Kahraman olmak istemiyorum hayalim dünyaya meydan okumak

Güncelleme Tarihi:

Kahraman olmak istemiyorum hayalim dünyaya meydan okumak
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2009 00:00

Fırsat verilse ya da istedikleri gibi kariyerlerini yönlendirebilseler, Türk pilotları neler yapabilir? Bu soru Volkan Işık, Nejat Avcı, Serdar Bostancı, Ercan Kazaz ve Serkan Yazıcı gibi isimlerini sayamayacağımız kadar çok kişiyle daha önce defalarca ispatlandı. Ancak bunun son ve en önemli örneklerinden birisini Emre Yurdakul isimli genç pilot imza attı.

Benim de seyretme şansı yakaladığım Yurdakul, pilot fabrikası olarak bilinen Finlandiya’da Fin pilotları arkasına takışını izlememin ardından bu sorunun cevabını kendi adıma çok daha iyi almıştım. Eğer Türk pilotlar bu şansı yakalarsa dünya çapında bana göre çok iyi isimler olur ve hatta ülkemize en önemli şampiyonlukları getirir. Bana bu duyguları saydığım efsane pilotların ardından bir kez daha yaşatan Emre Yurdakul ile keyifli bir sohbet yaptık.

BAŞARILARIMIZ EN ÖNEMLİ İSPATI

Bu sohbete başlarken en çok merak ettiğim konu elbette bu sorunun Emre Yurdakul tarafından cevaplandırılmasıydı. "Eğer bu şansı yakalarsan dünya çapında neler yaparsın?" Emre’de bu konuya çok samimi bir şekilde cevap verdi ve ilk olarak, "Sanırım fırsat verilirse neler yapabileceğimizin kanıtı, bugüne kadar verilen fırsatlarla yaptıklarımızdır" dedi. Yurdakul ayrıca, "Ben gerçekten hayal ettiğim gibi bir kariyer yaşayabildiğim için hem çok şanslı olduğumu düşünüyorum hem de bunları başarabildiğim için kendimle gurur duyuyorum" diyerek kendisini şanslı ve gururlu hissettiğini de vurgulamış oldu. Elde ettikleri her başarının kendilerine duydukları güveni de artırdığını belirten Yurdakul, Finlandiya, Almanya gibi ülkelerde yarışırken diğer pilotları da gördüklerini ve onların kendilerinden daha yetenekli olmadıklarını düşündüklerini de dile getirdi.

KAHRAMAN OLMAYA ÇALIŞMADIM

Bugüne kadar ellerindeki imkanlarla en yüksek başarıya ulaşabilecekleri bir yol izlediklerini belirten Yurdakul, bu sırada kahraman olmaya çalışmadığını da söyledi. Doğru adımları attıklarına inandıklarını, limitlerini zorlamaları durumunda kaza yapabileceklerini bunun da istikrarlarını ve başarılarını engelleyebileceğini düşünen Yurdakul, bu durumda kendilerine verilen sorumluluğu yerine getirmedikleri için "elde ettiğimiz şansları da kaybedebilirdik" dedi. "Tabii ki artık daha çok hızlanmak istiyorum ve son 3 senedir elde ettiğimiz tecrübelerin buna yardım edeceğini düşünüyorum" diyen Yurdakul, aynı zamanda her daim sporun içinde olup en iyisini yapmaya çalışan bir takımda olduğumuz için çok şanslıyız da diyerek takımının önemini de dile getiriyor. Yurdakul can alıcı sözleri ise en sonunda söylüyor ve, "Hayalim bir dünya takımında fabrika pilotu olabilmek fakat belki de ileride yüzde yüz bir Türk takımı olarak bu sefer başa giden pilotlara kafa tutabiliriz, kim bilir. Ben yine elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğim" diyerek bu konuya son noktayı koyuyor.

