Ajda savaşı kızıştı

Güncelleme Tarihi:

Ajda savaşı kızıştı
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 30, 2005 00:00

Fikret ÅženeÅŸ, televizyondaki programında kendisini ‘şarkı sözü yazarı’ olarak takdim etmediÄŸi gerekçesiyle, Ajda Pekkan’a ÅŸarkılarını yorumlama yasağı getirdi. Bu olay müzik çevrelerinde yeni bir tartışma baÅŸlattı. ‘Bir eserin sahibi onu yaratan söz yazarı ve besteciler mi yoksa yorumlayanlar mıdır’ polemiÄŸi giderek alevleniyor.Ajda Pekkan ile söz yazarı Fikret ÅženeÅŸ arasındaki ‘Şarkı Savaşı’nda kim haklı? Ãœnlü söz yazarları ile yorumcular, iÅŸte bu konuda fikir ayrılığı yaşıyorlar. Eserler, eser sahibine aittir(‘Tahta Masa’, ‘Kahır Mektubu’, ‘Bir Gülü Sevdim’ ÅŸarkılarının söz yazarı)Eserler, eser sahiplerine aittir. Bu ÅŸarkılar için de geçerlidir, romanlar için de, ÅŸiirler için de... Bir eser sahibine sadece para vererek, pazardan alışveriÅŸ yapar gibi onu onore edemezsiniz. Bir eser sahibinin hem maddi hem de manevi hakkı vardır. Hatta manevi hakkı daha da kutsaldır.O eseri çalarken, söylerken eser sahibini onore etmek bir erdem ve borçtur. Bu ülkede bu yapılmadığı için yıllardır ÅŸarkıcılar vitrinde ve sahnelerde, söz yazarları ile bestecilerse inadına mezarlıklarda hatırlanır. Örnekse; iÅŸte bir Melih Kibar, Avni Anıl, Aşık Mahzuni Åžerif ve en son Kazım Koyuncu...Eserler, yorumculara aitse, bütün romanların üzerinden romancıların adlarını silelim! Parayı veren düdüğü çalar mı! Düdük ile müzik arasında fark yok mu!Fikret Hanım davasını kazanır(‘Tanrım Beni BaÅŸtan Yarat’, ‘Baharı Bekleyen Kumrular Gibi’, ‘Dilek Taşı’ ÅŸarkılarının söz yazarı)Fikret Hanım, yerden göğe kadar haklıdır. Davasını mutlaka kazanır. Yıllardır eser sahipleri olarak, haklarımıza saygı gösterilmesi için savaşıyoruz, yine de karşılığını alamıyoruz.Bunun için yorumcuların maddi-manevi her konuda dikkatli olmaları gerekir. Her ikisi de haklı(Müzik Yorumcuları BirliÄŸi DerneÄŸi eski BaÅŸkanı)Ä°nsanlar, kasetçiye gidince ‘Fikret Åženeş’in sözlerini yazdığı kasetler var mı’ diye sormuyor, ‘Ajda Pekkan’ın kasetleri var mı’ diye soruyor. Tamam, kanun önünde Fikret Hanım haklı ama Ajda Pekkan da haklı. Yani ‘Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan’ misáli...‘Samanyolu’ ÅŸarkısını dünyaya sevdiren Berkant, geçinmek için hálá sahnelerde... Åžarkının Ä°ngilizcesini söyleyen David Alexander Winter ise Avrupa’nın en zengin sanatçıları arasında! Ä°ÅŸ sonunda Telif Hakları Yasası’na dayanıyor.Bu nedenle eserlerinin tam karşılığını alamayan söz yazarları ve besteciler, hiç olmazsa manevi olarak haklarını almalı! Bu olay bana biraz reklam gibi geldi! Ajda ve Fikret Hanım, günlerdir gazetelerin manÅŸetlerinde!Bizde yorumcu hep ön plandaBöyle durumlarda etle tırnak misali yorumcuyla söz yazarı ve