Adana ve Gaziantep atakta firma sahiplerinden çok teklif alıyorum

Güncelleme Tarihi:

Adana ve Gaziantep atakta firma sahiplerinden çok teklif alıyorum
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2006 00:00

Garanti Bankası’ndan Demirdöküm’e, Turkcell’den Beymen’e, Arçelik’den Unilever’e kadar aklınıza gelebilecek bütün kurumsal şirketlere imaj danışmanlığı yapıyor. Bazı şirketlerin üst düzey yöneticileriyle kişisel olarak ilgileniyor. Kimi politikacıların da imajı ondan soruluyor. Prensipleri gereği eğlence dünyasının ünlüleriyle çalışmıyor ama bazı durumlarda istisnalar olabiliyor. Onlar da kaideyi bozmuyor.

Türkiye’nin ilk profesyonel imaj danışmanı Özlem Çakır, Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği (AICI) tarafından "En Başarılı Yabancı İmaj Danışmanı" seçildi. Ödülünü 8 Mayıs’ta Las Vegas’da düzenlenen bir törenle aldı. Bu ödülü neden size verdiler, diye soruyoruz. Kriterleri şöyle sıralıyor: "Bu ödülü almak için ülkende bu işi başlatan kişi olacaksın. Başarılı ve etik kurallara saygılı olmak çok önemli. Şikayet edilmemek gerekiyor. Ülkende herhangi bir ödül alıp almadığına bakıyorlar. Kitap yazman şart." Özlem Çakır’la imaj danışmanlığı mesleğini konuştuk.

NE İŞ YAPAR?

Kendisine danışana, iletişim, görüntü ve markalaşma gibi konularda yol gösterir. Kişisel gelişim danışmanı ya da koçu da diyebiliriz. Sesin etkili kullanımından vücut diline, saç renginden parfüme, giyilen renkten binilen arabaya, ne söylendiğine kadar her şeyle ilgilenir.

EĞİTİMSİZ YAPILMAZ
/images/100/0x0/55ea47ddf018fbb8f875c2e9


Göz zevki ve estetik anlayışı olan herkes, ben imaj danışmanıyım diyor. Mesela sanatçılarla, menajerleri yüzünden çalışmıyorum. Çünkü onlar, kendilerini imaj danışmanı zannediyorlar. Halbuki bu iş eğitimsiz yapılamaz. O kadar çok detay var ki. Tasarımdan, kumaştan, insan psikolojisinden anlamanız lazım. Farklı iletişim biçimlerini biliyor olmanız şart. Renk bilimi, vücut dili ve güzel konuşma teknikleri konularına hakim olmak gerekiyor.

İSİM AÇIKLAMAM

Şu anda 8 kişinin danışmanlığını yapıyorum. 2 hanımefendi, 6 beyefendi. Çalıştığım işadamı ve politikacıları söylesem şapkanız uçar. Ama bu hiçbir zaman olmayacak. Nasıl psikiyatr ona danışan hastanın adını paylaşamazsa ben de paylaşamam. Kiminle ne kadarlık anlaşma imzalayacağım belli olmuyor. Bazen aylık, bazen üç aylık, bazen günlük, bazen saatlik.

VÜCUT DİLİ ÇALIŞIYORUZ

Kimisi arıyor: "Önümüzdeki günlerde çok önemli iki konuşmam var. Bir araya gelmeliyiz" diyor. Konuşmanın etkili olması için neler gerekiyorsa yapıyorum. Sonra vücut diline çalışıyoruz. En son dış görünüşüne, ne giyeceğine, ne takacağına karar veriyoruz. Akıllarına bir şey takılırsa sabah üç bile olsa arıyorlar. Her şeylerini takip ederim. 24 saatlerini bana vermelerini isterim.

AKSESUARLA OLMAZ

Şunu dedikleri zaman çok yadırgıyorum: Ecevit’in mavi gömleği, Demirel’in şapkası, Özal’ın kalemi vardı. Bana da bir şey bulun ve ben o aksesuarla özdeşleşeyim. İmaj bu değil ki. Böyle marka olunamaz.

ALIŞVERİŞE GİDİYORUZ

Çalıştığım kişilerle birlikte alışverişe gidiyoruz. Tasarımcılara ya da terzilere gidip diktiriyoruz. Gardroplarını kontrol ediyorum. İşimize yaramayacakları birlikte eliyoruz. Kuaföre gidiyoruz. Makyaj malzemesi ve parfüm alışverişine çıkıyoruz. Takıları ona bırakıyorum. Çünkü insanların kişiliğini yansıtan takılar takmasını doğru buluyorum.

ŞİVE AVANTAJ OLABİLİR

Adana ve Gaziantep inanılmaz atakta. Buralardaki firma sahiplerinden çok teklif alıyorum. Bana ilk geldiklerinde şöyle diyorlar: "Ben Anadolu şivesiyle konuşuyorum. En kısa zamanda nasıl İstanbul ağzıyla konuşabilirim." Ben de onlara Anadolu şivesini avantaja çevirmekten bahsediyorum. Tombul iş adamlarına da aynı şeyi söylüyorum. Anadolu şivesi de, yapılı bir beden de marka tescili olarak kullanılabilir. Sakıp Sabancı şivesini, Erdal İnönü konuşma tarzını problem etmedi. Tescillendiler.

