Ağrılı gecelere son

Güncelleme Tarihi:

Ağrılı gecelere son
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ağrı tedavisi; kanser, migren ve zonadan sonra gelişen şiddetli ağrıları durduran bir tedavi şekli. Bu yöntem, dinmeyen ağrıları durdurarak hastaları tekrar hayata bağlıyor ve uykusuz gecelere son veriyor.

Ankara İbni Sina Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı üyesi Doç. Dr. Necati Çanakçı, ağrılarda klasik birçok yöntemin uygulandığını ancak, ağrı tedavisinin bunların içinde en etkilisi ve kesin sonuç vereni olduğunu söylüyor.

Doç. Dr. Çanakçı, özellikle kanser hastalarının bu tedavi şeklinden en fazla yararlanan grubu oluşturduklarını belirtiyor: ‘‘Ağrılarının durdurulmasında merdiven tedavisi adı verilen bir yöntem uyguluyoruz. Bunlar çok basit ilaç tedavisinden cerrahi operasyonlara kadar uzanan yöntemler. Hastalar ağrı tedavisine geldiklerinde, genellikle bu tedavi şekillerinin birini veya birkaçını uygulanmış olarak geliyorlar. Ağrının günlük geliş ve hastayı rahatsız ediş şiddetine bakılarak tedaviye karar veriliyor. Gece uykularını ortadan kaldıran, hastayı sosyal yaşantısından uzaklaştıran bir ağrı varsa direkt olarak en üstteki yöntem olan ağrı tedavisine geçiyoruz.’’

MORFİNİN ETKİSİ

Doç. Dr. Necati Çanakçı, uyguladıkları yöntemi şöyle anlatıyor: ‘‘Omurganın içinde bulunan omurilik, vücudun çeşitli bölgelerinden gelen sinirleri toplayarak başın alt tarafındaki omurilik soğanına iletiliyor. Buradan beyne gönderilen ağrı, algılanarak hissediliyor. Ağrı tedavisinde hastaların omuriliklerine ilaç verilmesini sağlayan bir araç yerleştiriyoruz. Bu araç, katedal olarak adlandırılıyor ve sinirlerden gelen uyarıları sinir merkezlerinde bloke ederek ağrıyı beyine iletmiyor. Kullanılan ilaç, çok düşük dozda, sulandırılmış morfindir. Etki süresi on üç ya da on dört saat kadar. Hasta için artık ağrısız dönem başlıyor. Bu dönemde, hastalar tekrar sosyal hayata adapte olur ve kaybolan iştahlarını yeniden kazanırlar. Bu tedavinin en önemli özelliği, çok kuvvetli bir ağrı kesici olan ancak, hemen bağımlılık geliştiren morfini, kana karıştırmadığı için bağımlılık yapmamasıdır. Morfin sinirleri etkileyerek beyne iletilmesini engelliyor.’’

Ağrılı hastalarının tedavisinde, göz ardı edilemeyecek konulardan birinin de hastaların psikolojik yapıları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çanakçı, ‘‘Hekim-hasta diyaloğu çok önemli. Asıl amaç hastanın güvenini kazanmaktır. İnsanları çok sevmek gerekiyor. Çünkü, hastalarla akraba gibi oluyorsunuz. Her an bir akrabanızı kaybetme riskiniz var’’ diyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!