besteci hep bir arada olmalı. Aynı havayı solumalı. Ne yazık ki bizde hep yorumcu ön plandadır, biz üretenler arka plánda. Ãœretici, manevi olarak tatmin edilemiyor, hiç olmazsa manevi yönden tatmin edilmeli.Bestecinin kim olduÄŸunu ancak meraklısı bilirBugün dünyanın neresine giderseniz gidin ‘Strangers in the Night’ denildiÄŸinde akla eserin bestecisi deÄŸil, yorumcusu olan Frank Sinatra gelir. ‘Melankoli’ denildiÄŸinde de bestecisi olarak ben deÄŸil, yorumcusu olan Nükhet Duru akla gelir. Bestecisinin kim olduÄŸunu ancak meraklısı bilir.Åžarkılar genellikle yorumcularıyla bütünleÅŸir. Elbette, eser sahibinin izni olmadan yorumlanamaz. Fikret Hanım, o dillere yerleÅŸen fevkálade sözlerini yerli bestelerin üzerine deÄŸil, yabancı ÅŸarkılara yazmıştır. Ama gerçekçi olmak gerekirse, eser üzerinde hem söz yazarının hem de yorumcusunun hakkı vardır. Ama ÅŸarkıyı yaratanlar, en azından manevi olarak haklarını almalıdır.Ãœreticiler hep maÄŸdur ediliyor(‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda’, ‘Fırtınalar’, ‘Ben Adam Olmam’, ‘Devlerin AÅŸkı Büyük Olur’ ÅŸarkılarının söz yazarı)Bir ÅŸarkının sahibi yorumcuları deÄŸil, üreticileridir. Ve ne yazık ki ülkemizde üretici hep maÄŸdur edilmiÅŸtir.Avrupa’da tek ÅŸarkıyla şöhret olan bir söz yazarı, bunun karşılığında rahatça bir villa alabilmektedir. Bugün Türkiye’de sadece söz yazarı olarak evini geçindiren 3-5 kiÅŸi vardır. 10’u bulmaz.Bugüne o ÅŸarkılarla gelmediÖnce ÅŸarkını ver sonradan da yasakla. Bunu mantığım kabul etmiyor.Kayahan da bir ara Nilüfer’e ÅŸarkılarını yasakladı. Sonra ne oldu? Hiç. Bu ülkede ben olmasam, Sezen Cumhur Önal olmazdı. Sezen bana ÅŸarkı yazmasaydı, bir baÅŸkası çıkıp yazardı.Ajda Pekkan, bir sanatkárdır, bir güzellik abidesidir, bir meslek savaşçısıdır. Bugünlere sadece Fikret ÅženeÅŸ ÅŸarkılarıyla gelmemiÅŸtir! Madem öyle, söz yazarları bundan böyle kendileri yazıp, kendileri söylesinler.Araya girip iki dostu barıştırırımYıllar önce Mehmet Teoman imzalı ÅŸarkılarla adını zirveye yazdıran Nükhet Duru’nun Teoman’la yolları ayrılınca, ‘Nükhet Duru, biter. Bundan sonra ayakta duramaz’ diyenler çıkmıştı. Ancak yoluna Ali Kocatepe imzalı ÅŸarkılarla devam eden sanatçı, zirvedeki yerini korumayı baÅŸardı. Duru, Ajda Pekkan-Fikret ÅženeÅŸ tartışmasıyla ilgili ÅŸunları söylüyor:‘Söz yazarı olmasa yorumcu olmaz, yorumcu olmasa söz yazarı olmaz. Bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Ä°ki sanatçının birbirini tamamlaması çok önemli bir olay. KeÅŸke, sevgili Ajda programında biraz daha dikkatli olsaydı, Fikret Hanım’ın gönlü kırılmazdı. Olayın bu kadar büyümesi, bana yakında barışacaklarının sinyali gibi geldi. Onlar barışmasa da ben araya girip, iki eski dostu barıştırırım.’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!