20 yılda yazılan 10 yılda başrol oyuncusu bulunan film

Güncelleme Tarihi:

20 yılda yazılan 10 yılda başrol oyuncusu bulunan film
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2010 00:00

Orhan Oğuz bir Balkan göçmeni. Ailesi yıllar önce topraklarını bırakıp Türkiye’ye göç etti. Çocuklar bu değişime uyum sağlasa da dedesinin aklı hep memleketinde kaldı. Oğuz, küçük yaşında dedesinin yaşadıklarından o kadar etkilendi ki hikayesini 20 yıl önce filme çekmeye karar verdi.

Haberin Devamı

10 yıl senaryosu üzerinde çalıştı. Sonunda hayaline ulaştı ve çekimlerine bu yıl Makedonya’da başlanan ‘Hayde Bre’ isimli film İstanbul’da tamamladı. Sıcak ve hüzünlü bir hikaye anlatan filmde Nilüfer Açıkalın, İlker İnanoğlu ve Suzan Kardeş başrolleri paylaşıyor

Dilenci gibi duruyor diye dedemi tekmeledim
ORHAN OĞUZ

Filmin hazırlık aşaması 20 sene sürmüş. Neden bu kadar uzun?
- Zaten beş yıldır Arka Sokaklar’ın yoğun temposundayım. Bir de 10 yılım dedemi canlandıracak başrol oyuncusunu aramakla geçti.
Sonunda nereden çıktı dedeniz?
- Makedonya’da buldum, Şevket Emrulla. 50 yıldır tiyatro dekorlarını yapan bir adam. İlk defa oyunculuk yaptı. 70 yaşlarında ve dedem gibi gerçek bir pehlivan.
Film dedeniz ve sizin hikayenizi anlatıyor. Hayatınızda film olacak kadar çarpıcı neler var?
- Bu filmin aslında bir alt metni var. Balkanlarda yaşayan Türkler bir zamanlar o toprakların sahibiyken şimdi azınlık. 1922’lerde başlayan göçlerde Balkanlar milyonlar halinde Türkiye’ye geldi. Topraklarını bıraktı. Ben de bu sosyolojik göç sorununu anlatmak istedim. Bu hikayenin odağındaki Şaban Aga da benim üvey dedem. Filmi yapılması gereken özel bir insandı.
Hayatınızda bu kadar iz bırakan dedenizin nasıl bir hikayesi vardı?
- Yıllarca Balkanlardaki topraklarını bırakmak istemedi. Ama kızı yani annem, Türkiye’ye gelince dedem de mecburen kızıyla gelmiş. Beyoğlu’nda yaşardık. Dedem her sabah odasında duran valizi alır, kapının önüne çıkıp oturur ve memleketine döneceği günü bekleyip hayaller kurardı.
Sonunda topraklarına dönebildi mi?
- Annem maddi sıkıntılarımızdan dolayı dedemin hayallerini kurduğu Makendonya’daki topraklarımızın hepsini sattı. Ve dedeme söylemedi. Ona burada kalması gerektiğini empoze etti. Tabii şehirde yaşamak dedemi bir süre sonra çökertmeye başladı. Ruhsal dengesi bozuldu. En sonunda annem her şeyi sattığımızı itiraf etti.
Bu itiraf dedenizi nasıl etkiledi?
- Kendini odasına kapattı. Yemedi, içmedi, banyo yapmadı. Hiçbir hastalığı yokken iki gün sonra öldü.
Bunlar yaşanırken siz kaç yaşındaydınız?
- 12 yaşındaydım. Dedemin kapıcı gibi kapı önünde oturması beni sinirlendirirdi. Hatta bir gün uyuya kalmıştı ve önüne para atmışlardı. “Neden dilenci gibi oturuyorsun” diye onu tekmelediğimi hatırlıyorum. Çocukluk işte...
Annenizin hikayesi de gerçek mi?
- Hayır, o kısımlarda filmleştirmeler var. Annemi eşim Nilüfer canlandırıyor. Filmde felçli bir kocası var. Yalnızlık, kaos ve cinsel baskılarla karşı balkondaki bir adamla birbirlerine karşı cinsel istek duyuyorlar. Annem şimdi hayatta değil. Tabii böyle bir ilişki de yaşamadı.
Hayatta olsa ve filmi izleseydi sizce nasıl tepki verirdi?
- Biz babam öldükten sonra buraya göç ettik. Annem başka evlilik yapmadı. Bazen o da aşk yaşasın isterdim diye düşünüyorum. Ama olamazdı. Çünkü Balkan kadınlarının örf ve adetlerine göre çok zor. Bir de biz 10 kardeşiz. Annem 35 yaşında bu kadar çocukla başa çıktı. Filmde 10 çocuk yerine üç çocuk kullandım. Yoksa Hababam Sınıfı’na dönerdi (Gülüyor).

