Alerjik bünyeli çocuğa kötülüğü büyükler yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Alerjik bünyeli çocuğa kötülüğü büyükler yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2011 13:07

ÇOCUK alerji uzmanı Doç.Dr. Demet Can, alerjik bünyeli bebek ve çocukların hasta olmasına, tetikleyici faktörlere karşı önlem almayan anne babalar ile vakalara ’enfeksiyon tanısı koyup antibiyotikle tedavi eden’ sağlık siteminin yol açtığını söyledi.

Anne babalar çocuklarını daha bebekken şampuanlarla, yumuşatıcılarla tanıştırdığını belirten Doç.Dr. Can, "Bebek ve çocuklarda alerjiye erken dönemde tanı koyulamıyor, gerekli önlemler alınmayınca da hasta oluyorlar" dedi.

İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç.Dr. Demet Can, Alerji Uzmanı Dr. Şule Turgut, Uzm. Dr. Şule Sözmen ve Uzm. Dr. Tekin Nacaroğlu ile birlikte kliniklerinde takip ettikleri çocuklara ve ailelerine eğitim verdi.

Doç.Dr. Can, çocukları ve annelerini ev tozundan polene, saman nezlesinden astıma kadar çeşitli alerjik hastalıklarda tetikleyici faktörleri, korunma önlemlerini ve ilaçların kullanılması konusunda bilgilendirdi. Alerjinin kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu, ancak uygun çevrenin sağlanmaması halinde bebek ve çocukların hastalanmalarının kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.

BUHAR MAKİNESİ FAYDALI DEĞİL

Doç.Dr. Demet Can, alerjinin kişinin geninde, kromozomlarında var olduğunu, eğer uygun çevre ve hayat sağlanırsa hastalığın hiç ortaya çıkmayacağını bildirdi. Vücuttaki o duyarlılığı geçirmenin mümkün olmadığının da altını çizen Doç.Dr. Can, anne babaların ve sağlık sistemin çocukların hasta olmasında büyük rolü olduğunu söyledi. Doç.Dr. Can iddialarını ve önerilerini şöyle sürdürdü:

"10 çocuktan 1’inde alerjik hastalık var. O kadar sık görülüyor. Alerjide mutlaka genetik bir altyapı, zemin var. Ama o genetik yapı eğer o zararlı maddelerle, sigarayla, hava kirliliğiyle, katkı maddeleriyle, genetiği değiştirilmiş besinlerle karşılaşmazsa ya da çocuk erkenden kreşe gönderilip mikroplarla karşılaşmazsa alerjik hastalık olmuyor ama onu hayatı boyunca taşıyor. Ama uygun kötü çevre varsa hastalık olarak karşımıza geliyor. Bebekler pırıl pırıl bakılıyor ama doğduğundan itibaren 5 tane losyon, 10 krem sürülüyor. Daha bebekken kimyasallarla tanışıyor. Hemen her doğan bebeğe ev hediyesi olarak buhar makinesi alınıyor. Evler de hep klimayla ısıtılıyor, pencereler hiç açılmıyor. Bebekler el bebek gül bebek ama çevremiz iyi değil. En kötüsü hava kirliliği. Ev içinde sigara içmemek, hatta kıyafetlerimizde bile sigara kokusunun olmaması, evin çok iyi havalandırılması gerekiyor. Sadece astım değil, diğer alerjik hastalıklar, alerjik nezle için de aynı şeyler geçerli. Özellikle bebekte cilt hastalıklarını, egzamayı önlersek bu gidişi de durdurmuş oluruz. Şampuan, yumuşatıcı bunlar alerjiyi tetikliyor, katalizör görevi yapıyorlar. Buhar makinesini kesinlikle önermiyoruz. O ev içindeki rutubeti ve ev tozunu arttırıyor. Buhar makinesini kullandığımız çok nadir bir iki hastalık var. Krup ya da ses tellerinin ötmesi diye bir hastalık var, sadece onda kullanıyoruz. Temizliği yapılmamış klimalar çok büyük risk faktörü. Ayrıca çocukların alerji hastası olmasında sağlık sisteminin rolü büyük. Erken dönemde tanı konulamıyor, belirtilere hep enfeksiyon diye bakılıyor. Çocuğa bronşit deniyor, antibiyotikle tedavi edilmeye kalkışılıyor."

DOÇ. Dr. Demet Can, 9 yaşındaki Rafet Can’ın kendilerine 2 yaşında getirildiğini, ailesinin bilinçli olması sayesinde ’hasta’ olmasının önüne geçildiğini belirterek şunları söyledi:

"Çocuklarda alerji belirli bir sırayı izliyor. Buna alerjik manş deniyor. Bebeklerde önce egzama olarak başlıyor. Ondan sonra devreye bronşitler giriyor. Çocuk ikide bir hastaneye gidiyor, hava kokluyor, evine dönüyor daha sonra da alerjik nezle oluşuyor. Hastalarımızdan 9 yaşındaki Rafet Can bunlara iyi bir örnek. Bize 2 yaşında egzamayla geldi. Kremler verdik, alerjisi neye karşı onu araştırdık. O dönemlerde çikolata, boyalı şekerlerdeki katkı maddelerine alerjisi vardı. Onları hayatından çıkardık, bir şekilde kremlerle tedavi ettik ama bir süre sonra çocukta hırıltı, öksürük başladı, nefes darlığı baş gösterdi. Nefes açıcı ilaçlar kullanmaya başladı. O zaman yaptığımız alerji testinde hem ev tozuna hem de polenlere alerjisi çıktı. İlaç tedavisine çok iyi cevap verdi. Romatizma sorunu olduğu için aşı yapmaya uygun değildi. İlaç tedavisiyle düzeldi sadece alerjik (saman) nezlesi kaldı. Bu hayatı etkileyen çok kötü bir hastalık değil. Ama polenlerin yoğun olduğu bu dönemde o okulda arkadaşlarıyla bahçeye çıkıp, koşup oynayamıyor, teneffüslerde sınıfta oturmak zorunda."

7 yıldır alerji tedavisi gören Mediha Mahmut İlköğretim okulu 3’üncü sınıf öğrencisi Rafet Can, "Tüylü şeylere de alerjim var, şeftali yiyemiyorum. Bana nelerin dokunduğunu biliyorum, ona uygun davranıyorum. Şimdi polen dönemi, teneffüslerde sınıfta oturmak beni üzüyor ama yapacak bir şey yok" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!