Al sana blog-2

Güncelleme Tarihi:

Al sana blog-2
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2005 19:52

Saat 15.25 olmuş. Yukarıda dediğim gibi karnıma kramp giriyor artık, kartımı evde unuttum, markete gitmek için haber merkezinde birinden bir kart dilenmem gerek, şimdi ‘Benim bahtsız ve de kartsız kardeşim’ diyecekler gene, canım istemiyor...

Az sonra dişçiye gideceğim, diş etimi kesip açacaklar, çene kemiğime çivi çakacaklar, üstüne üstlük bu işkenceye mukabuil 15 günlük maaşımı toka edeceğim...

Ve bir saatten az vaktim kaldı hâlâ ne yazacağımı bilmiyorum.

Karın ağrısı, dişçi korkusu, para sıkıntısı...

Telefon.

- Babiiiiş!
- Kızııış!
- Şu noter meselesini hatırlatacaktım...
- Hatırlattın!

Notere açıp sormam gereken: ‘Bizim çocuklar şarkı yapıyorlar. Bestelerini ve güftelerini internete koyacaklar ama çalınmasından korkuyorlar. Sözleri ve müziği nasıl tescil edebiliriz!’

Sonucu bildiriyorum.

- Muccuk babişiiim, bi’şey daha söyliim mi?
- Söyle!
- Zeynep’in paketi hâlâ eline geçmemiş...
- Sorarım!

Zeynep, kızımın Hakkari’deki ‘kardeşi’. Defter, kitap filan gönderdiği bir küçük öğrenci. Bu sene ablasından bir önlükle bir bot istemiş, yanına kitap defter de koyduk ama koli 10 gündür yerine varamadı, Zeynep okula önlüksüz başladı, başımın etini yiyorlar evde...

Rapor ediliyor: Zeynep paketini aldı!

Telefon.

- Serdar Bey?
- Oğluku?

Birinci arama:

- Baba, sen oraları bilirsin, Gaziantep’in en iyi oteli hangisidir?

Niye soruyorsa! Ben Antep’i pek bilmem, açıp Ahmet’e soruyorum...

İkinci arama:

- Baba, belki sen bilirsin, sabun şeklinde bir pasta yaptırmamız lazım, nereye sormalı?

Hayır, dalga geçmiyor, ben alışkınım. Çabuk toparlanıp bir cevapla savuşturuyorum. Karnım aç, dişçiden korkuyorum, paraya acıyorum...

Üçüncü arama:

- Baba?
- Canım!
- Sen küçük bir otomobil bakalım diyordun ya, bir temiz Honda var...
- Yavrum, bir babayla otomobil konuşmak için - senin açından söylüyorum - uygun bir zaman ve şerait değil!

Çok hızlı idrak eder ve babasını iyi tanır:

- En kısa zamanda konuyu size tekrar hatırlatmak üzere saygılar diliyor, izninizi arz ediyorum sayın babacığım!

Saat 15.40 oldu.

Hâlâ karnım aç.


- Arkadaşlar bu yeteri kadar blogtu mu? blog mudu, muydu? Yine mi olmadı? Ulan ben bi’şey anlamadım bu blogtan... ‘Aklıma eseni, içimden geleni’ mi yazayım? Amirlerim de dahil mi buna? Amirlerim hariç aklıma esen, içimden gelen... Tamam!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!