SAHTE KILIK DEĞİL

İmaj, insanın üzerine geçirilmiş sahte bir kılık değildir. Kazıdığınız zaman altında boşluk çıkmamalı. İnsanın eğitimi, kültürü, değer yargıları, onu insan yapan özelliklerini unutmamak lazım. Fiziği ve diksiyonu düzgün her hanım, spikerliğe soyunuyor. Soyunamazsın. Senin bir dünya kültürün, entelektüel birikimin var mı?

ERKEKLERLE DAHA KOLAY

Erkeklerle çalışmak, kadınlarla çalışmaktan çok daha kolay. Kadınlarla biraz daha yumuşak geçişlerle diyalog kurmanız lazım. Erkeklere bunun neden böyle olması gerektiğini anlattığınız zaman iş bitiyor. Hemen tamam, diyorlar. Fazla detaya girmeye gerek yok. Ama hanımlarla saatlerce birlikte eğlenebilirsiniz.

SAÇ RENGİ

Sarı saçın avantajına hiç inanmıyorum. Rengin kişiye yakışıyor olması önemli. O rengi taşımak daha da önemli. Sarıya boyadığınız zaman daha frapan ve dikkat çekici oluyorsunuz. Ama rengi taşıyabiliyor musunuz? Ruhunuz bunu taşıyabiliyor mu? Evet ise buyrun yapın. Mini etek giyip sürekli çekiştirenler gibi saçınızdan rahatsız oluyorsanız lütfen yapmayın.

BOTOKS ÖNERİYORUM

Yenilenmek şart. Amerika’da 60-65 yaşındaki anchorman’lere dünyanın parasını ödüyorlar hálá. Neden, çünkü bu adamlar genç ve dinamik gözükmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Onlarda birikim var, onlarda deneyim var, genç durdukları zaman da tercih ediliyorlar. Bazı kişilere estetik de öneriyorum. En çok önerdiğim diş estetiği. İkinci sırada Botoks geliyor.

POSTÜR, ÖNEMLİ

Uzun boy, istatistiksel olarak da kanıtlanan bir avantaj. Amerika’da araştırıldı. Ama ben, duruşun önemli olduğunu düşünüyorum. Postür, çok önemli. Kambur durunca uzun boy neye yarar! Kısa boylu olanlar hiç üzülmesin. Atatürk mesela hiç uzun değildi. Özal da, Ecevit de çok kısaydı.

KENDİME DE İMAJ

Kendime de imaj belirliyorum. Gelişiyorum, yenileniyorum. Saçlarımın rengi değişmez ama saç modelimi çok sık değiştiririm. Çünkü bir kadınım. Ruhum arada bir değişiklik ister, tüm kadınlar gibi. Bu meslekte dünya trendlerini takip etmek çok önemli. Bütün moda haftalarını geziyorum ama sadece moda değil. Yemek sunumunda, yatay sunumdan dikey sunumuna geçildiğini de bilmem gerekiyor. Markaların katalogları adresime geliyor. Sokağı takip ediyorum. Kafelerde saatler geçiriyorum.

82 ÜLKEDE 832 ÜYE

Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği (AICI), 82 ülkede faaliyet gösteren, prestijli bir dernek. 1998’de Amerika’da kuruldu. Özlem Çakır, derneğe 1999’da üye oldu. Üye sayısı 832 ama bu kişilerden sadece 108’i "profesyonel üye" sınıfında. Çakır da onlardan biri.

Dernek, profesyonel üyeliğe, adayları sınava tabi tutup portfolyalarına baktıktan sonra kabul veriyor. Kabul edilirseniz, isminizin yanına virgül koyup AICI yazabiliyorsunuz. Dünyadaki önemli şirketlerin hepsi, bu titre çok dikkat ediyor.

NEW YORK VE LONDRA’DA OKUDU

İzmirli. Amerikan Kız Lisesi ve Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. İmaj danışmanlığı eğitimine New York’ta Fashion Institute of Tecnology’de başladı, Atlanta’da London Image Institute’da tamamladı. 1998 sonunda Türkiye’ye gelerek kendi işini kurdu. Mayıs 2002’de Yapı Kredi Yayınları’ndan ’Profesyonel Yaşamda Kişisel İmaj ve Sosyal Yaşam Etiketi’ adlı kitabı çıktı. Mayıs 2005’te P&G Beauty ödül töreninde yılın en başarılı kişisel imaj danışmanı ödülünü aldı.

EN SAĞLAM 3 İMAJ

U2 Grubu’nun solisti BONO

Amerikalı televizyoncu OPRAH WINFREY

Sosyolog Prof. Dr. NİLÜFER GÖLE
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!