Kan emicilerin büyük atağı

Güncelleme Tarihi:

Kan emicilerin büyük atağı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2002 17:21

Türkiye ve Avrupa’da olağanüstü yağışlar ve sel baskınları yüzünden nemli ve sıcak hava nedeniyle sivrisinekler çoğaldı. Araştırmacılar iklim değişimi etkisiyle de Avrupa’da çok sayıda yeni sivrisinek türlerinin üreyeceğinden endişeli. Sineklerin virüs taşıdığına ilişkin birçok kanıt var.

Sıcak ve nemli hava, nehir taşkınlarının çamura buladığı çayırlıklarda plankton ve dışkı mikroplarıyla dolu ılık su birikintileri ve su almış bodrumlar... Bunların hepsi sivrisineklere uygun bir üreme ortama hazırlamakta.

Avrupa’da küçük ırmaklarında meydana gelen hafif taşkınlar bile kan emici yaratıkların hızla çoğalmasına yol açmıştı. Alman Zoolog Stephan Scheurer’ın açıklamasına göre, akarsu çevrelerinde dakikada 250-300 sivrisinek üredi.

Yaşadığımız sel baskınları felaketinin boyutu önümüzdeki günlerde belli olacak. Serin havalarda yumurtaların larvalara dönüşmesi, sineklerin gelişip larvalardan sıyrılmaları iki haftayı aşkın bir sürede gerçekleşmekte. Selden etkilenmeyen bölgelerde de bile insanlar geceleri çoğalan sivrisineklerden şikayetçi.

Dikey deliyorlar

Sivrisinek derinin üzerine konar konmaz iğnesini dikey olarak sokar. Eğer kılcal damara denk gelmemişse emici iğnesini kıvırarak deriye paralel olarak içeri doğru kaydırabilir de.

Her sokuşta da yaraya pıhtılaştırıcı salgısını salar. İnsan bedeni bu saldırıya histamin salgılayarak tepki verir ki insanı deli eden kaşıntıya neden olan da budur. Ama eğer kaşıntı olmasaydı bu sefer de sivrisinek sokması nedeniyle kolayca yaşamımızı yitirebilirdik.

Son sivrisinek istilasından sonra Almanya’da ilginç yöntemler keşfedilmiş. Örneğin Hamburg’dan yayın yapan ‘Oldie 95’ radyo kanalı, programına insan kulağı için neredeyse duyulmaz olan ‘Anti-sivrisinek tonu’ eklemiş. Program direktörü Stephan Heller, dinleyiciler sinek ilacından vazgeçerek huzur içinde uyuyabilirler dese de, uygulamanın olumsuz yönleri de yok değil.

500 milyar yok edildi

Basından yansıyan yakınmaların ardından siyasetçiler kan emicilere yönelik yeni savaşım yöntemlerinin peşine düştü. Olasılıkla Bacillus thuringiensis israelensis (Bti) mikrobundan yararlanılacak. Bu zehir sivrisinek larvasının bağırsağında ölümcül maddeleri ayrıştırmakta.

Bti, Ren ovasında birkaç hafta önce meydana gelen taşkınlarda başarıyla uygulanmıştı. Bu amaçta helikopterden su birikintilerine Bti zehri içerikli buz bombaları atılmakta. Ancak bu sefer durum daha kötü. Şimdiye dek 15 000 hektarlık bir alana sivrisinek ilacı püskürten helikopter sayesinde 500 milyar dişi sivrisineğin yok edildiği bildirilmekte.

Bu arada Bti uygulaması çevrecileri düşündürmekte. Bti zehrinin püskürtüldüğü bir bölgede yapılan bir futbol karşılaşması sırasında örneğin futbolcuların formaları öylesine kararmış ki onları neredeyse hakemden ayırmak mümkün olmamış.

Kitlesel ölümler

Bununla birlikte sivrisinek saldırısı hiç de küçümsenecek gibi değil. Sonuçta kan emicilerinin hızla üremelerinden yalnızca sel baskınları değil küresel ısınma da sorumlu. Üstelik insanlar da sivrisinekler için uygun üreme ortamları yaratıyor.

Kentsel faktörlere bağlı ısınma, sivrisinekleri geceleri de çalıştırmakta. Yağmur sularının biriktirildiği bidonlar, su birikintileri, iyi sulanmış bahçeler hatta çocuklara otomobil lastiğinden üretilen salıncaklar bile sivrisineklere uygun üreme ortamı yaratıyor.

Kan emici böceklerden milyonlarca insan etkilenmekte: Afrika’da her 30 saniyede bir çocuk malarya yüzünden yaşamını yitirirken yılda 300 milyon kişi de anofel sineği sokmasından hastalanmakta. Malarya tarihte orta Avrupa’ya kadar sızmıştı. Napolyon’un Lombardia savaşları sırasında yaralılardan çok ateşli hastalar yatıyordu revirlerde.

Almanya’yı sıtma hastalığı korkusu sardı. 1997 yılında Çekoslovakya’dan gelen Tahyna virüsü kuzeybatıyı sarmıştı.

