Açıklayabilir misiniz Sevil Atasoy’u neden görevden aldınız?

Güncelleme Tarihi:

Açıklayabilir misiniz Sevil Atasoy’u neden görevden aldınız
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2005 00:00

Etkilenmemek mümkün değil...Önce ‘hız’ından.Düşünme hızı, algılama hızı, yargılama hızı, yanıtlama hızı, davranma hızı...Sonra ‘bilgi’sinden.Biz de biliriz bunca yıldır röportaj yapıyoruz, insanlarla karşı karşıya kalıyoruz, Sevil Atasoy nadir bulunanlardan.Kadın, derya deniz.Hayran kalıyorsun.Olaya hakimiyetini dakika bir gol bir kabul ediyorsun.Direkt ‘saygı’ya geçiyorsun.O yüzden kendini anlatırken kullandığı şu sıfatlar (‘Dünya çapında biriyim’, ‘Uluslararası bir kişiliğim’, ‘Suç önleme konusunda milletlerarası politikalar geliştirebilecek veriye ve bilgiye sahibim’) sana batmıyor...Tam tersine onu tanımana, anlamana yardımcı oluyor.Üstelik Sevil Atasoy, bütün bu özelliklerinin yanı sıra cazibeli de.Tuhaf vahşi bir güzelliği var.Bilim kadını gibi değil yani.Kadın kadın.Bilimsel makaleleri yalayıp yutarken, ayağına turuncu Jill Sander ayakkabıları geçirmeyi, koluna da aynı renk çantayı takmayı ihmal etmiyor.Alman Liseli...Kocası.Kızı da.Ailecek.Liseden sonra Kimya Fakültesi daha sonra uzmanlık eğitimi için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Doktora Münih ve Türkiye’de. Ardından doçentlik ve profesörlük.Ve 18 yıldır Adli Tıp Enstitüsü’nün başında.Bir çığ gibi büyüyen babalık davalarının Türkiye’de arkasındaki isim, DNA testlerinin (halk deyişiyle DANA testlerinin) öncüsü.Bu kuruma getirdiği teknolojik ve bilimsel düzey, kimsenin inkar edemeyeceği boyutlarda. Ayrıca kurumun medyayla ilişkisini sağlayan, geliştiren de o.Medya maydanozu olmadan Okan Bayülgen’e bile çıkmayı başarmış biri.Yani röportajı okuyunca, değişik biri olduğunu, oldum olası çıkıntılık yapmayı sevdiğini göreceksiniz. Ama hepsinin bir sebebi olduğunu da.İşte bu kadın 18 yıl sonra görevden alındı.Yaşlandığı için.Gençlere yer açmak gerektiği için.O koltukta yeteri kadar oturdu, biraz da başkaları otursun dendiği için.Anlamak mümkün değil tabii!Bu ülkede başarılı öne çıkan insanların kaderi midir bu diye sormamak da!..KENDİMİ METHETMEYİ SEVMEM AMABen uluslararası bir kişiyim. Kriminalistik dediğimiz alanı, yani suç delillerinin incelenmesini, geniş bir perspektifte bilen biriyim. Suç önlemede ülke politikaları bile geliştirebilecek veriye ve bilgiye sahibim. Bu sayededir ki, Birleşmiş Milletler’in 13 kişilik Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesiyim...KOCAM, 13 YAŞINDAN BERİ SEVGİLİMİkimiz de Alman Liseliyiz. Faruk, Siyasal Bilgiler’i bitirdi. Her şeyi tartıştığım ve paylaştığım yegane insan. Çok akıllıdır. Bir de beni insafsızca eleştirir. Sinir olurum ama çok da faydasını görürüm. Bence insanın, kendisini sevdiğini bildiği biri tarafından eleştirilmesi çok değerli. O eleştiri, çok negatif ve yıpratıcı bile olsa, karşındakinin bunu bir çıkar gözetmeksizin yaptığını biliyorsun. E kulak vermek lazım. ‘İyi günde, kötü günde’ diye bir laf vardır ya, senelerdir birlikteyiz. Çok seyahat ettiğimiz için burun buruna bir hayat değil bizimki. Eğlenceli bir hayat...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!