Haberin Devamı

Filmde karşımdakini görmeden el yordamıyla oynadım
İLKER İNANOĞLU

Haberin Devamı

Film için imaj değiştirmişsiniz?
- Evet. Solcu bir profesörü oynuyorum. Ben de solcu ve biraz isyankar bir adamım. Ama karakter saçı sakalına karışmış, bakımsız bir adam. Bu yüzden üç dört ay sakal bıraktım. Bir de gözleri açık renkli olsun diye lens takmamı istediler. O yüzden filmde karşımdakini görmeden, el yordamıyla oynadım (Gülüyor).
Uzun bir aradan sonra yeniden sinemadasınız. Neden bu filmi seçtiniz?
- Çok fazla aksiyon filmi teklifi geliyor. Ben artık karakter rollerini canlandırmak istiyorum. Yakışıklı adam yerine öteki adamı oynamayı seviyorum.
Sinemada Türker İnanoğlu ve Filiz Akın’ın çocuğu olmanın avantajları mı dezavantajlarını mı yaşadınız?
- Daha çok dezavantajları oldu. Rol teklifine gelirken “Yapar mı? Bu rolü oynar mı? Nasıl olsa onun kendi şirketi var” diye düşünüyorlar. İnsanlara sürekli oyunculuğun benim mesleğim olduğunu söylemek zorunda kalıyorum.
Oyunculukta istediğiniz yerde misiniz?
- Oyunculuğun sonu yok bence. Hep farklı karakterleri canlandırmak istiyorum.
Peki oyunculuğa isteyerek başlamadığınız doğru mu?
- Zaten dört yaşındaydım. O yaşta bir çocuk neye bilerek isteyerek başlayabilir ki? Altı yaşında Altın Portakal aldım. İlk Altın Portakal alanlardanım.
Sert bir adam olduğunuz söylenir. Doğru mu?
- Hayır ama başta bir duvarım oluyor. Çok tutkuluyumdur. Sinirlenirsem de seviyorsam da sonuna kadar..
Yeni projeleriniz var mı?
- Doktorlar dizisi yeniden başlıyor. Bir de sinema filmine başlıyorum.

Haberin Devamı

Ben kayınvalidem gibi davranmazdım
NİLÜFER AÇIKALIN

Sinemaya ne kadar ara verdiniz?
- Saymadım. Yaratıcılık duygusunu yazar olarak tadıyorum. Bu yüzden çok ara vermişim gibi gelmiyor.
Eşiniz Orhan Oğuz’la 10 yıldır siz de bu projenin içindesiniz…
- Evet. Senaryo birçok şekle girdi, üzerinde çalışıldı. Bir hayalin gerçekleşmesine tanık oldum. Ayrıca babamın doğduğu topraklara gitme fırsatı buldum. Bu da benim için özeldi.
Nasıl bir karakter canlandırıyorsunuz?
- Zorlukların içinden gelen bir kadın. Ailesiyle birlikte dönüşüm sürecinde. Zaten bir yerden başlayıp başka bir noktaya varan rolleri oynamayı seviyorum.
Kayınvalidenizi canlandırmak nasıl bir his?
- Bunu hiç düşünmedim. Benim ana meselem canlandırdığım karakter Saadet’ti. Orhan’ın annesini tanıyamadım. Ablalarını tanıyabildim. Ve onları gözlemledim.
Peki siz olsanız Saadet gibi oradaki toprakları satar mıydınız?
- Onu çok iyi anlıyorum ama ben olsam öyle davranmazdım.
Bu filmi siz nasıl tanımlarsınız?
- Naif ve eğlenceli öğeler taşıyıp seyirciyi bir yerden alıp başka bir yere götüren şaşırtıcı sahneleri olan bir film.

Haberin Devamı

İlk rolüm üstelik para da aldım
SUZAN KARDEŞ

Projeye nasıl dahil oldunuz?
- En başından beri... 20 yıl önce konuştuğumuz bu filmde bu sefer makyöz olarak değil ve Şaban Aga’nın kız arkadaşını canlandırdım. Ama kendime oyuncu deyip oyunculara haksızlık etmeyeceğim.
İlk sinema deneyimiz mi?
- Evet. Gerçek anlamda ilk rolüm. Üstelik para da aldım (Gülüyor).
Bundan sonra devam eder mi?
- Seviyorum valla. Devam edebilir.
Sizce bu filme neden gidelim?
- Çok iyi bir ışık, kamera, yönetim görmek istiyorsanız gitmelisiniz. Uzun zamandır sinemada özlem duyulan bir aile ve aşk hikayesi. Aynı zamanda gerçek.
Peki şarkıcı yönünüz filme yansıdı mı?
- Evet. Osman Aga şarkısını Şaban Aga yaptım. Yeniden sözler yazdım. Yeni albüm çalışmalarım da devam ediyor. Balkan şarkıları söyleyeceğim. CD’min altına da yapışkan süreceğim CD çalara takan bir daha çıkaramasın (gülüyor).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!