbette var. Bu son derece ağır bir süreç, yıllara yayılan bir süreç. Andropoz yok ki kelime karşılığı olsun. Nereden çıktığını bilmiyorum. Böyle bir kavram birden bire çıktı ve yanlış anlamalara yol açtı. Andropoz üretilmiş ama doğru olmayan bir şey.”

“CİNSEL DOYUM GÜVEN VERİR”

Prof. Dr. Engin Eker de yaşlanmanın cinselliği yaşamaya engel olmadığını söyledi. Yaşlıların gençlere oranla kendilerini daha az çekici bulduklarını ve cinsellikten zevk alma haklarının daha az olması gerektiğini düşündüklerini belirten Prof. Dr. Eker şöyle devam etti:

“Yaş ilerledikçe ya cinselliği yaşamaktan vazgeçiliyor ya da iğrenç, çirkin ve yakışıksız bulunuyor. Oysa cinsel açıdan doyumlu bir yaşlılık. Bağımsızlık, güven duygularını yaşamasını sağlıyor ve genç hissettiriyor. Partneri olan erkeklerde cinsel birleşme sıklığı 30- 39 yaş arasında haftada bir kez iken. 90- 99 yaşları arasında olan erkeklerde sadece senede bir kez. Sertleşme yaşla belirgin olarak azalıyor. Ancak, yaşlılıkta cinsel aktivite sadece cinsel birleşme demek değil. Cinsel birleşmenin sayısı azalsa bile doyumlu cinsel yaşam mümkün.”.

“HEKİMLER DE EĞİTİLMELİ”

Prof. Dr. Eker, doktorların cinsel sağlık sorunları bulunan hastalara nasıl yaklaşacağını, hangi soruları soracağını bilemediğini söyledi. Tıp fakültelerinde bu konularda eğitim verilmemesinin büyük eksiklik olduğunu, doktorun da bu toplumun içinden çıkan bireyler olması yüzünden hastalarla benzer çekinceler içinde olduklarını kaydetti. Prof. Dr. Eker, “Yapılan bir araştırmada hastaların yüzde 38'i önce bu konuyu doktorun açmasını istiyor. Ama doktorlar da bu tür sorulara uzak duruyor. Doktorlar da eğitilmeli. Cinsel eğitim sadece gençlere ve yetişkinlere değil, yaşlılara da verilmeli. Sağlıklı bir cinsel yaşam yaşlıların da hakkı” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!