AİLEM HER ZAMAN DESTEK OLDU

Ailesinden her zaman destek gördüğünü söyleyen her yarıştan önce arayıp ailesinin sesini duyduğunu, yarış akşamları da onları arayarak o gün yaşananları paylaştığını söylüyor. Geride kalan sezonda takım halinde ilk üçü oluşturarak kendilerine destek verenleri de memnun ettiklerini düşündüğünü dile getiren Yurdakul, ekonomik kriz dolayısıyla bütçeler biraz kısıldığını ama krizi fırsatlara çevirmenin mümkün olduğunu düşündüğünü de sözlerine ekledi. 2009 sezonunun planlarının tam olarak kesinleşmediğini de belirten Yurdakul, yakın gelecekte Fiesta Super 2000 ile Dünya Ralli Şampiyonası genel klasmanında yarışan bir Türk pilot olarak önemli başarılar kazanmayı istediğini de belirtiyor. Geçtiğimiz sezon katıldıkları Türkiye Rallisi’nde tüm yarışı lider olarak götürmelerinin ardından son etapta lastik patlatarak ikinci sıraya düştükleri sırada yaşadığı anıyı unutamayan Yurdakul bu olayı ise şu şekilde anlatıyor: "İkinciliğe düştüğümüz zaman umutsuzluğa kapıldım. İşte o sırada co-pilotum Can Erkal bağırarak beni kendime getirdi ve yarışı ikinci sırada tamamlamamızı sağladı. Bu belki de sezonun gidişine etki eden bir olaydı."

Redbull’dan Sal kendini Maçka’dan yokuş aşağı yarışı
/images/100/0x0/55eadc56f018fbb8f89b59e1

24 Mayıs 2008 tarihinde ülkemiz yine en ilginç organizasyonlarından birine sahne olacak. Red Bull Soap Box Race adı verilen organizasyonla İstanbul’daki Maçka Parkı çok renkli görüntülere sahne olmaya hazırlanıyor. "Ayaklarını yerden kesmeye hazırsan tek yapman gereken biraz yaratıcılık ve cesaret! 24 Mayıs 2008’de bu organizasyonla kendini yokuş aşağı bırakmaya hazır ol!" sloganıyla tanıtımı yapılan organizasyonda yaratıcı bir ruhla birlikte biraz deli cesareti aranıyor. Kendi ellerinizle yapacağınız ev yapımı motorsuz bir sürüş makinesi ile katılabileceğiniz bu yarışta belki bir küvet, belki bir yemek masasını dönüştüreceğiniz sürüş makinesi ile hayatınızın en keyifli anlarından birini yaşayarak önemli başarılar elde edebilmeniz mümkün. Bugüne kadar Avustralya’dan Güney Afrika’ya, Jamaika’dan İtalya’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde 35 kez düzenlenen yarış ilk olarak 2000 yılında Belçika’da yapıldı.

13 MART SON TARİH

Yaratıcı katılımcılarla birlikte şirketlerin de ekip olarak katılabileceği ve katılımın ücretsiz olduğu bu yaratıcı ve eğlenceli yarışmada yer almak istiyorsanız elinizi çabuk tutmanız gerekiyor. Çünkü son başvuru tarihi 13 Mart. Bu organizasyona katılmanız için yapacağınız tek şey 0216 466 47 27 numaralı Red Bull Soapbox Race Uçuş Kontrol Merkezini aramak. Açacağınız bu telefonun ardından size gerekli yönlendirmelerin yapılacağı belirtiliyor. www.redbullsoapboxrace.com.tr isimli internet sayfasından da konuyla ilgili olarak bilgi alabilmeniz mümkün. 50 bini aşkın seyircinin önünde ve milyonların televizyonlardan takip edebileceği bu keyifli yarış üç kritere göre değerlendirilecek. İlki pistte yapacağınız zaman. Her bir kriterde olduğu gibi en fazla 50 puan alınabilecek virajlı ve 500 metre uzunluğundaki yokuş aşağı bir pistte cesaret gerektiren bir sürüş istiyor. İkinci kriterse kullanacağınız araçtaki yaratıcılık. Üçüncü ve son kriterse yarış boyunca göstereceğiniz performans. İşte bu bölümde yarış arkadaşlarının hünerlerini göstermesi gerekiyor. Başlamadan önce dans etmek, şarkı söylemek, gülmek, ağlamak ve rol yapmak için takımların 20 saniyesi olacağı ve bu 20 saniye içinde yapılması gereken en önemli şeyin birkaç puan daha kazanmak için jüriyi etkilemek olduğu belirtiliyor. Güzel kostümlerin de iyi puan getirebileceği verilen ipuçları arasında yer alıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!