Uzmanlar Asya’da dang hastalığına yol açan ve Batı-Nil virüsünü de taşıyan ‘Aedes albopictus’türü sivrisineğinin Avrupa’da yayılmasını bekliyor. Batı-Nil virüsü yüzünden bu yıl Amerika’da 14 kişi yaşamını yitirdi. 1996 ve 1997 yıllarında Bükreş ve civarında 500’ün üzerinde insan hastalandı. Virüsün bu yüzden Almanya’da da yayılmış olmasından endişelenilmekte. Ve hastalara grip tanısı koyan doktorlar, gerçekte Batı-Nil virüsüyle karşı karşıya olduklarını fark etmiyorlar bile.

Bu tür riskler dikkate alındığında sivrisineklere yönelik daha etkili mücadele yöntemlerinin önemi gündeme gelebilir.

1000 koku hücresi

İnsan bedeni üzerinde herhangi bir yan etki bırakmayan kokulu sinek tuzaklarının daha etkili olması bekleniyordu, ancak ne var ki tüm deneyler başarısızlıkla sonuçlandı. Bayer firmasından Günther Nentwig, insan bedeni tüm yapay tuzaklardan daha çekici bir koku salgılamakta ki bu son derece karmaşık motif, sivrisineklerin reseptörleriyle bire bir örtüşmekte, diyor.

Kıl köklerinde 1000 kadar koku alma hücresi bulunan duyu antenleriyle sivrisinek bu motifi hiç şaşırmadan algılayabilmekte.

Bilim adamları yıllardan beri sinekleri çeken özel koku karışımını analiz etmeye çalışıyorlar. Deneylere keskin ayak kokusundan ‘tatlı kana’ kadar birçok koku faktörü dahildi. Buna rağmen hiç kimse hangi kokunun sivrisineğe daha cazip geldiğini bulamamıştı.

Regensburg Üniversitesi’nde, zoolog Martin Geier ve meslektaşları tarafından yapılan yeni bir araştırma, 20 000 deneyden sonra olumlu sonuçlar verdi.

Sinekleri kolesterin çekiyor

Sanıldığı gibi sivrisinekleri ‘tatlı kan’ değil yüksek kolesterin seviyesi çekiyor. Ama insan bedeninin terle birlikte salgıladığı laktik asit ve yağ asitleri en önemli etkenler olarak ortaya çıktı. İnsanların sık sık yıkanmaları bile işe yaramıyor çünkü sivrisineklerin koku organları temiz insanların kokusunu duyumsayacak kadar duyarlı. Bilim adamı sinekleri çeken koku kokteylini kopyaladıktan sonra yapışkan bantlar üzerine aktararak tuzak olarak kullanılabileceğini düşünüyor.

Ama bu sinek ilacının piyasa çıkması biraz zaman alacak. Bu arada sivrisineklerden korunmak isteyenler, eski bir İskandinav geleneğinden yararlanmayı deneyebilir: Laponya halkı sivrisinek mevsiminin başlangıcında çayırlarda çırılçıplak yuvarlanarak sivrisinek salgısına karşı bağışıklık kazanmaya çalışıyor.

Sivrisineklerden ne şekilde korunabiliriz?

Açık havada etkili olan maddeler

Cilde sürülen sinek kovucu ilaçlar yararlı olabiliyor. En etkilisi DEET içerenler; fakat cildi ve gözleri tahriş edebilen bu ilaçlar çocuklara önerilmiyor. Bayrepel (Auton family) ise iki yaşından büyük çocuklarda kullanılabiliyor. Kimyasal ilaçlar geniş alanlarda kullanmak için uygun olmadıkları gibi uzun vadede de etkili değiller. 14 kimyasal ve biyolojik sivrisinek kovucu maddenin test edilmesi sonucunda en iyi sonuç Autan family ürünüyle elde edilmiş. Limon ya da lavanta esansı da aynı etkiyi göstermekte. Bazı insanlar 10-20 dakika içinde yeniden ilaçlanmak zorundalar. Ancak uçucu yağlar sulandırılmadan cilde sürülmemeli, çünkü bunlar da cildi tahriş edebildiği gibi keskin kokar.

Etkisi şüpheli olanlar

Kokulu mum ve lavanta demetinin etkisi açık havada ve kapalı mekanda kokunun yoğunluğuna ve koku kaynağının mesafesine göre değişiyor.

Etkisizler

Sinek kovucu bileklikler, B1 vitamini, maydanoz ve sarmısak hapları.

Kapalı mekanda etkili olan maddeler

Zararsız sinek ilaçları ve cibinlikler. Prize takılan ya da duman yayan spiraller etkili. Ancak uzun vadede kullanılması sakıncalı , sadece tatil için önerilmekte.

Etkisiz olanlar

Üzerlerine karanfil batırılan turunçgiller, UV lambaları, radyodan yayımlanan sinek kovucu ultrason tonları.

Kaşıntıyla başa çıkmak için

Antihistaminik merhem vb., sivrisinek salgısına karşı savunma mekanizmasını engelliyor. Karanfil yağı uyarılmış sinir uçlarını uyuşturuyor. Amonyak, alkol, kesik limon, diş macunu, idrar ve tükürüğün etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!